Her yerde Nur’un kandilleri yanıyor elhamdülillah

Almanya Nürnberg Yeni Asya Temsilcisi Ömer Faruk Özaydın ile Nurculuğu, Said Nursî Hazretleri’ni ve Almanya’daki Nur hizmetlerini konuştuk.

Ömer Faruk Özaydın kimdir, kısaca sizi tanıyabilir miyiz ?

1958 senesinde Şanlı Urfa’da memur/çiftçi bir ailede doğdum. İlk ve orta tahsilimi Urfa’da okudum. Yüksek tahsil için İstanbul’a geldim. Evlilik, çoluk çocuk v.s derken tahsil hayatım devam edemeyince ticarete başladım. Çeşitli alanlarda esnaflık yaptım. 2000’lerin başında da Almanya’ya geldim. Şimdi yine ticaretle meşgulüm.

Ö. Faruk Bey; Risale-i Nurlar’ı nasıl ve ne zaman tanıdınız?

Bildiğiniz gibi Üstad Hazretleri Urfa’ya âlem-i İslâm’ın merkezi olduğunu söyleyerek büyük ehemmiyet vermiş; “Ben çok zaman evvel bekliyordum ki, Urfa tarafında Nurlar’a karşı kuvvetli eller sahip olmaya çıksın. Çünki orası hem Anadolu’nun, hem Arabistan’ın, hem Kürdistan’ın bir nevi merkezi hükmündedir. Nurlar orada yerleşse, o üç memlekette intişarına vesile olur (..) Şimdi Şam’a, Halep’e yakın olan Urfa’da bir medrese-i Nuriye ileride teşekkül etmesini kuvvetli ümit ediyoruz.” (Emirdağ Lâhikası.) diyerek ve Abdullah Yeğin Ağabeyi çok evvel oraya göndermiş. Salih Özcan ve Abdülkadir Badıllı gibi ağabeylerle dershane hizmetleri başlamıştı.

Üstadın vefatıyla ağabeylerin Urfa’da kalması ve gidiş gelişleriyle Nurculuk Urfa’da daha çok gelişmiş evlere kadar yayılmıştı. İşte bu zaman zarfında evimizde de dersler yapılıyordu. Biz de gelen misafirlerin ayakkabılarını düzeltiyorduk. Henüz ilkokul talebesi iken elimden tutup beni Rahmetli Badıllı Ağabeyin Zehraiye Camii’ndeki çocuklar dershanesine götüren rahmetli babamın “Bismillah her hayrın başıdır, Bir köy muhtarsız olmaz” vecizeleri ezberlemekle başladı Nur yolculuğumuz.

Nur Cemaati ve Nurculuğu tarif eder misin?

Esasen aidiyet başlı başına güzel bir şeydir. Dünyevî işlerde zayıf ve âcizlerin bir tarafa iltizam etmesi gibi ma- nevî yolculukta tarîkat ve cemaatler avamın tahassüngâhıdır. Bir şey bilmese de o iltizamla kuvvet kazanır. Nurculuğa gelince; Ahirzaman’ın bu dehşetli vetiresinde taklidi imanların kurtulması, asrın çok ötesinde ilim ve irfanla mücehhez olması ve Nurlar’ı dikkatle okuyanların zamanın mühim bir âlimi olmasını netice veren Nurculuk ki, bu farkı görenler için olmazsa olmazıdır.

Ancak zaman cemaat zamanıdır, ferd tek başına Nurlar’ı da okusa, ondan gelen feyizleri tam mânasıyla alamıyor. Fen ve felsefeden gelen dinsizlik ve günâhların hücümuna dayanması çok müşkildir. Hele bu siyasî çalkantılar içinde şahs-ı mânevînin meşveretle hareket etmesi neticesine tek başıyla sahip olamıyorsa esen rüzgârlar içinde savrulmaması çok zordur. İşte Yeni Asya bunu hakkıyla yaptığından bir ferd, ortak akıla istinad ederek rahatla hizmetini görebilir.

Said Nursî Hazretleri  “Urfa taşıyla toprağıyla mübarektir “ buyurmuş. Bir Urfa’lı ve Risale-i Nur Talebesi olarak Üstadın Urfa halkına gösterdiği ilgi ve alâkasının sebebi sizce nedir?

Estağfirullah, talebelik hedeftir, Üstad Hazretleri bizi dost olarak kabul etse ve Nurculuğun kapısından içeri girebilsek bahtiyarlardan oluruz.

Urfa’ya gelince; mâlûmunuz Urfa Peygamberler diyarıdır ve çok evliyayı da bağrında defnetmiştir. Hattâ “Urfa’nın sarhoşu da dine hürmetkârdır” diye dillere destan olmuştur. Üstad Hazretleri’nin Urfa’ya ehemmiyet vermesinin âlem-i İslâm’ın merkezi diye bakmasının yanı sıra, Üstadın hasta haliyle son günlerini geçirdiği Urfa’da, devlet baskısı karşısında halkın topyekûn sahip çıkmasını da hiss-i kabl’el vukû olarak bakabiliriz.

Ö. Faruk Bey, “İttihad” nedir kısaca anlatır mısın?

Mâlûmunuz olduğu üzere ittihad, bir olmak birleşmek demek. Bediüzzaman Hazretleri bu mevzuda “Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ittihad-ı İslâmdır” (Divan-ı Örfi)’de buyurmuş.

“İnnemel mü’minine ihvetün” sırrına ihanet ederek, karşımızda ittihad etmiş dalâlet fırkalarına karşı perişan olmuş bir İslâm âlemi varken mezhep, kültür ve renkteki farklılıklar tearüf ve teavün için verilmişken, Batının içimize attığı menfi milliyet ve mezhep çatışmalarına teşne olmak kâr-ı akıl değildir. Dolayısıyla ittihada giden yolların behemahal döşenmesi lâzım. Bu da ancak Risale-i Nur metodlarıyla olur. Onun da yolu ittihad-ı Nur’dur. Efendim, Almanya ‘ya gelip orada ticaretle uğraştığınızı beyan ettiniz. Elbette bir Nur Talebesi nerede olsa imkân dahilinde Risale-i Nur hizmeti onun için öncelikli iştir. Amanya’da ki Nur hizmetlerinden kısaca bahseder misiniz? Almanya’da hizmetler Avrupa’sız düşünülemez. Bu gün kısmen inkitaa uğrasa da pandemi öncesi, Üstadı anma, aile, gençlik ve hizmet için eğitim programlarıyla, ve haftalık iki üç gün dershanelerle gürül gürül hizmetler ediliyor, elhamdülillah.

En son vermek istediğin bir mesajın varsa alayım.

Böyle bir cemaatin ve hizmetin içinde olmakla şerebyâbız. Siz Şarkın bir karyesinde biz Batının bir mahallinde, Avustralya’dan Amerika’ya kadar her yerde Nur’un kandilleri yanıyor elhamdülillah. Cenab-ı Hak bizi kıyamete kadar bu hizmetten ve cemaatten ayırmasın inşaallah. Said Nursî Hazretleri’nin 23 Mart 2021 günü vefatının 61. Sene-i devriyesi sebebiyle rahmetle yad eder, mekânı Cennet-i âlâ olsun. Ayrıca 21 Şubat 2021 tarihi de Yeni Asya’nın 52. Yayın yılını tebrik ediyorum.

Yeni Asya’nın fedakâr yöneticileri, bütün çalışanları ve okuyucularını gönülden selâmlıyorum. Bu röportajla verdiğiniz imkân için teşekkür ederim.

Biz de size teşekkür ederiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*