Hepimiz öleceğiz be Osman…

Allah rahmet eylesin, Kutlular Ağabeyle alâkalı çok şeyler yazılmaya devam ediliyor, edilecek de…

Böyle insanlar unutulur mu? Elbette unutulmaz ve hafızamızdaki yeri her zaman sabitlenmiş bir şekilde duracaktır. (Bu makaleyi yazarken, acâib bir tevafuk oldu. Bir arkadaşla muhabere yapıyorduk. Yazarlardan Kutlular Ağabeye makale yazmayanları nazara verip, üzüldüğünü söyleyerek, “Kutlular Abi için, bin defa da yazılsa azdır. Bak, Nazım Hikmet hakkında ne kadar çok şeyler yazılıyor” dedi. Ben (burada enaniyeti ihsas etmesin diye “biz” kelimesini kullanırdık. Bir arkadaşımız îkazen hatırlattı “Güzel de, o zaman çok şeyi, sanki birkaç kişi olarak yapmışsınız gibi anlıyoruz” deyince, artık, anlaşılma kargaşası olmasın diye böyle yazdım) de şükür vefatından sonra, üç makale yazdım. Zaman zaman aklımıza (yazılması îcab eden hatıralar) geldikçe de yazacağız inşâallah!

Birçok mes’elede fikir teâtisinde bulunuyor, yanlış veya hatalı gördüklerimizi de söylüyorduk. Hassaten hizmetlerimize zarar verebilecek şeylerde îkaz vazifemizi de yapıyorduk. Rahmetli, birçoğunu da tashih ediyordu. Meselâ; bu yeni tanzim külliyattaki, âyet meâli ve lügatçe ile alâkalı olan hadiseyi, bir-iki video konuşmasında anlatmıştık, fakat yazılı olarak söylemedim galiba. Bizim Yeni Asya olarak, âyet ve lügatçe ilâvelerinden rahatsızlık duyanlar olmuştu. Bizlere de söyleyenler oldu. Bir gün, Ahmed Aytimur Abi, Kutlular Ağabeye demiş ki; “Niye böyle yaptınız?” Kutlular Ağabey de ona; “Ahmed Abi, Üstad Hazretleri’nin sağlığında, İşârat-ül İ’câzın sayfa altlarında âyet meâlleri yok muydu? Muhakematın arkasında, lügatçe yok muydu?” Tabiî Ahmet Abinin, “vardı” demesi üzerine, “eee abi, biz farklı bir şey yapmadık ki…” demiş ve Ahmed Abi de tasdik etmiş.

Bazen, vefat eden arkadaşlarımızdan, haberi olmadığını tahmin ettiklerimi de telefon açıp, Kutlular Ağabeyi haberdar ediyordum. (Rahmetli Ahmed Gümüş, Üzeyir Şenler v.s. gibi) haberi alınca, evvelâ üzülüp, “Allah rahmet eylesin” dedikten sonra, benim de üzüldüğümü anlayınca; “Hepimiz öleceğiz be Osman…” diye beni teselli ediyordu.

Birkaç trafik kazası geçirmiştim. Hemen arayıp, “Geçmiş olsun, yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye de derdimize ortak olurdu. (Birçok arkadaşımızın derdine ortak olduğu gibi…)

Meydana gelen kazalar, şükür, her ne kadar bizden kaynaklanmıyordu, ama yine de Âzrail (as) bizi yokluyordu. En son kazamızdan haberi olunca, hemen aradı. Yine aynı minvâl üzere teselli ve duâsını yapıp, yanımızda olduğunu hissettirdikten sonra, söylediği şu sözü hiç unutmuyorum: “Bak Osman, bundan sonraki hayatın, hayatının zekâtıdır.”

Allah rahmet eylesin, “hepimiz de öleceğiz” halkasına dâhil olduktan sonra bu dünya hayatından terhis olan Kutlular Ağabeyin, hayatta iken bilmediğim bir şeyini de vefatından sonra öğrendim. “Ben Nisan’da doğdum, Nisan’da evlendim. Allah-u âlem, Nisan’da da, öleceğim” sözünü öğrenince, hem tebessüm ettim hem de nasıl ben bunun farkına varamadığıma şaşırdım. Çünkü, Nisan ayı, güneşin “Koç burcunda” olduğu bir aydır. Ben de aynı burçtan olmamdan dolayı, Koç burcu karakterli insanları hemen bilir ve ilk tanışmamızda, biraz konuşma ve hareketlerinden sonra “siz koç burcu musunuz?” dediğimde, çoğu muhatap buna şaşırır.

İşte, Kutlular Ağabeyi nasıl oldu da sağlığında anlayamamıştım, şaşırdım. (Şunu söyleyeyim, burçlar bizim inancımızda vardır. Üstad, Re’fet Ağabeyin suali üzerine bunu anlatmaktadır. Bizim inancımızda olmayan, “burç fallarıdır” onun için, karıştırmamak lâzım.) Birçok mühim zatın bu burçta olduğunu biliyoruz. Bu zatların en büyüğü ve efendisi de Peygamberimiz (asm). Bunları bir vaziyet tesbiti için söylüyorum, yanlış anlaşılmasın. Ne burçların ne de şahısların birbirine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak, Peygamberimizin (asm) ifadesiyle “takvadadır.”

Evet, Kutlular Ağabey, Nisan’da doğmuş ve Nisan’da da vefat etmişti. Ve ona bu hâli de sağlığında malûm olmuştu. Yeri zor doldurulacak ve unutulmayacak olan Kutlular Ağabeyimize tekrar binlerce rahmet diliyoruz…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*