GS ve FB’den Ankara’ya demokrasi dersi

Beşiği sayılan İngiltere’den Dünya’ya yayılan futbol; İslâm gelenekleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle bu spor dalının öncüleri, Müslüman olmayan azınlık mensuplarıydı.

20. asrın başlarında daha evvel seyirci olarak ilgi duyulan bu spora, Türk takımları da katıldılar.

1903 BJK, 1905 GS ve 1907 FB, kurdukları takımlarla bu sahada öncü oldular. Daha sonra Cumhuriyetle beraber futbol federasyonu da kurulunca, millî takım seviyesinde maçlar da başlamış oldu.

Malûm, bu kulüpler bir A.Ş olup hem malî yönden denetlenecek bir kurum olarak para akışı yüksek olduğundan, hem de çok branşlarda sporcu yetiştirdiğinden bir parti gibi kongre kararları alınıyor, başkan ve yönetim kurulu delegelerin oylarıyla seçiliyor.

Türk tipi demokrasisine baktığımızda kulüplerimizin meclisimizden daha iyi çalıştığını söylemek abartı olmaz her halde. Seçime girerken listeler düzenleniyor, yapılacak icraatlar anlatılıyor, malî yapı şeffaf bir şekilde delegenin nazarlarına havale edilip oyları isteniyor. Adaylar elele kolkola kongre salonuna gidip başkanla rakipler, tebrikleşerek takım için bütünlük arz ediyorlar.

GS, ALİ CENGİZ OYUNUNU GÖRDÜ

Bildiğiniz gibi liglerin ara verilmesine iki hafta kala, seçime 4 ay varken GS Başkanı Dursun Özbek’in aldığı erken seçim kararıyla 20 Ocak’ta 3 bin 500 delegenin katıldığı bir seçim yapıldı. Seçimi beklentilerin aksine Mustafa Cengiz’in alması şok etkisi yaptı. Zira bu seçim asırlık kulüplerde ilk defa müşahede ediliyor. Mayıs ayında yapılması gereken seçim, bir takım icraatları yapabilmek adına erkene alınmıştı. Başkan Dursun Özbek bu atakla bütün kozları eline almış ve herkesin beklediği Fatih Terim’i futbol direktörlüğüne getirerek seçimi yüzde yüz kazanacak ve garantiye alacak hamleler yapmıştı. Gazeteler, TV’ler ve kamuoyu temayülleri ismi sanı duyulmayan Mustafa Cengiz’i hesaba katmadan, Dursun Özbek’i başkan ilân etmişlerdi bile. Ancak seçim günü açılan sandıklar yavaş yavaş geriden gelen Mustafa Cengiz’i gösteriyor ve mazbatayı alan başkan oluyordu.

Seçilen başkan Mustafa Cengiz “Bana verilen oylar bu baskın seçime tepki oylarıdır. Olağan seçimler Mayıs ayında yapılacaktır, tepki oylarının tercih oyuna dönmesi için var gücümle çalışacağım” diye başkanlığı kazanmış olmasına ve kaybetme riskine rağmen seçim kararı aldı.

Hakikaten canla başla çalışarak, hem malî disiplin getirerek UEFA’dan gelebilecek men cezasına karşı bazı müeyyide geçişlerine güven verdi, hem de takımın 2017-2018 sezon şampiyonu olmasında teknik heyeti rahat bırakarak takımın önünü açtı.

Gelen şampiyonluk sonrası verdiği söz üzere dört adayın girdiği seçimi, oylarını katlayarak tekrar kazandı.

Başkan olması bir yana, seçimden korkmayan bir demokrat olarak tebrikleri hak etti. Hem başkan olarak hem de demokrasimize katkılarından dolayı biz de tebrik ediyoruz.

AZİZ YILDIRIM VE FB

Bir başka demokrasi zaferi de FB’de.

Malûmunuz 20 senedir başkan olan, iş adamı kimliği ve siyasilerle girdiği ilişkiler ve 3 Temmuz süreciyle aldığı hapis cezasıyla tanınan FB başkanı Aziz yıldırım, 20 sene bu görevi kimseye kaptırmamıştı. Son döneminde stada gelmeyen seyirci ve alınan başarısız neticeler sonunda gençlerin de başını çektiği tepkilerle, başkanlık yarışını kaybetti. Tepkiler o kadar büyüktü ki, bu seçimi de kazanır diyenlere inat Ali Koç, 20 bin delegenin 16.092 oyunu alarak FB’nin yeni başkanı oldu.

Dile kolay, tam 20 sene sonra bir devrin kapanmasına giden kongrede, demokratik duruşundan dolayı FB delegelerini ve FB başkanı seçilen Ali Koç’u tebrik ediyor, İstanbul demokrasisinden Ankara’nın da nasiplenmesini bekliyoruz.

Ankara ise; darbelerden fırsat kalır ve de adil seçimler yapılabilirse iktidara gelen bir parti (meşhur balkon konuşmaları) ilk beyanlarında “Partili partisiz herkesi kucaklayan bir siyaset yapacağız, bize oy vermeyenlere de hizmet götüreceğiz” demelerine rağmen daha ilk dakikalarda medya, iktidara saatlerce yer verirken, muhalefetin sesi bir iki dakikayla sınırlı kalıyor. Muhalif belediyelerin önü kesilir ve hazineden yardım gelse bile iktidar partisine göre devede kulak misali. Başka partilere el atmalar, manipülasyonlar, kongre kararlarına mani olunmalar, miting alanı vermemeler, hayvan pazarları vs. bakıldığında galiba futboldan alacağımız dersler var. Zira iki köklü kulübümüzün statükoya dur demesi, demokrasimize inancı getirdi.

Bu seçimleri Ankara duydu mu, uyudu mu acaba?

Darısı 16 senelik iktidara… TAMAM

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*