Bu kâinatın en nazdar ve nazenin misafiri olan insan; dünyaya gelir gelmez sonsuz zenginlik sahibi Ganî-i Mutlak’ın sanatlı, hikmetli ve inceliklerle dolu ikramlarıyla karşılanıyor.
Aklımızın alamayacağı kadar büyük bir kâinat içinde bir zerre kadar küçük olan dünyamızda, yaklaşık yedi milyar insandan biriyiz. Etrafımız ve vücut mekanizmamız bize kusursuz hizmet veren varlıklarla dolu. Büyük bir uyum, ahenk içinde şefkat ve nezaketle hizmet vermekteler.
İçinde oturduğumuz evlerin karşılığında bir fiyat veriyoruz. Ve ya ulaşımda kullandığımız taşıtlara bir bedel ödüyoruz. Dünya bizi hem üzerinde barındırıyor, hem kendi etrafında, hem de güneşin etrafında gezdiriyor. Biz bu mesken ve bu seyahat için hiçbir karşılık ödemiyoruz.
Hava için de bir fiyat ödemiyoruz. Oysa bize basit gibi gelen ve çoğu zaman düşünmediğimiz tek bir nefes almak ne kadar önemli. Bizim bir tek havayı içimize çekmemizle aldığımız oksijene vücudumuzdaki tüm hücrelerin ihtiyacı var. Bu oksijen olmadan hücrelerin bölünmesi, kalbin atması, organların faaliyetleri, kasların hareketi v.s işlevlerin hiç biri görevini yerine getiremez.
Evlerimizde ısı ve aydınlatmada kullandığımız elektrik ve doğalgaz için bir fatura bedeli ödüyoruz. Güneş ise her gün ısı ve ışığıyla tüm canlılara kucak açıyor. Hem de bedava. Uzmanlar güneşin bir saniyede ürettiği enerjinin, dünyada ancak üç milyar enerji santralinin bir yıl boyunca çalışmasıyla elde edilebileceğinden bahsediyorlar. Bediüzzaman Hazretleri ise, güneşin bir günlük yakın ihtiyacı için denizler ve okyanuslar kadar gazyağı, dağlar kadar kömür ve dünyanın bin katı kadar odun yığınları lazım olacağını söylüyor.
Nature dergisinin haberine göre ise canlıların yaşamasını sağlayan ekolojik sistemin bir yıllık maliyeti en az 33 trilyon dolar olarak hesaplanmış. İnsan değil bir yıllık, bir anlık yaşamasının karşılığını dahi ne kadar servet harcasa yine veremezdi. Hiçbir insan böyle bir karşılık veremeyeceğine göre, her insan fakirdir. Zaten Halıkımız da bizden bize verdikleri için sadece kendisini tanıtmak, bildirmek ve sevdirmek istiyor. Yaptığımız ibadetler de sadece bir nefes almamızın karşılığı olamaz.
Dünyada istifade ettiğimiz en basit bir ihtiyaç maddesine bir bedel ödediğimize göre, bize sunulan bu kadar nimetlerin de bir fiyatı olmalı elbette. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, bunların fiyatı üç şeydir: Biri fikir, biri zikir, biri şükür.
Hayatımızın fiyatını üç kelime ile ödemek mümkün olduğuna göre, bunu ödemekten kaçınmak, gaflet, ihanettir ya da nankörlüktür. Fıtratı bozulmamış, insanlığı sükut etmemiş bir insanın bu fiyatı ödemekten kaçınması mümkün değildir.
Mehtap Yıldırım Yükselten
Benzer konuda makaleler:
- Hayatın fiyatı
- ‘Kâinatın teşkilâtı’ neyi intâc ediyor?
- Dünyanın kazancı dünyanın masrafına yetmez
- Her gün yeni bir ‘haşir’dir
- “Herşey serbest” değildir!
- Hacet kapısı
- Zerreden kürrelere
- Her Şey Kontrol Altında
- Hizmet insanı
- Eskici geçmiş gönüllerden
İlk yorum yapan olun