Hepimiz birer Kutlular’ız

İnsanlar vefat edince arkasında bir miras bırakırlar.

Bazıları mal, mülk, altın ve para…

Bazıları davalarını bırakır miras olarak.

Tıpkı, Kutlar Abi gibi.

Bakınız, onun hayat serencamına…

Arkasında davasından başka kalan bir şey yok.

Ne para, ne mal, ne de mülk…

Hepimiz şahidiz buna.

Bırakın, öyle mal mülk sevdasını…

Neredeyse;

Zaruri ihtiyaç olan dünyevi nimetlerden bile uzak kaldı Kutlar Abimiz.

Zira O, bütün ömrünü davasına harcadı.

Risale-i Nur davası uğruna her şeyini feda etti.

Evladını, ailesini ve bizzat kendisini.

İşte şimdi ondan bize kalan miras bunlar:

Yani;

Davası yolunda azami fedakarlık…

Zulme ve haksızlığa karşı dik duruş…

Risale-i Nura ve Üstada tam bir sadakat ve tebaiyet…

İman ve Kuran hizmetinde harcanmış bir hayat…

Ve…

Daha bir çok ulvi haslet…

Bu konuda hizmet ehli kardeşler çok güzel şeyler söylediler.

Söylemeye de devam ediyorlar.

Gazetemizden, sitemizden okuyoruz…

Euronur TV’mizden izleyip mutlu oluyoruz, şevke geliyoruz.

Bir önceki yazımızda demiştik ya:

“Dava adamları hayatı ile de, vefatı ile de hizmet ederler diye.”

Bu sözümüzün doğruluğuna yüzlerce ağabey ve kardeşler parmak bastılar.

Dilleriyle, halleriyle…

Yazıları ve sözleriyle.

Bu gün bize düşen ise Kutlar Abinin bize bıraktığı bu manevi mirasa sahip çıkmak, onun davasına gösterdiği sadakati örnek almak, ömrümüzün sonuna kadar bu davada sebat etmek, hayatımızın kalan dakikalarını iman ve Kuran davası için sarf etmek, bize tavsiye ettiği meşveret sistemine sıkı sıkıya bağlı kalmak, uhuvvet ve ittifak dairesinde birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek hizmet etmek…

Yani hedefimiz birer Kutlular olmak.

Elbette ki Kutlar Abinin yerini doldurmak çok zor.

Bu açık ve net.

Belki;

Bazı kardeşler, ağabeyler, ömrünü hizmette harcamış hizmet erleri, “Ben Kutlar Abinin yerini doldururum” düşüncesine sahip olabilirler.

Hatta bazı teşebbüslerde de bulunabilirler…

Bu kutlu ve ulvi bir duygu.

Ancak;

Öyle bir veya birkaç kişinin de Kutlar Abimizin yerini doldurması da pek mümkün gözükmüyor.

Çünkü kahramanları kahraman yapan şartlar ortadan kalkmış.

Onun için bu gün bize ve bizlere düşen bu Kuran ve iman davasına dört elle sarılmak.

Hedefimize, “bir Üstad, bir Zübeyir, bir Kutlular gibi olmayı” koymaktır.

Evet artık hepimiz birer Kutlular’ız…

Başta Yönetim Kurulu başkan ve üyelerimiz…

Umumi meşveret üyelerimiz…

İl ve ilçe heyetlerimiz…

Velhasıl,

Yeni Asya camiası olarak tüm fertlerimiz ve hizmet erlerimiz…

Hepimiz birer Kutular’ız.

Bu noktada karanlık güçlerin karanlık çehrelerine de birkaç sözümüz var:

Ey, derin dehlizlerdeki karanlık tipler!..

Ellerinizi oğuşturup, “Verdiğimiz ilaçlarla hastalığa yol açıp Kutlular’ı saf dışı bıraktık” diye boşuna sevinmeyin!

Boşuna fitne planlarını devreye koyup içimize parmak sokmayın…

Bu davayı dağıtıp parçalama sevdasına da yine boşu boşuna kapılmayın…

Çünkü;

Bu davada vefat edenler, bir ölür en az üç yüz dirilir.

İşte Kutlar Abi de bir ölmüş ve üç yüz dirilmiştir.

Belki de üç bin…

Belki de üç milyon dirilmiştir…

Korkun ve titreyin!..

Artık karşınızda bir değil üç milyon Kutlular var.

Çünkü biz hepimiz birer Kutlular’ız…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Karanlık dehlizlerde kurulan son kumpas da akim kaldı, bu kumpas şahsı manevinin dirayetyle bozuldu elhamdülillah, zaten Kutlular abi, bu zaferi dünya gözüyle gördü, öyle gitti, artık Nur’un önünde hiçbir oyun tutmayacak, şahsı manevi bunu gösterdi, bundan sonra hep zaferleri konuşağız, yaşasın şahsı manevi!!!

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*