Harfî korku

Düşünceleri düzenlemek, fikirleri âhenkleştirmek, duyguları durultmak; mânevî insicâmı bedenî bütünlükle oluşturduğu gibi, ömür dakikalarını bereketlendirir, az ömürde öz ameller yapmayı sağlar.

Bir anda zihin zembereğine çarpan düşünceler, dimağı etkileyen fikirler, kalbi karıştıran hisler; bedensel olarak bir yerde duruyor olsa da, o insanı farklı yerlerde gezdirir, değişik dünyalarda dolaştırır.

Titreşen düşüncecikler, ihtizazdaki duygucuklar, iç âlemi karardâde olmamış bir denize dönüştürür; yüksek olmasa da dalgalar hep vardır o denizde.

Musibet yükselmeler, zevk alçalmalar; denizin derin dalgaları, değişim dönüşleridir. Kâh boğulunur, kâh sahil selâmetine çıkılır; dalgalardan, değişimlerden.

Harfî hareketlerle hareket etmezse zihin, ya bir şirk kayasına çarpar ya da şüphe buzul dağına; hayat gemisi ömrün her “ân”ında batar, zamanın her salisesinde solar.

Harfî görüş, bakış, okuyuş; düşünce merdivenlerini yükseltir, duygu dağınıklığını giderir, gidilen yeri ap açık gösterir. Meyve harfini iyi okumak; insan çekirdeğini, kâinat çekirdeğini iyi okumayı, hayat ağacını güzel görmeyi öğretir.

İsmî boğulmalar acabalar denizindeki dalgalanmalardandır; bir ömrü boş bitirir, bir hayatı heder eder.

Acabalar, ne olacaklar, nasıl bitecekler şüphesi, endişesi, kaygısı hep sürecektir. Endişelerin kontrolüne girmek değil endişeleri kontrol altına almak; esen rüzgâr sahil selâmetine yol aldırır. Kaybetme endişesi ona daha fazla kıymet verdirir, muhafaza hususunda daha da gayrete getirir. Böylesi acaba iyidir, iyiliği boş bırakmaz, hareketli ve diri tutar. Endişenin, kaygının, ihtizazın harfîsi; ismî kaygılarda, korkularda kaybolmaktan korur.

“Başıma ne gelecek, biraz sonra ne olacak, geleceğim güvencede mi…” gibi korkular hazır zamanı zora sokar, onu boğar, işlevsiz ve hareketsiz kılar. Düşünceleri imanla düzene koyan, duyguları tevekkülle dizgine eden, “ân”ın derinliği ve enginliğini elde eder; kâh mazide, kâh istikbalde sürur ile seyahat eder. İsmî endişedeki biri küçük bir dalgada boğulurken; harfî kaygıyı elde eden, musibetin büyük dalgalarında adeta sörf yapar; geçmişin elemleri, geleceğin korku ve endişeleri onun hazır zamanına zarar veremez.

İhtizaz her zaman vardır; atomun çekirdeğinde, ağacın çekirdeğinde, galaksilerin karnında, kalbin ortasında, duyguların derinliğinde. İman başka türlü nasıl canlı olur; hayat ağacı başka türlü nasıl dal yapar, yaprak yapar, çiçek açar, meyve verir, meyvenin de yeniden çekirdeği olur?

Endişeye, korkuya, acabaya mahal yok; her mahal kontrol altında, her mahal Kudret, Rahmet ve Hikmet’in kapsama alanında. İmanı besleyen şüphe, Kudret’e götüren korku, Rahmet’e râm eden endişe iyidir. Her şey sıra ve kısmet tahtında dönüyor; düşünceleri darmadağın eden, duyguların düzenini bozan hırs hiçbir şeyi değiştirmez; sadece zihni hasarete, kalbi kasavete sevk eder, ümitsizlik denizinde boğar.

Endişeden uzak, korkudan ırak, kaygıdan berî; harfî şüpheler, harfî elemler, harfî korkularla beslenen bir iman duâsıyla…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*