Geçen akşam Zehra telefon etti. “Bir konuşalım mı, Orhan’la birlikte geleceğiz,” dedi. Çok sıkılmış ve sinirliydi.
“Noldu Zehra?”
“Valla çıldıracağım. Sınavlarım var, ders çalışamıyorum, arayan arayana! Benim hayatım, sınırları duvarları olmayan bir bahçe gibi, giren girene… Ne yapacağım ben? Allak bullak oldu hayatım.”
“Hayır demeyi öğrenmek lazım,” dedim. “Ama kendimize de hayır diyebilmeliyiz. Faydasız olana, zararlı olana, zamanımızı çalan her şeye… Biz kıymetliyiz. Hayatımız da, dakikalarımız da kıymetli.”
“Bunu ben de biliyorum ki… Ama kolay mı bu ülkede, bu kültürde?” dedi.
“Hiçbir şey göründüğü kadar zor değil,” dedim. “Yarın Seyir Tepesi’ne gelin, orada bunu bir çalışalım. Ne dersin?”
Ertesi gün, uçurumun kenarına oturduk. O sıcakta serin bir yerdi. Çayımızı içerken başladık konuşmaya…
Hayatınıza Sahip Çıkın: Hayır Demek Özgürlüktür
Bugün sizin için yeni bir başlangıç olsun. Suçluluk, kabalık ya da bencillik hissetmeden kendinize hayır deme izni verin. Sizi üzen ya da sürekli “evet” demenizi bekleyen birinin sizin iyiliğinizi düşünmediği çok açıktır. Her zaman hatırlayın: Kendinizi açıklamak zorunda kalmadan hayır deme hakkına sahipsiniz.
Zamanınız ve enerjiniz değerli. Kendi sınırlarınızı koymayı öğrenmek, kendinizi sevmektir. İnsanlara sizi nasıl sevdireceğinizi değil, size nasıl davranmaları gerektiğini öğretmelisiniz.
Ben de zamanında bunu öğrenmek zorunda kaldım. Aksi takdirde kendi içsel çöküşümün temelini ben atmış olacaktım. Zor kararlar karşısında artı-eksi listeleri yapmayı alışkanlık haline getirdim. Artık bir şeye “hayır” dediğimde, aslında kendime “evet” demiş oluyorum.
Bedenimdeki sezgilere kulak veriyorum. Her şeyi bilmeden önce hislerime güvenmek bana büyük bir pusula oldu. Ve öğrendim: Hayır, başlı başına tam bir cevaptır.
Nefsimize de “Hayır” Diyebilmek: İradenin Sessiz Zaferi
Bazen en büyük mücadele, dışarıya değil, içerideki o küçük ama ısrarcı sese karşı verilir. Nefsânî arzular, geçici hazlar, boş ekran saatleri, anlamsız ertelemeler… İşte bu nokta, kişinin kendiyle yüzleştiği yerdir.
Gerçek özgürlük, sadece başkalarına değil, kendi arzularına da hayır diyebilmektir. Her canı çeken yiyeceğe yönelmek, her iç sesin dediğini yapmak özgürlük değil, bağımlılıktır.
Kendine hayır diyemeyen, başkasına evet demeye mahkûmdur.
İrade, işte tam bu noktada devreye girer. Kendimize koyduğumuz sınırlar, sadece disiplin değil; ruh sağlığımızın da zırhıdır.
Bazen telefonu elimizden bırakmak, bazen bir tatlıyı geri çevirmek, bazen de bir anlık öfkeyi yutmak… Tüm bunlar, “hayır” diyebilen bir ruhun, özgürleşen bir kalbin işaretidir.
Bediüzzaman Said Nursi’nin akşamdan sonra ertesi güne kadar kimseyi kabul etmeyişi, sadece bir inziva değil, bir irade terbiyesidir.
“Akşam namazından sonra, ferdâsı öğleye kadar kimseyi kabul etmez, ibadetle meşgul olur. Pek az uyur.” (Tarihçe-i Hayat)
Bu bizlere gösteriyor ki, yalnız kalmayı bilmek, kendi sesine dönmek ve nefsinle konuşmak, aslında hayatı derinlemesine yaşamanın bir yoludur.
Hayır Demek Cesaret İster: Açıklama Yapmak Zorunda Değilsiniz
Birçoğumuz “hayır” dediğimizde kendimizi suçlu hissediyoruz. Ya karşımızdaki kırılırsa, ya dışlanırsak, ya yanlış anlaşılırsa diye endişeleniyoruz. Oysa bu sizin hayatınız ve sınır koymak en doğal hakkınız.
“İstediğin bu olsa da ben bunu istemiyorum” diyebilecek bir iç duruş geliştirmek, kendinize duyduğunuz saygının göstergesidir. Bazen sadece istememek, hayır demek için yeterlidir.
Unutmayın: Hayır demek, birini reddetmek anlamına gelmez. Bu, kendi değerlerinizi ve önceliklerinizi korumaktır. Karşınızdaki her isteğe cevap vermek zorunda değilsiniz. Ve hayır derken uzun açıklamalar yapmak zorunda da değilsiniz.
Basit bir “hayır”, başlı başına yeterlidir.
“Evet” Dediğiniz Şeyleri Seçin, Diğer Her Şeye Hayır Deyin
Steve Jobs’un şu sözü unutulmazdır:
“İnsanlar odaklanmanın, bir şeye ‘evet’ demek olduğunu düşünür. Oysa odaklanmak, yüzlerce iyi fikre ‘hayır’ demek anlamına gelir.”
İşte inovasyonun, üretkenliğin ve gerçek başarının sırrı burada. Yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızla da kim olduğumuzu belirleriz. Her “hayır”, içimizdeki daha büyük bir “evet” için yer açar.
Bu yüzden önceliklerinize karar verin. Ve ardından, diğer her şeye gülümseyerek, özür dilemeden “hayır” diyebilecek cesareti gösterin.
Son Söz: Hayatınıza Siz Sahip Çıkın
Hayır diyebilmek, hayatınızın iplerini elinize almak demektir. Çünkü eğer siz hayatınıza öncelik vermezseniz, başkalarının eline geçersiniz. Gerçek özgürlük, sebep göstermeden “hayır” diyebilmektir.
O gün Seyir Tepesi’nde oturduğumuzda Zehra’ya söylediğim gibi:
“Hayatın duvarsız bir bahçe olmaktan çıkması, senin elinde. Girmesini istemediğin kişilere kapıyı kapatmakla başlıyor her şey…”
Benzer konuda makaleler:
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği
- Bediüzzaman’ın hedefleri eğitim merkezlidir
- Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra projesi
- Mehmet Kutlular: Bir nur talebesinin siyasetteki istikameti