Hayat yolculuğunda başarıya götüren bazı prensipler

Image
Başarmanın sırlarından en başta geleni; belli bir sisteme, prensibe ve kurallara uyma disiplini olduğu inkâr edilemeyen bir gerçektir. Bunun içindir ki: “Başarılı olanlar, şahıslar değil, sistem ve prensiplerdir” hakikati dünyanın her köşesinde ve tarihin her safhasında geçerliliğini korumayı sürdürmektedir.

 

Sosyal bir varlık olarak dünyaya gönderilmiş olan insanın günlük hayatında, kendisine verilen bütün organ ve duyguların yerli yerinde kullanılması, onlara yüklenilen yaratılış vazifesinin gereği, programı ve gayelerine bağlı olarak gerçek mânâda verim ve neticenin alınabilmesi için olmazsa olmaz şartlar vardır. Bu konuda belli bir ölçü ve kıstasın olması lâzımdır. Bu konularla ilgili dinî bilgiler Kur’ân âyetlerinde ve hadislerde yerli yerinde zaten zikredilmiştir. Burada nazara vermek istediğimiz ve dikkat çeken tesbitin “müsbet ilimler” dediğimiz sahada da Kur’ânî tesbitlere uygun düşen neticelere ulaşılmış olmasıdır.

Başarı konusunda, kitaplar ve ciltler dolusu görüş ve düşünceler yazılmış ve ortaya konulmuştur. Bazıları olayın en ince detaylarına kadar inse de, bazıları köklü, kısa ve özlü hakikatleri nazara vermişlerdir. Bu konuda dikkati çeken bir örneğe bakalım:

Bir Hint Dergisi, insanların başarılı olabilmesi ve “iyi yönetici” özelliğini kazanabilmesi için aşağıda verilen on altın öğüde uyulması gerektiğini ifade etmektedir:

1- Düşünmeye vakit ayır; düşünce güç için kaynaktır.

2- (Meşru) eğlenceye vakit ayır; eğlence gençliğin sırrıdır.

3- Okumaya vakit ayır; okuma bilginin pınarıdır.

4- Duâya vakit ayır; duâ, güç anlarda direnmenin desteğidir

5- Sevmeye vakit ayır; sevme hayatı tatlı kılan şeydir.

6- Anlaşmaya vakit ayır.

7- Gülmeye vakit ayır; gülme ruhun müziğidir.

8- Vermeye vakit ayır; verme günün aydınlığıdır.

9- İşini yapmaya vakit ayır.

10- Teşekküre vakit ayır; teşekkür, hayat pastasının kremasıdır.

Burada dikkati çeken konu; kâinatın en mükemmel varlığı, halifesi ve efendisi olan insanın düşünme melekesi ve vücudun idarî âmiri durumundaki aklın, maneviyât merkezi konumundaki kalbin, bütün vücut fonksiyonlarında koordinasyonu ve hayatı akıcı ve diri tutan ruhun, hayatın vazgeçilmezleri olan duyguların ve hislerin ne gibi şeylerle tatmin olabileceğinin ipuçlarının zikredilmiş olmasıdır. İnsanın mutlu olması ve insanları idare etme san’atındaki sırlar, bir yönetici gözünde nasıl olması gerekliyse, o şekilde tesbit edilmiş ve neticeler ortaya konulmuş.

Başka bir dikkat çeken husus ise; düşünce ve tefekkürün ön sıraya çıkması. Bu da oldukça ibretli. Eğlence kelimesini; müsbet mânâda dinlenme ve yenilenme olarak algılamak gerekir. Yorulan vücut mekanizmasının meşrû dairede eğlenmesi ona yeni direnç ve enerji katmaktadır. Okuma ve duâya olan ihtiyaç insanın ruhî ve anatomik yapısının gereği olarak ortaya çıkan çok önemli bir faktör olarak tesbit edilmiş.

Sevgi, fedakârlık, gülümseme, kendine vakit ayırma ve yapılan iyiliklere verilecek mutlak karşılık ve teşekkürün yeri ve öneminin, sosyal bir hayatın içerisinde yaşayan birey ve toplum için ne kadar faydalı olduğunun önemli bir gerçek olarak karşımıza çıkmasıdır.

Elbette bu konularda yazılıp söylenecek şeyler bu kadar kısa ve sınırlı değildir. Mutlaka daha çok yazılacak maddeler mutlaka olacaktır. Sadece tecrübelere dayanan ve bir adım öne çıkan önemli bazı hakikat ve prensipleri kısaca şöyle sıralamak mümkün:

İnsan için idare edilecek üç önemli şey; Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz.

Sevilecek üç şey: Cesaret, nezaket, yardım.

Nefret edilecek üç şey: Kin, kibir, nankörlük.

İstenen üç şey: Sağlık, dostluk, huzur.

Düşünülecek üç şey: Hayat, ölüm, sonsuzluk.

Bütün bunlara daha çok şeyler eklenebilir. Ama hepsinden en önemlisi muhakkak ve mutlaka ki bu sayılan hususların en bariz ve mükemmel tarz ve örneklerinin imanlı bir bedende, sahibini bilen bir zihinde çok daha iyi yerleşeceği ve hayat bulacağı asla unutulmamalıdır. Ve o vücuda sahip insanın hakikî Maliki’nin ve ustasının her icrasının, filinin ve tasarrufunun hikmetlerle dolu olduğunu anlayacak bir idrak, basiret, dimağ ve zihinde olması gerektiğiyle ancak gerçek saadeti tadıp devam ettireceğini unutmamak gerekiyor. Aynı zamanda gerçek saadet, ebedî huzurun da, ancak O’nu hiçbir an unutmayan ve ona isyan etmeyen bir ruh, vicdan ve hisler manzumesinde gizli olduğunu bilmekte yatıyor. Çünkü hayatı hayat yapan, gerçek mânâdaki tahkiki iman ve inançtır. Meşrû mutluluk ve saadetlerinizin hayat boyu devam etmesi dilek ve temennisiyle.

Image

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. NEJAT , abimize kremali hemde bol kremali , tesekkurler
    birde bu dondurmacidan gelirse deme tadina
    N. Y BROOKLYN – UGUR
    ILHAMI
    ALI
    MESUT V.S

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*