Her meseleyi herkes her zaman anlamayabilir

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Risale-i Nur’un bazı yerlerinde talebelerinin Risale-i Nur hakikatlerini nasıl anladıkları hususunda onların tarz-ı telâkkilerini sormaktadır.

Bu husus bazen yanlış anlaşılmakta, Risale-i Nur meselelerinin hakikat ve hak yönünün değerlendirildiği gibi yanlış olan bir mana ortaya çıkmaktadır. “Hakaike dair mesâilde külliyatları ve bazanda tafsilâtları sünûhat-ı ilhâmiye nev’inden olduğundan, hemen umumiyetle şüphesizdir, kat’îdir. Onların hususunda sizlere bazı müracaat ve istişarem, tarz-ı telâkkisine dairdir. Onlar hakikat ve hak olduklarına dair değildir. Çünkü hakikat olduklarına tereddüdüm kalmıyor.” (Barla Lâhikası) Hakikatini ifade eden Bediüzzaman, talebelerinin fikirlerine müracaat etmesinin sebebini açıklayarak her türlü yanlış değerlendirmenin önünü kesmektedir. Hakikate ait meselelerin hem külliyatı hem tafsilatı yani detayları da sünûhat olduğundan, o hakikatin katiliğine ve kesinliğine şüphe verecek hiçbir yer bırakılmamıştır. Yani Risale-i Nur’un meselelerinin detaylarında hata bulurum diyenler hüsrana uğramaktadır.

Risale-i Nur’da yer alan bazı meseleler herkesçe, her zaman, aynı şeklide tam anlaşılamayabilir. Bu sebeple meselenin tafsilatını anlayayım derken hakikati sorgular manasında davranmamak gerektir. Hakikati Risale-i Nur derslerinin manası içinde anlamaya çalışmak başka, hakikatin doğruluğunu veya yanlışlığını sorgulamak başka bir şeydir. Birincisine en geniş manada izin vardır, ama ikincisine izin olmadığı gibi içinde büyük bir zararda bulunur. Zaten Risale-i Nur meselelerinin külliyat içindeki tafsilat kısımları külliyetin sahip olduğu manaları taşımaktadır. İdrakimizi aşıyorsa tafsilatı da içinde barındıran külli manayla iktifa etmek gerektir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*