Hayatımızı, namazımıza göre programlamalıyız

Image
Gençlerin dünya hayatı ile ilgili çeşitli hayalleri, planları, ümitleri, beklentileri olur. Orta yaşlılık sınırının sonuna yaklaşırken, insan bazen başını çevirip geriye bakar ve o yaşına kadar nelerin peşinde koştuğunun ve nelere ulaşabildiğinin muhasebesini yapar.

Normal 0 21 false false false MicrosoftInternetExplorer4


Yaşlılık sınırına girdikten sonra ise, insanın ileriye dair dünyevî tasavvurları azalırken geçmişi hatırlama sıklığında artış hali görülür ve “geçip gitmiş olan ömürlerinin su gibi akıp gittiğini, yaşadıklarının kendilerine bir anlık yaşamak gibi geldiğini” söyleyenlere çok rastlanır.

Bazı ihtiyarlar da, “dünyada daha yapmak istedikleri çok şey olduğundan” bahsederler. “Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır.” hadisine göre, onların yapmak istedikleri hayırlı işler için, ömürleri kâfi gelmese ve imkan bulamasalar bile, Allah (c.c.) o hayırlı amellerin sevabını, niyet ettiklerini yapmış gibi onlara verebilir. Fakat, ecelin soluğunu hissetmeğe başlayınca; “- Daha yapmak istediğim çok şeyler vardı..” diyenlerin ekserisi, maalesef bundan Allah’ın razı olacağı ihlâslı amelleri kastetmezler..

Âyette belirtildiği gibi: Her nefis ölümü tadacaktır. Hüküm O’na (Allah’a) aittir ve ona gidilecektir. Ölümle dünyadan âhirete gidilen dünya yolculuklarını insanlar birer günlük birimler halinde, o insanlardan Müslüman olanlar da ayrıca, her gün içindeki namaz vakitleriyle bölünmüş gün kısımları halinde yaşarlar.

Hanefi mezhebine göre, “namaz kılmayanlar Müslüman değildir veya İslâm imanına sahip değildir” denilemez; fakat namaz kılmayanlar bu konuda manevî tehlike içerisindedirler. Çünkü, hemen tevbe edilip bir daha yapılmayacağına dair pişmanlık gösterilmezse, işlenen her bir günah içerisinde zamanla küfre gidebilen bir yol vardır.

İnsan, bu dünyada kendisini istediği gibi yaşamakta ve her istediğini yapmakta serbestmiş gibi görmek değil; “askerî bir misafirhanedeymiş gibi” farz ederek yaşaması gerekir. Vazife ile bir yere gönderilmiş olan bir asker, asker olduğunu, bir nizama tabi olduğunu, emir ve yasaklara uyması gerektiğini asla unutmadan misafirlik süresini tamamlayıp, kıtasına “vazifesini yapmış” olarak dönmesi gerektiği gibi, insan da Allah’ın askeri olarak geçici bir süre için bu dünyaya vazifeli olarak gönderilmiştir; Allah’ın askeri olduğunu, O’nun emir ve yasaklarını unutur ve aykırı hareket ederse, dünyadaki görevlendirilme süresi bitip O Kumandan-ı Akdes’in makarr-ı saltanatına ( En kudsî Kumandan olan Allah’ın Saltanatının karargâhı olan âhiret âlemlerine) döndüğü vakit, mutlaka cezalandırılacağını bilmelidir. Çünkü, O Kumandan-ı Akdes’in fermanı olan Kur’an’da bu husus açıkça, defalarca bildirilmektedir.

“Kâinatta en yüksek hakikat, imandır (İslâm imanı) ve imandan sonra da namazdır.” Her gün beş vakit namazı vaktinde ve usulüne uygun olarak kılmayan bir Müslüman, günlük talimatında mutlaka uyması gereken programına uymayan askere benzer. O asker, talimatına uymadığı komutanı tarafından mutlaka cezalandırıldığı, talimata uymamasını “benim kalbim temiz” cümlesiyle savunması kabul edilmediği gibi, Kumandan-ı Akdes’in günde beş vakit namaz kılmak talimatına uymamağa da ayni “benim kalbim temiz” cümlesinin mazeret olamayacağı düşünülmeli ve “fayda vermeyecek bir son pişmanlık” haline girilmemelidir.

