Hangi İslâm anlayışı?

IŞİD’in kafa kesen görüntüleri basına servis edildi. Bundan önce de bir çukura doldurduğu Iraklı sivil vatandaşları kurşuna dizdiği görüntüler dünyanın kanını dondurdu. Öldüren tekbir getiriyor, ölen de şehadet.

Her iki taraf Müslüman olmasına rağmen, Ramazan ayında bile insanlar bir böcek gibi öldürülüyor.

Dünyaya servis edilen “Müslüman terörist” imajı IŞİD’in katliamlarıyla bütünlük kazanıyor. Bu “imaj” operasyonu aslında 11 Eylül provokasyonu öncesinden başladı.   
***
Bruce Willis ve Denzel Washington’un başrollerini paylaştığı “Kuşatma” (The Siege, 1998) filmi “İslâm karşıtı” öğeler taşıyordu. Arnold Schwarzenegger’in “Gerçek Yalanlar” (True Lies, 1994) filmi de benzer düşmanlık üzerine kurulmuştu. Her iki film tepki çekti. Ama dinleyen kim? “İslâmofobia” düşüncesine yönelik senaryolar 11 Eylül’e kadar devam etti.
***
11 Eylül’de görkemli binalar patır patır yıkılırken, Hollywood yapımcıları çektikleri İslâm karşıtı filmleri bir bir piyasaya sürmeye başladı. ABD askerleri Afganistan ve Irak’ı işgal ettikten sonra, yapımcılar bayatlamış Vietnam konularını bir kenara bıraktı. Amerikan askeri bir kahraman(!), o ülkenin insanları ise kurtarıcısını bekleyen zavallı insanlardan oluşuyordu. Onları yöneten Müslümanlar ise senaryoya göre teröristti!
***
Dizi filmler ve ödüllü filmlerle oluşturulan “İslâm karşıtlığı” önce zihinlerde oluşturuldu. Sonra da “eylem”e geçerek “İşte İslâm bu!” dedirttiler.

Yakın bir zamanda gerçekleştirilen “Nairobi Baskını”nı hatırlayın. Başkent Nairobi’deki bir alışveriş merkezine düzenlenen saldırıda 240 kişi yaralanırken 61 sivil masum insan öldürülmüş; düne kadar çok sayıda kişiyi rehin tutan saldırganlar, güvenlik güçlerinin operasyonu sonucu ortadan kaldırılıyor.

Görüntüler korkunçtu; cesetler sağa sola savrulmuş, çocuklar başından kurşunlanmış, kasanın başında sipariş için bekleyen çiftler beton zemine cansız serilmişti.
Diyorlardı ki, “Katil, Eş Şebab militanları.”

Eş Şebab militanları ise, El Kaide’ye bağlıymış.

Biliyorum ki, “bilinçaltınız” hemen devreye girdi.
***
Boko Haram liderliğinde “İslâm adına” toplanan, ama “İslâm karşıtı” eli kanlı terör örgütüne ne demeli? Noel için toplanan kiliseye saldırı düzenliyor, camilere saldırıyor ve 400’e yakın kız kaçırıyor ve “Şeriat getireceğim” diyor. 2011 yılında Nijerya’da 450’den fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bu zorba, “İslâm” adına hareket ederek en çok “İslâm” düşüncesine zarar veriyor.
***
Şimdi de IŞİD… Az önce de yazdık; bunların eylemleri tamamen “İslâm dışı.” Bırakın onu, insanlık dışı… Zaten, insanî olmayan İslâmî olamaz. Hollywood ve Batı’nın verdiği mesaja aldanmamalı ve önümüze servis edilen haber bültenlerine karşı “önyargılı” bakmalıyız.

Biz kendi “İslâmî” değerlerimize sımsıkı sarılmaz, sahip çıkmaz ve uzaklaşır isek, onların “göstermek” istedikleri “İslâm” anlayışı ve imajı ne yazık ki dünyayı aldatmaya devam edecek.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*