Hizmet yolunda gençler ve ağabeyler el ele

“İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” (Tirmizî, Birr, 35) Hadis-i şerifi muazzam bir hakikati düşünmeye davet ediyor. Rabbimize hakkıyla şükretmek istiyorsak, vesile olanları da ihmal etmemeliyiz. Kendi nefsimi sorguladığımda tezat bir durumla karşılaşıyorum:

Dünyaya bakan mevzularda teşekkürü pek ihmal etmiyorum. Oysaki imanı, ahireti ve hizmetleri ilgilendiren mevzularda aynı hassasiyeti göstermediğimi müşahede ettim. Bu güzide gazetedeki yüzüncü yazımın amacı; ihmalkâr davrandığımı fark ettiğim bu konuda ilk teşekkürümü Yeni Asya çatısı altında bana en çok iyiliği dokunan ağabeyime yapmak isterim. Sizleri de şahit tutarak minnettarlığımı bir nebze de olsa yerine getirmeye çalışacağım. Ayrıca bana yaklaşımının tüm ağabeylere de örnek olmasını ve genç kardeşlerimizle ilgilenmelerinde hüsnü misal olmasını arzu ederim.

Öncelikle tanıştığım günden bugüne kadar olan süreçte Ali ağabeyin beni hiç yalnız bırakmadığını, cemaat içindeki farklı hizmet halkalarına da teşvik ettiğini gördüm. Bu yaklaşım, cemaati ve hizmetleri yeni tanıyan bir insan için çok önemli. Zira, ister istemez kafayı kurcalayan sorular ve şüpheler meydana geliyor. Tam bu noktada hoşgörü, ilgi ve sabır (buna muhteşem üçlü ya da üçü bir arada da denilebilir) soru işaretlerini ortadan kaldırırken, itimat da duymasını sağlıyor.

Hizmeti tanıdıktan hemen sonra birebir müzakereli derslere başlamamızdan çok istifade ettim ve etmeye devam ediyorum. İlk baştaki hissiyatımı şu şekilde tarif edebilirim: “Benim yaşımdan daha fazla Risale-i Nurları okuyan, düşünen, yazan ve seminer veren bir yazarın karşısında ben ne söyleyebilirim? Yanlış bir şey söylersem bana kızar mı? Hep o anlatsa ben dinleyip istifade etsem daha iyi olmaz mı?…” gibi cümleler içimden geçiyordu.

Bu ruh halinde olan bir insana çok dikkatli yaklaşmak gerekir. Kırılgan bir yapıda olduğundan en küçük bir sorunda bu daireden veya halkadan ayrılmasına sebep olabilirsiniz. Sabırla, ilgiyle, hoşgörüyle (bilhassa içtimai ve siyasi konularda) yaklaşım kişiyi hizmete daha hızlı ısındırıyor ve bağını kavileştiriyor.

Çok ısrar etmesine rağmen uzun bir süre ders okumadım. “Benim makamım belli. Ben dinleme makamındayım.” diyordum. Bu sürede çevre illerden gelen davetlere icabet ederken özellikle yakın olan (bilhassa İzmit cemaatimiz) illere beraber gidiyorduk. Bir gün İzmit cemaatimizle Başiskele medresesinde müzakereli ders yapıyorduk. Ali ağabeyin telefonu çalınca özür dileyerek müsaade istedi. Derse katılanların ısrarı üzerine kürsiye bilmecburiye geçmiş oldum. Heyecan elbette ki vardı ama çaktırmamaya çalıştım. Zaman ilerlerken bir de baktım ki Ali ağabey kanepenin köşesinde oturmuş bizi dinliyor. Onu fark edince “Abi, buyrun isterseniz?” diyerek yaptığım hamleme, tebessüm ederek kabul etmedi.

O gün bir milattı benim için. Bu dersten sonra Ali ağabeyle ilçelere de gidiyor ve bazen de dersleri ben okuyordum. Yalova’daki cemaatimiz de bunları duyunca artık direnmenin manasız olduğunu görerek kabul etmek zorunda kaldım.

Bugün geldiğimiz noktada sayısını tam bilemediğim onlarca ferdi ve müzakereli derslere, röportaj, söyleşi, panellere kadar uzanan çeşitli hizmetlerde istihdam edildiğimizi görüyoruz. Ne kadar şükretsek azdır.

