Hitap şekilleri

Münevver insanlar, gönül sultanları, Efendimiz (asm) ve Kur’ân-ı Hakîm insanın nasıl bir cihazat ve ikramlarla dolu olduğunu ve insana nasıl hitap edileceğini, açık ve herkesin anlayacağı bir tarzda beyan etmişlerdir.

Çağımızın gönül sultanı Hz. Bediüzzaman ise eserinde buyuruyor ki: “İnsanın mahiyet-i câmiasında nakışları zâhir olan yetmişten ziyade esmâ vardır. Meselâ, yaratılışından Sâni’, Hâlık ismini ve hüsn-ü takvîminden Rahmân ve Rahîm isimlerini ve hüsn-ü terbiyesinden Kerîm, Lâtif isimlerini, ve hâkezâ, bütün âzâ ve âlâtıyla, cihazat ve cevâhiriyle, letâif ve mâneviyâtıyla, havass ve hissiyatıyla ayrı ayrı esmânın ayrı ayrı nakışlarını gösteriyor. Demek nasıl esmâda bir İsm-i Âzam var; öyle de, o esmânın nukuşunda dahi bir nakş-ı âzam var ki, o da insandır.”1

Bu kadar değerler manzumesi olan insanın kendini okumaması ayrı bir konu ve makale. Fakat İslâm dininde insana sövmek dahi günahlar halkasına kaydedilmiş. İlk olarak insan haklarını  ortaya koyan ve koruyan Efendimiz (asm) 14 asır önce buyuruyor ki: “Müslümana sövmek fâsıklıktır.”2 Fasık kişi ise: Hadis ilminde, küfre düşmemek şartıyla söz ve fiillerinde dinin emirlerine aykırı hareket eden, kısacası İslâm dininin çizdiği sınırların dışına kendi isteğiyle çıkan. “Yağın bozulması“ gibi, hayatın virüs ve mikropları hâline gelmek. Beşerin sıkıntısı…

Hz. Allah irşad ve ikaz için Hz. Musa (as) ile Hz. Harun’a (as) tebliğ ediyor: “Firavun azmıştır ama siz ona gittiğiniz zaman kavga etmeyin. Ona yumuşak sözlerle hitap edip, onun Allah’ın yoluna girmesi için bir gayretin sahibi olun. Onu ikna etmeye çalışın. Sulh ve sükûn içinde bir girişiniz olsun.”3 Bugün irili ufaklı 200 dünya ülkesi ve 7 milyarlık büyük dünya ailesi bunun neresinde? Uluslar arası ilişkiler, vakıflar, sivil toplum kuruluşları, dernekler ve maalesef bu Ramazanda âlem-i İslâm, neresindeyiz?

Hz. Bediüzzaman’ın uzun yıllardan beri eserlerini tetebbu eden bir abd-i acizim. Hollanda’da Nur Muhammed kardeşimizle yaptığımız tetebbuda bakınız eserlerinde dâvâ arkadaşlarına ve talebelerine nasıl hitabede bulunuyor: “Aziz, sıddık, sadık, metin, sarsılmaz, yılmaz, muvaffakıyetli, sebatkâr, fedakâr, vefadar, mübarek, faal, hâlis, kıymettar, muhlis, ihlaslı, emin, kahraman, bahtiyar, usanmaz, çekinmez, hamiyetli, ciddî, muhterem, kıymetli, mütefekkir, şefkatkâr, hakiki, metanetli, çalışkan, gayyûr, gayretli, sevgili, âhiret kardeşim, hizmet-i Kur’âniyede arkadaşlarım, zeki, ferasetli, enîs, samimi, müdakkik, müştak, meraklı, müteharrî, iman hizmetinde sebatkâr, muktedir, dirayetli, şanlı, kuvvetli, ruhum, canım kardeşlerim, tarîk-i hakta ve berzah seyahatinde ve âhiret yolunda nuranî yoldaşlarım, müstakim, müteyakkız, müttehid, mücahid kardeşlerim vs.” emsâli ruhumuzun mâ-i nisanı ve âb-ı hayatı gibi ifadeler. Bu mezkur her kelime üzerine de birer makale yazarız ve yazılır. İnşaallah hikmet, kader müsaade ederse olacaktır. İşte insanı tanıyan ve nasıl hitap edileceğini eserlerinde yazıp gösteren sultanımız. Bunların neresinde olmalıydık?

Şifalı Bitkiler kitabını yazarken bir Japon ilim adamı önüme çıktı: UNESCO tarafından barış ödülü alan Japon ilim adamı doktor Masaru Emoto’nun basında yer alan tespit ve açıklamaları, her damla suya nasıl bakacağımızı, nasıl hitap edeceğimizi söylerken “Bu benim 7,5 yıllık çalışmam süresinde, kanser ve benzeri hastalıklara iyi ve güzel konuşulmuş, hitap edilmiş sulardan içirildi ve o hastaların tedavisinde olumlu gelişmeler başladı” diyor.4

Bu besmelenin ayrı bir sırrı. Fakat suya hitap suyun şeklini değiştiriyor. Çiçekler ağaçlar hakeza.. Peki insana hitap nelerin çehresini ve şeklini değiştiriyor ve değiştirecek, muradımız budur…

Dipnotlar:
1- Sözler, 31. Söz, B.S.Nursî;
2- Nesâî; Tahrimu’d-Dem, 27;
3- Taha Suresi, 44. âyet;
4- Basın-2009. Bak H.U. Şifa yaprakları.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*