Hayat apartmanının, bir tuğlası daha düştü

Bugün, milâdî 2021 senesinin son günü. Hani, Üstad Hazretleri’nin; “Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da, sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor” dediği gibi, bugün o hayat apartmanının bir tuğlası daha düşmüş ve böylece hepimiz ölüme bir adım daha yaklaşmış oluyoruz.

“Ölüm” deyince aklımıza bu senenin ilk gününde aramızda olup da bu son gün itibariyle bize veda eden “eş-dost, akraba ve arkadaşlar” geliyor. Aynen, Niyazi-i Mısrî’nin;

“Günde bir taşı, binâ-yı ömrümün düştü yere,

Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber”

beytini tasdik edercesine, aramızdan ayrılan hassaten Nur kardeşlerimizi hatırladık. Bunları, vefat sırasıyla zikredecek olursak, bizim aklımızda kaldığı kadarıyla; “Mehmed Akay, Selâhaddin Vatansever, Sabahaddin Boyacı, Mehmed Kutlular, Salih Oral, Mustafa Kılıç, Hasan Coşkun, Zafer Ferah, Mümine Güneş, Salih Çökren, Abdulmalik Atom, Abdurrahim Mermer, Beyhan Aktunç, Mahir Yenemuk, Şahabeddin Ünlü, Gürbüz Dinçer” gibi isimleri sayabiliriz. Aklımıza gelmeyenler ve daha evvel vefat etmiş olan Nur Talebeleri ile eş-dost ve akrabalarımıza da rahmetler diliyoruz.

Evet, bugün milâdî senenin son günü. Senenin ilk gününde duvarlarımızdaki yerini alan o kalın takvimler, bugün itibariyle son demine gelip, yarından itibaren yerinde yeller esecek ve yeni takvime yerini bırakacaktır. Tıpkı insanoğlu da öyle. Doğup, önünde çok yaşayacağı günler olup, sonra o ömür sermayesinin bitip, tükenip, fânî dünyaya veda edip, âhiret âlemlerindeki yerini aldığı gibi.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin, o unutulmaz güzel sözlerinden biri olan, On Altıncı Mektub’un Beşinci Meselesi’ndeki,  hepimizin başımız üzerine bir serlevha olarak asılması îcab eden şu sözleri;

“Dünya madem fânidir.

“Hem madem ömür kısadır.

“Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur.

“Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır.

“Hem madem dünya sahipsiz değil.

“Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir müdebbiri var.

“Hem madem ne iyilik ve ne fenalık cezasız kalmayacaktır.

“Hem madem ‘Lâ yükellifullâhu nefsen illâ vüs’ahâ’ [Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez. (Bakara Sûresi: 2:286)] sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur.

“Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır.

“Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır.

“Elbette, en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyevîye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin, kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin” ile makalemize nihayet verirken, Cenâb-ı Hak’tan, bütün insanlığa, saadet, selâmet ve hidâyet; bütün Müslümanlara feraset, ittihad ve uhuvvet; Nur Talebelerine de bâsiret, ittihad, ittifak, uhuvvet ve ihlâs nâsib etmesini diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*