Hayırlı bir karar

alt

DES Başkanı Gürkan Avcı ise, “Çocuklarımızın hayrına, millî ve manevî değerlerimizin çizgisine hizmet edecek Kur’ân eğitimi gibi önemli bir karara imza atan, elini kaldıran ve sebep olan herkesi tebrik ediyorum. Bu çok hayırlı bir adım olmuştur” dedi.

GEÇ KALINMIŞ BİR KARAR

Kur’ân-ı Kerim’in seçmeli ders olarak okutulmasının kendi talepleri olduğunu ifade eden Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da, geç kalınmış bir karar olduğunu söyledi. Koncuk “Ancak 4+4+4 uygulaması için aynı şeyi söyleyemeyeceğim” dedi.

MEMNUNİYETLE KARŞILANDI

“Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı” dersinin lise ve ortaokullarda seçmeli olarak okutulması kararının, 4+4+4 şeklinde adlandırılan kanun teklifine dahil edilmesi büyük memnuniyet ve sevinçle karşılandı. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkacak olması ise eleştiriliyor.

ANAYASAL BİR HAKTIR

Seçmeli Kur’ân-ı Kerim ve siyer dersleri ile ilgili kararı değerlendiren Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu “Bu bizce çok hayırlı bir karar olmuştur” dedi. Kararın 18. Millî Şûrâsında alındığını belirten Gündoğdu, bunun anayasal temel bir hak olduğunu da kaydetti.

MAKUL VE MASUM BİR TALEP

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise, ‘’Müslüman bir ülkede herhangi bir insanın isteğine bağlı olarak çağdaş okul ortamında Kur’ân-ı Kerim’i ve anlamını öğrenme talebi kadar makul, masum bir talep olamaz’’ şeklinde konuştu.

Kur’ân ve siyer eğitimi ile hayırlı nesiller yetişir

“Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı” dersinin lise ve ortaokullarda seçmeli olarak okutulması kararının, 4+4+4 şeklinde kademeli 12 yıllık zorunlu eğitime ilişkin kanun teklifine dahil olması eğitim çevrelerinde büyük memnuniyet ve sevinçle karşılandı. Eğitimciler Kur’ân eğitimi ve Hz. Muhammed’in (asm) hayatının öğretilmesinin hayırlı ve ahlaklı nesiller yetiştirilmesine vesile olacağını vurguladılar. İşte eğitim camiasının bu karar ile ilgili görüşleri:

GÜNDOĞDU: DİN EĞİTİMİ ANAYASAL HAK

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu:Zaten 18. Milli Eğitim Şurası’nda biz Kur’an-ı Kerim’in seçmeli ders olarak okutulmasını teklif olarak sunmuştuk ve orada kabul edilmişti. Aynı zamanda Anayasa’nın 24. Maddesi’nin 2. şıkkında isteyenlerin çocuklarına din eğitimi aldırabileceği açık bir şekilde yazmaktadır. Bugüne kadar anayasadan kaynaklanan bu hak ve hürriyet uygulanmıyordu. Yeni karar ile bu uygulanabilir hale getirilmiştir. Böylece isteyen veliler çocuklarına seçmeli olarak Kur’an-ı Kerim ve siyer dersleri aldırabilecek. Bu bizce çok hayırlı bir karar olmuştur. Bundan sonra da bunun alt yapısı oluşturulacak ve uygulamada da sıkıntılar aşılacaktır. Bu karara bir şekilde karşı çıkanlar da zaten bu ülkenin yüzde 99’unun Müslüman bir ülke olduğunu çeşitli vesilelelerle dile getiriyorlar. Bugün dünyada değil yüzde 99’u, yüzde 20’si bile Hıristiyan olan ülkelerde dileyenler seçmeli olarak din eğitimi alabiliyorken, Türkiye’de aynı zamanda bir anayasal hak olan bu duruma itiraz etmek pek de mantıklı değil. Bir darbe anayasası olan anayasamızda bile buna izin verildiğine göre, bunun geç kalmış hayırlı bir uygulama olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün sigara, alkol, uyuşturucu, satanizm ve anarşizm gibi zararlı alışkanlık ve akımların ilköğretim birinci kademe seviyesine kadar düştüğü göz önüne alındığında, bu çağda böylesi hayırlı bir karara karşı çıkanların sanki bu kötü alışkanlıkların yayılmasını arzu ediyor gibi garip bir pozisyona düştüklerini kamuoyunun vicdanına sunmak isterim.

