Hizmette rahmet var

Image

Yakın bir zaman öncesi, hizmette saçlarını ağartmış bir ağabeyimizle tanışma fırsatı buldum. Güzel sohbetinden istifade ederken bir ara bizlere döndü ve derin bir sürûrla: “Elhamdülillah, tam kırk beş yıldır bu hizmetin içerisindeyim. En ufak bir pişmanlık duymadığım gibi binler rahmet ve fayda gördüm.”

Bu sözler, bende derin yankı yaptı. Fitnenin genişlediği, cazibenin arttığı böyle bir zamanda hiçbir dünyevî menfaat ummadan yaklaşık yarım asırlık müddeti bir dâvâya adamanın altında derin sırlar olmalıydı. Çok dâvâlar biliyordum ki insanı, fani maksatla fenaya sürüklüyor ve bir hiç uğruna bütün ömür sermayesini eritip tüketiyordu. Sonunun ise pişmanlık, elem, hüzünle bittiğini hepimiz biliyorduk.

Peki elemlerden arınmış, insanlara dünyada huzur ve şevk; ahirette ise saadet-i ebediyeyi vaad eden Risâle-i Nur hizmetinin mahiyeti ve kıymeti neydi? Cevap, hayatını bizler için adayan Üstadımızın şu sözlerinde gayet açıktı:

“Ey kardeşlerim! Dikkat ediniz. Vazifeniz kudsîdir, hizmetiniz ulvîdir. Her bir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilecek kıymettedir. Biliniz ki elinizden kaçmasın.”1

Hem dünyaya hırs ile çalışanlara dikkat edip baktım ki; gaye-i asliyeleri şu kısacık hayat-ı dünyeviyede hakikî ve elemsiz bir lezzet aramaktır. Fakat yanlış formül ile doğru sonuca ulaşmaya çalıştıklarından, o lezzeti bir türlü bulamıyorlar, bulduklarını sandıkları anda da ölüm ile kaybediyorlar. Oysa ki Üstadımız, “Demek hakikî ve elemsiz lezzet, yalnız imanda ve iman ile olabilir”2 diyerek bizlere en güzel ve doğru formülü sunuyor. Ve Risâle-i Nur ile ciddiyetle iştigal edenlere tahkikî iman müjdesini veriyor. O sebeple anladım ki; Risâle-i Nur hizmeti ile meşgul olanlar hakikî ve elemsiz lezzeti buluyorlar ve o lezzeti kaybetmemek için değil yarım asrı, belki mümkün olsa binler asrı fedâ edecekler diye aklıma geldi. Bu ihsan karşısında, Allah’a binlerce şükrettim.

Hem kıymetli hayatlarını kıymetsiz işlerle heba edenlere baktım ki…

Üstadın tâbiriyle “gençliklerinde iffetlerini muhafaza etmediklerinden, sevmek beklediği nazarlarda nefret görüyorlar.” Fakat hizmette fani olmuş ağabeylerimize, ablalarımıza bakıp, zerre kadar istemedikleri halde o­nlara karşı derin bir muhabbet beslenildiğini müşahede ettim. Bu hakikati Zübeyir Gündüzalp: “Böyle bir zamanda, böyle bir kudsî iman hizmetinde çalışanlara karşı durumumuz şudur: Bir zerre hizmet, bir dağ; bir dirhem hizmet, bir batmandır. Bu Nur hizmetinde—az dahi olsa—bulunanlar, çok hürmet, muhabbet ve şefkate lâyıktır” diye vecizane ifade etmiş.

Allah hepsinden ebediyen razı olsun…

Dipnotlar:

1- Mektûbât, s. 414
2- Asa-yı Mûsâ, s. 18
3- Altın Prensipler

Mehmet Ali Ergenekon

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Rabbim Nura hizmet edenlerden, bu lezzeti tadanlardan eylesin bizleri insaallah. Evet Allah hepsinden razi olsun. amin.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*