“Hayat bir faaliyet ve harekettir. şevk ise matiyyesidir (bineğidir)” der Bediüzzaman.
Bu sözün mânâsını Üstadımızın hayatında daima görmek mümkündür.
Sürekli bir meşguliyet içinde bulunan Üstad’ın hayatı, çoğu defa hastalıklarla geçtiği halde, kudsî hizmetiyle alâkalı ulvî meşguliyetlerini asla ihmal etmemiştir.
Nur’un satır aralarından aşağıya aldığımız mektupta da bunu görmek mümkündür:
Ramazan-ı Şerif’te hasta olmasına rağmen Kur’ân’la meşguliyetini sürdürdüğü görülmektedir. Nur Risâlelerinde geçen âyetlerin cem’i şeklinde tezâhür eden “Hizbü’l-Ekber-i Kur’âniye” mecmuasının Ramazan’da okunmasının ehemmiyetini anlatan mektup şöyledir:
“Bu Ramazan-ı Şerif’te, Kur’ân’ı zevk ve şevk ile okumak çok ihtiyacım vardı. Halbuki elemli hastalık, maddî ve manevî sıkıntılar, yorgunlukla ve meşgalelerin tesiriyle telaş ettim. Birden Hüsrev’in şirin kalemiyle yazılan mu’cizatlı cüzler ve Hâfız Ali ve Tahirî’ye pek çok sevab kazandıran parlak ve kerâmetli Hizbü’l- Ekber-i Kur’âniye’yi birbiri arkasından okumaya başlarken öyle bir zevk ve şevk verdi ki, bütün o yorgunlukları hiçe indirdi.” (27. Mektub’dan)
Benzer konuda makaleler:
- Üç aylarda Hizb-i Kur’ân ve Hizb-i Nûriye’yi okumak
- Üç aylarda Hizb-i Kur’ân ve Hizb-i Nûriye’yi okumak
- Üç aylarda Hizb-i Kur’ân ve Hizb-i Nûriye’yi okumak
- Üç aylarda Hizb-i Kur’ân ve Hizb-i Nûriye’yi okumak
- Kur’ân’ı okumak mı, Kur’ânca yaşamak mı?
- Rahmet ayı Ramazan
- Sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilâcı da oruç
- Risalelerin ekser hakikatleri Ramazanda zuhur etti
- DR. HEİNRİCH KREFT: Ramazan, ihtiyacımız olan değerleri hatırlatıyor
- Tam ihlâsı kazanmalı
İlk yorum yapan olun