Hicret esnasında yaşanan mu′cizeler-Hirâ Dağı çağırdı: “Ya Resûlallâh, bana gel!”

Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Mekke’den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar.
Sebîr dedi: “Yâ Resûlallah, benden ininiz. Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa Allah beni tâzip eder. Onun için korkarım.”

Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Mekke’den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar. Sebîr dedi: “Yâ Resûlallah, benden ininiz. Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa Allah beni tâzip eder. Onun için korkarım.” Cebel-i Hirâ çağırdı:

“Ya Resûlallâhi ileyye, bana gel.”

Bu sır içindir ki, ehl-i kalb Sebîr’de havf ve Hirâ’da da emniyeti hissederler.

Bu misalden anlaşılır ki: O koca dağlar birer müstakil abddir, müsebbihtir ve vazifedardırlar. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı tanır ve severler; başıboş değillerdir.

Altıncı Misal: Nakl-i sahihle Abdullah ibni Ömer’den haber veriyorlar ki:

Demiş: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm minberde hutbe okurken, “Onlar Allah’ın kudret ve azametini hakkıyla bilemediler. Halbuki kıyamet gününde yeryüzü bütünüyle O′nun tasarrufundadır; gökler de O′nun kudretiyle dürülecektir” (Zümer Sûresi: 67) âyetini okudu. Ve dedi:

“Herşey kudretine boyun eğen, hiçbir şey kudretine karşı koyamayan sonsuz kudret ve büyüklük sahibi olan Allah, kendisini büyük görüyor ve diyor: ‘Büyük benim, büyük benim! Yüce ve âlî olan benim!” dediği vakit minber öyle sarsıldı ve öyle lerzeye geldi ve titredi; korktuk ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı düşürecek bir derecede sallandı.

Yedinci Misal: Nakl-i sahîh ile, habrü’l-ümme ve tercümânü’l-Kur’ân olan Hazret-i İbni Abbas ve hâdim-i Nebevî ve ulemâ-i azîme-i Sahabeden olan İbni Mes’ud’dan haber veriyorlar ki, demişler: “Feth-i Mekke gününde, Kâbe ve etrafında, taşta rasasla mıhlanmış üç yüz altmış sanem vardı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm elinde kavse benzer bir değnekle o sanemlere birer birer işaret ederek, “Hak geldi, bâtıl yok oldu. Muhakkak ki bâtıl, yok olup gidicidir” (İsrâ Sûresi: 81) deyip, hangisine işâret etti, yere düştü. Sanemin yüzüne işâret ettiyse arkasına düşer, arkasına işâret ettiyse yüz üstüne düşer ve hâkezâ, sanemler yere yuvarlandılar.”
Mektûbât, s. 135, (yeni tanzim, s. 230)

LÛGATÇE:
müsebbih: Tesbih eden.
lerze: Titreme, titreyiş.
habrü’l-ümme: Ümmetin âlimi.
ulemâ-i azîme-i Sahabe: Sahabenin büyük âlimleri.
rasas: 1- Kurşun. 2- Kalay.
sanem: Put.
kavs: Yay.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*