Ali ağabey yazı noktasında da çok teşvik etti. “Sen yaz, ben tashih ederim.” “İçinden geldiği gibi, benimle konuşur gibi yaz.” cümlelerini duymaktan bıkmış, o her fırsatta söylemekten bıkmamıştı. Ne ilginçtir ki bunca emeğe rağmen yazı hayatına başlamam Yalova cemaatimizden kıymetli Mehmet Türeli ağabeyle bir telefon konuşmasından sonra başladı. Bir kardeşimiz gazetede hizmetleri nasıl tanıdığını anlatan bir yazı yazmıştı. Mehmet ağabeyde sizde Ali ağabeyle tanışmanızı yazsanız iyi olur demişti. Ben de hiç düşünmeden “olur” dedim.

Hemen hazırlıklara başladım. Bir oturuşta yazdım ve tashih edilmek üzere Ali ağabeye gönderdim. Şaşırdı ve sevindi. Sağ olsun o da “şef dokunuşunu” yaparak yazıyı gönderdik. Abdil Yıldırım ağabey (İki senedir Ramazan sayfasında ve diğer sayfalarda yayınlanan yazılardaki emeği ve ilgisi büyüktür. Hassaten teşekkür ediyorum) geri dönüş yaparak tebrik etti ve yeni çalışmalarını bekliyorum dedi.

Yeni yazılarda da Ali ağabeyin kesintisiz yardımını gördüm. Noktalama işaretlerine kadar düzeltiyordu. Adeta yazarlık okuluna kayıt olmuş gibi hissediyordum. Ben yazıyor, Ali ağabey tashih ediyordu. Zamanla gazetemiz dışında Bizim Aile ve Genç Yorum dergisinde de yazmaya başladım.

Netice itibariyle günümüzde insan kazanmak çok zor, kaybetmek kolay. Yukarıdaki anlattığım vakıalar yaşadıklarımın çok az bir kısmını oluşturuyor. Sanırım bu bile bazı hakikatleri yeterli netlikte açıklamıştır.

Belli bir yaşta olan ve kendini yetiştirmiş ağabeylerin kendi kafa dengi bir genci hizmetle tanıştırmaları çok mühim. Sonrasında sahip çıkması ve müspet hareket çerçevesinde sıcak ilgi, tebessüm, hoşgörü ve sabırla hareket ettiğinde kazanılmayacak genç yoktur diye düşünüyorum.

Genç kardeşlerimizden de bazı ricalarım olacak. Öncelikle benim gibi öz güveni düşük davranmamalarını, kendilerine inanmalarını ve “ben yapamam” gibi cümlelerin arkasına sığınmamalarını istirham ediyorum. En zoru ilk olandır. Bir kere yapan her zaman yapar. Kaybedilecek bir şey yoksa en azından denesinler. Benim gibi yıllarını heba etmesinler.

Bu vesileyle öncelikle bu güzide cemaatle beni tanıştırdığı için… Bilhassa DP ve Demirel ile ilgili sorularıma ve iddialarıma sabır gösterdiği için… Çevre illere beraberinde götürüp oradaki cemaat fertleriyle de tanışıp kaynaştırdığı için… Yıllarca ben ders okuyamam, ben yazı yazamam gibi ifadelerime rağmen pes etmeyip, ısrarla okuyabilirsin, yazabilirsin dediği için… Teşvik ettiği bu konularda beni hiçbir zaman yalnız bırakmadığı için… Hiçbir konuda kendime güvenmezken, bana güveninde en küçük bir azalma olmadığı için… Bir hizmeti yaptığımda başka bir hizmete teşvik ederek çeşitli dallarda hizmet etmeye vesile olduğu için… Pek çok işi olmasına rağmen bana her zaman vakit ayırdığı için… Mecbur olmadığı halde her türlü sorunuma çözüm arayıp, gerekli desteği yaptığı için… Eşimle tanıştırıp; mutlu ve huzurlu bir aile yuvası kurmama vesile olduğu için…

Çok ama çok teşekkür ederim Ali ağabey. Allah (cc) sizden razı olsun. Rabbim daha uzun yıllar birlikte hizmet etmeyi ihsan eylesin inşallah! Amin!..

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Allah razı olsun, nice hizmetlere vesile olması için yazılarınızda başarılar diliyorum.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*