Hawking’in çözemediği sır: Kadın

“Evrenin sırlarını çözdüm. Kadınları çözemedim…”

Bu sözler, yaşadığımız yüzyılın önemli  fizik bilginlerinden  biri olarak kabul  edilen  Stephan Hawking’e ait.

Hatırlarsınız Hawking, motor nöron hastalığı yüzünden kendisi  için  özel olarak üretilmiş  koltuğa yıllardır mahkum olan bilim adamı. Hastalığının  son dönemlerinde vücudunu saran felç ilerleyip,  yanak kaslarını da etkilediğinden dakikada sadece bir kelime üretebiliyor.  Şimdilerde onunla iletişim kurabilmek  için düşüncelerini  yada göz  kapaklarının hareketini  kaydedecek bir aygıt üzerinde çalışılmakta.

Gazetelerde geçtiğimiz ay 70. yaş günü için düzenlenen programda “Evrenin nasıl oluştuğunu çözdüm, fakat kadınlar  tam bir  sır! Onları çözemedim!”  diyen Hawking’i okuyunca “Tabii ki çözemezsin!”diye mırıldanarak gülümsemekten kendimi alamadım… (Milliyet- 7 Ocak 2012, Haber Türk Kariyer- 15 Ocak  2012)

İşte halk diliyle kaleme aldığı; evrenin  var olması ve  zaman kavramı üzerine yazdığı kitapla geniş çevreler tarafından tanınan, birçok şeref madalyası ve nişanın sahibi  olan Hawking’in fikirlerinden küçük bir demet!

KARADELİKLER, KIYAMET VE UZAY KOLONİLERİ

Hawking çekim kanununun istisnaları olduğunu, buna uzaydaki kara deliklerin mevcudiyetini delil gösteren bilim adamlarından birisi.

Kara deliklerin radyasyon çıkardığını ve zamanla uçup gittiğini, teorik olarak  evrenin yapısında yer alan  dalgalanmaları  keşfeden Hawking’in kıyamet ile de ilgili tespitleri var.

Ona göre kara  delikler  büyük  patlamayla   meydana gelen  kainatın ve zamanın başlangıcının ve kıyametin  delilleri hükmünde.  Ölüm sonrası yok. Ahiret, Cennet ve Cehennem  karanlıktan  korkan insanların ürettiği mitolojik kavramlar(!)

Hawking,  kainatın varlık sebebi için iki tez olduğunu söylüyor:  Kainat anlayamadığımız nedenlerden(!) dolayı ya bir  Yaratıcı ya da zerreler tarafından  yapılmıştır.  Kendisi bilimsel bulduğu ikinci tezi yani  evreni zerrelerin kendi kendine yaptığını kabul ettiğini belirtiyor.

Ölüme her  zaman hazır,  fakat yapacak daha çok işi olduğunu söylüyor.  Nükleer savaş ya da iklim değişimi sonucu dünya  yok olsa da,  insan ırkının devam edeceğini,    bunun için de uzayda Mars gezegeni ya da güneş sistemi içinde başka gezegenlerde koloniler kurulabileceğini anlatıyor.
Hawking’in evrenin varlığı ve dünyanın yok olması, insan ırkının devamlılığı konusunda söyleyeceği çok şey var. Gel gelelim kadınlara dair  (iki kez evlenip üç çocuğu olmasına rağmen) bir  şey söyleyemiyor. Çözememiş…

KAPALI KAPILARIN ANAHTARI  NEREDE?

Hawking’in fikirleri   Allah’ın  varlığına inanmayan bilim adamlarının varlık alemine bakışını özetleyen  bir ayna gibi adeta. Allah’ın varlığına inanmayan bilim adamları, insanlık alemini asırlardır meşgul eden  “Bu  mevcudat nerden geliyor? Nereye gidiyor? Vazifeleri ne?” sorusuna kocaman bir “Hiç!” cevabı veriyorlar. Bu durum inanan  insanları  tatminden çok  uzak…

Varlık aleminin bir bütün olarak tarif eden; yaratılışın  sırlarını, gezegenleri,  güneş sistemini,  insanın mahiyetini,  hastalıkların sırrını,  ölümü, kıyameti, ahireti, Hawking’in bir türlü çözemediği kadınları….  aklımıza gelen tüm soruları mukni cevaplarıyla izah eden iman hakikatleri olmaksızın tüm kainat yarım kalıyor, anlamsızlaşıyor…

KADINI ÇÖZMEK İÇİN…

Kâinat Sarayının eserlerini görmek ve göstermek  isteyen bir Sultan tarafından yapıldığını,  mevcudatın ve insanların bu saraya  Sultanı tanımak için gönderildiğini, tüm peygamberlerin sarayda  davetlilere  rehberlik vazifesiyle görevlendirildiklerini, ellerindeki fermanların aynı zamanda görevli olduklarına ispatı mahiyetinde  olduğunu, bunlar için de en son gelen rehberin sözlerine kulak verilmesi gerektiğini,  çünkü sarayın sırlarının  onda olduğunu,  hangi kurallara uyulması gerektiğini Ondan  (asm) öğrenebileceğimizi, Sultanın emirlerine uyarak ziyaretlerini tamamlayanların daha güzel ebedi saraylarda  misafir edilip, emirlere uymayanların cezalandırılacağını…

İşte küçücük bir çocuğun bile  rahatça kabul  edebileceği  bu   gerçekleri onlarca ödül ve nişanla taltif edilen  inançsız bilginlerin  görmek istememesi imtihan sırrının bir cilvesi olsa gerek…

Kainatın Sultanına, onun elçilerine, ellerindeki fermanlara, ölümden sonrası hayata, varlık aleminin bir programla takdir edildiğine, gözlerimizle algılayamadığımız, ama var olduklarını bildiğimiz nurani  mahlukların  olduğuna inananlar  olarak  şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:  Çözümün  yanlış  Bay  Hawking!

Kadını çözmek için kainatın gerçek sırrını bilmek gerekiyor! O da tek bir Yaratıcının varlığını kalben tasdik  etmekle doğrudan alakalı….
Uzun lafın kısası: İlâhî  mesajlardan uzak, kainatın sırlarını çözdüm zanneden bilim adamının, kadınları çözememesi, orada takılıp kalması şaşırtıcı değil!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*