GEÇ KALINMIŞ BİR KARARDI

TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Biz Kur’an-ı Kerim’in seçmeli ders olarak okutulmasını doğru buluyoruz. Bu aynı zamanda bizim de talebimizdi. Dolayısıyla bizi memnun etti. Gerek Kur’an öğretilmesi gerekse Peygamberimizin (asm) hayatının okullarda öğretilmesi çok gerekli ve önemli bir uygulamadır. Hatta bize göre çok geç kalınmış bir karardı. Ancak 4+4+4 uygulaması için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Zira bu uygulama Türk eğitim sistemi için bir felaket anlamına gelecektir. Çünkü öğretmen dengesi, eğitim kurumlarının fiziki altyapısı ve müfredat hususunda büyük sıkıntılar doğacaktır. Mevcut öğretmenler ihtiyacı karşılamayacak, okulların fiziki altyapısı yetersiz olacaktır. Müfredatta da bir keşmekeş yaşanacak. Bu sadece rakamlardan ibaret içi boş bir tekliftir. Altı doldurulmamıştır. Okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamından çıkarılması da büyük bir fecaattir. Bizim 80 yıllık eğitim birikimimiz bu uygulama ile çöpe atılıyor. Kayıt olacak öğrenci sayısı iki misline çıkarken, derslik sayısı aynı kalmaktadır. Sayın bakanımız okul müdürlerinin odasını dersliğe çevirmekten bahsediyor. Bu çok aciz bir uygulamadır.

AVCI: HAYIRLI BİR ADIM OLMUŞTUR

Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı: Böylesine eğitim sistemimizin hayrına, çocuklarımızın hayrına, milli ve manevi değerlerimizin çizgisine hizmet edecek Kur’an eğitimi gibi önemli bir karara imza atan, elini kaldıran ve sebep olan herkesi tebrik ediyorum. Bu çok hayırlı bir adım olmuştur. CHP ve BDP başta olmak üzere bir takım ideolojik ve siyasi partiler ve bazı sivil toplum kuruluşları adeta isyan ediyor. 28 Şubat’ın pedagogluğuna soyunmuş gibi bir görüntü sergiliyorlar. Halbuki yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin evlatlarına kendi kutsal kitaplarının öğretilmesi gayet demokratik bir harekettir. Buna itiraz edenlere insan hakları ve eğitim hakkı ile ilgili evrensel hükümleri okumayı tavsiye ediyorum. Devlet pek tabii ki, vatandaşlarının talep ettiği dersleri okutmakla yükümlüdür. Bu alınan karar da bu iradenin yansımasıdır. Bu bizce çok geç kalınmış bir uygulamadır ve gerçekten hayırlı bir adımdır. Eğitim egemen güçlerin değil, halkın isteklerine göre uygulanacaktır. Şunu da eklemek istiyorum ki, şimdi hemen her gün televizyonlardan bir takım terör ve şiddet olaylarını görüyoruz. Bunlara bakılınca bu işleri yapanların yüzde 90’ının yüksek öğrenim görmüş kişiler olduğunu müşahade ediyoruz. Demek ki eğitim sisteminde bir yanlışlık var. Eğitimin amacı sadece akademik değildir. Mühendis, doktor yetiştirmek değildir. Eğer kendi milletine ve vatanına zarar verebiliyorsa bir kişi, mühendis veya doktor olmuş kime ne faydası var. Biz ahlaklı insanlar yetiştirmeyi hedef edinmeliyiz. Eğitimin hedefi bu olmalıdır. Etik gelişim, ahlaki gelişim bizim için öncelikli olmalıdır. Bakın büyük devletler bunun farkına vardılar ve artık eğitim sistemlerini baştan aşağı etik gelişim üzerine programlıyorlar. Bizim de böyle bir reforma ihtiyacımız var. Şimdi bu karar bir başlangıç olacaktır. Biz şimdi bu gençlerimize Kur’an-ı Kerim’i ve Hz. Muhammed’in (asm) hayatını öğreteceğiz. Öyle bir şahsiyet ki, bütün insanlığa en güzel örnek olacak ve büyük dersler verecektir. Çocuklarımızın ufkunu açacak ve onlara ahlakın en zirve örneklerini öğretecektir. Bu tarz bir eğitime sadece Türkiye değil bütün dünya ihtiyaç duymaktadır. Ben tekrar tekrar bu hayırlı karara imza atanları tebrik ediyorum. Bence çok cesurca bir karar olmuştur. Olması gereken buydu ancak, statükocuların vehim ve vesveseleri yüzünden sanki çok zor bir işmiş gibi görünüyordu. Meclisimize bu karardan dolayı teşekkür ediyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*