Hem, iyi düşünülmeden çok defa söylenilen “benim kalbim temiz” sözü, cevap isteyen çeşitli sorulara ve tartışmalara da kapı açar: Namazı kılanlar, kalbi temiz olmayıp da kalbini temizlemeye çalışanlar mıdır? Belirli vakitlerde namazın kılınması, yalnız kalbini temizlemek isteyenlere mi, yoksa bütün Müslümanlara mı farzdır? “Kalbim temiz” diyenlerin namazdan muaf olacağına dair bir âyet var mıdır? Kalbi aslında en temiz olanlar, hepsinin başında Peygamberimiz (s.a.v.) olmak üzere, namazlarına niçin o kadar ehemmiyet verip bize örnek olmuşlardır? Kalbin temizliğinden kastedilen nedir; “Allah’a isyan, şeytana kulluk gibi hallerden uzak bir manevî temizlik” kastediliyorsa, kalbinin böyle temiz olduğunu iddia edenin bu iddiasının ispatını Allah’ın emri olan namaz kılmakla fiilen göstermesi gerekmez mi? “Kalp temizliği” nasıl tesbit edilebilir, “kalp temizliğinin standardı” nedir, bu standardı insan kendisi için koyup gene kendisi kontrolünü yapabilir mi? Ziya Paşa’nın bir beytinin bu konuya adapte edilmiş şekli: “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; şahsın görünür Allah’a itaati namazında”, “benim kalbim temiz namaz kılmasam da olur” diyenlere çok kısa ve şiir diliyle güzel bir cevap olmaz mı? ve hâkeza…

“Şüphesiz namaz, mü’minler üzerine belli vakitler için farz olarak yazılmıştır.” (Nisâ Sûresi, 4;103) âyeti mucibince, günde beş vakit namaz, buluğ çağından itibaren ölünceye kadar, aklı-şuuru yerinde olan her Müslüman’ın –kadınlığa mahsus özür halleri hariç- her türlü durumda ihmal etmemesi gereken en mühim ibadetidir. İnsan, hiçbir uzvunu hareket ettiremeyip sadece gözlerini hareket ettirebilse, gözüyle ima yoluyla namazını kılmayı ihmal etmemesi gerekir (tanıdığım bir mühendis dostum, geçirdiği ağır bir trafik kazasıyla vücudu tamamen felç olunca, ölünceye kadar, yattığı yerde gözleriyle ima ile günde beş vakit namazını kılmıştı). Hiçbir dünyevî işimiz, Peygamberimiz’in (s.a.v.) bir meydan muharebesindeki şartlardan daha ağır ve bizim namazımızın vaktini geçirmemiz için mazeret teşkil edebilecek mahiyette olamaz; Peygamberimiz (s.a.v.) o meydan muhaberesinde bile namazı vaktinde kılmakla ve sahabeye kıldırmakla, beş vakit namazı vaktinde kılmanın önemini onbeş asırdan beri gelen tüm Müslümanlara çok açık bir şekilde ders vermiştir.

O halde, beş vakit namazımızı vaktinde kılmak için namaz vakitlerini dikkate almayı ihmal etmeyelim. Günlük faaliyetlerimizi, her türlü işlerimizi, şehir içi ve şehir dışı seyahatlerimizi planlarken, beş vakit namazımızın vakitlerini geçirmemeye öncelik verelim.

 

Benzer konuda makaleler:

2 Yorum

  1. //// hayatımızı namazımıza göre programlamalıyız/// harıka bır cumle … hayırlı geceler dılerım musluman kardeşlerıme..

  2. Allah razı olsun çok istifade ettik değerli hocam sonsuz bir saadetin bileti vesikası ve sebebi necatı elbete namazdır

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*