Bediüzzaman Hazretleri, “Eğer uçları ecnebî elinde olan dünya siyasetine karışmak için bir iştiham olsaydı (Tarihçe-i Hayat, 159)” ifadesiyle ülkemiz siyaseti hakkında çok mühim bir tespit yapar.
Yüz yıllık demokratik süreç içinde fiilen ispatlanmış bir tespittir bu.
Yüz yilın ilk yarısına kadar İngiltere…
Son yarısında ise Amerika…
İç politik hayatımızda oldukça etkili olmuşlardır.
Hala da devam ediyor bu süreç.
Kurtulmak da öyle çok kolay değil.
Bu nedenle batı diyarından gelen mesajlara dikkat etmek lazım.
Sadece ülkeler için değil bu sözümüz elbet.
1997 yılından beri ABD’de ikamet eden Muhterem Hocaefendi için de geçerli.
Çünkü bu cepheden de mühim mesajlar gelmeye başladı.
Üstelik bu mesajlar iç politika açısından önemli değişiklerin habercisi gibi.
En yakın hadise Gazze yardımları ile ilgili olanı.
Pensilvenya’dan gelen mesaj oldukça dikkat çekici idi.
Öyle ki satır aralarında AKP hükümeti tedbirsizlikle suçlanıyordu.
Sayın Bakan Ertuğrul Günay da o ince ve hassas tenkidi hemen anlamış olacak ki; “Uzaktan bakınca demek ki olaylar öyle görünüyor. İçinde yaşayınca bizim baktığımız gibi bakılıyor” diye hadisenin farklı bir boyutuna dikkat çekiyordu.
Bu, Hocafendi ile AKP hükümeti arasında bir soğukluk olarak yorumlandı.
Elbette ki AKP cenahı bundan rahatsız oldular.
Sayın Arınç durumu kurtarmak için, ‘Hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor’ demek zorunda kaldı.
Peki tüm bu yaşananlar ne anlama geliyor?
AKP ile mezkur grub arasında ipler koptu mu?
Veya malum grub AKP’den desteğini çekiyor mu?
Bu ve benzeri sorulara net bir cevap vermek bu gün için mümkün değil.
Zira çık ve net deliller ve sözler yok ortada.
Ancak işaretler bir sıkıntının varlığını gün yüzüne çıkarıyor.
Görünen o ki AKP ile soğuk bir süreç başlamış.
Hatta yeni arayışlar da başlamış olabilir.
Baykal hadisesine dikkat ediniz.
İlk üzüntü mesajlarından birisi bu cepheden geldi.
Hatta Baykal “Pensilvanya cephesine” güvendiğini ilan etti.
Zaman Gaztesinden sayın Gülerce Sayın Baykal’la ilgili güzel sözler söyledi.
Mezkur cephenin yayın organına bakıyoruz, Başbakan ile ilgili haberleri geri plana çekmeye başladı.
Sayın Kılıçdaroğlu için de çok fazla tenkitler yok.
Tüm bunlara baktığımızda acaba diyoruz?
Acaba, mezkur grubda CHP’ye doğru meyiller mi başladı?
Gizliden CHP tarafına bir destek mi geliyor?
Biz böyle bir şeye ihtimal vermiyoruz.
Ancak, 1999 seçimlerinde Ecevit’e verilen açık desteğe bakarsak, böyle bir ihtimali de göz ardı edemiyoruz.
Olur mu, olur.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun, “dindarlarla kalıcı barış kurma çabaları” da diğer bir dikkat eçkici durum.
Görünen o ki ciddi bir değişim sürecine giren siyaset, daha önemli gelişmelere gebe.
Bakalım önümüzdeki günler neler olacak.
Bekleyip göreceğiz, inşallah…
Benzer konuda makaleler:
- Fethullah Hocaefendi, AKP ve Kader
- Hadi bakalım
- CHP mi, yoksa CHP mi?
- Akşener Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu başbakan mı?
- Devlet adam öldürür mü?
- AKP’deki Demokrat oylar ve Gültekin Uysal
- Çelik’in açıklaması
- Resepsiyon çatlağı ve ötesi
- Başörtüsü ve siyaset
- Fethin sembolü hâlâ mahzun…
Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez!
Pensilvanya sâkininin tek ayak üstünde sıfırdan 360 dereceye (400 grad) her yöne dönebilecek beceride olduğu geçmişinin tasdîkındedir. Ne yapsa sürpriz sayılmz. İki nokta hâriç:
1) Atatürkçülükten tâviz vermez,
2) Nurculuğu kabûllenmez.
Tenkid edilmez cemaat lideridir Fethullah Gülen.Eleştiri edilmesi bile düşünülemez.Niye mi? O hocaefendi?..Onunda bir insan olduğunu,hata yapabileceğini kimse görmek istemez.Üstad bile hayatını ikiye bölümlendirerek yaptıklarını kendi nefis muhasebesinde sorgulamıştır.Ama nedense, Sayın Gülen yaptığı tüm müslüman alemince hata görülen demeçlerini,hata olarak kabullenmiyor.Atatürkçü,yeri gelince laik gibi çeşitli cemaat grupları içerisinde hep alternatif olma çabası var.Dikkatimi çeken diğer bir hususta,kendilerini ‘nurcu’ olarak nitelendirmekten kaçındığı.Cemaat üyeleride artık bu söylemin savunucusu.Furkan Doğan’ın şehadeti için 4 gün gecikmeli,ruhsuz bir taziye mesajı yayınlarken;Baykal’ın rezaletine anında nezaket telefonunda bulunuyor.İlginç bir şahsiyet sergiliyor.Yadırgadım doğrusu.
Mâlum gazetede, herşeyi bilen(!) Pensilvanya sâkini mâlum şahsın bir yazısı çıkmış.. Mâlum şahıs matematikte de ulaşılmaz bir dehâ(!) olduğunu deklare etmiş.. Ben acâyip faydalandım ..(?)
Ancak haddini bilmez nasipsizin biri böyle lâyuhtî(!) bir dâhînin(!) erişilmez dehâ(!) eseri yazısına DÜZELTME gönderme cür’etinde bulunmuş!.. Yazıklar olsun ..(?)
bknz: http://www.risalehaber.com/news_detail.php?id=80313
bu söylediklerinize birgün çok pişman olacaksınız .. umarım bu diğer tarafa kalmaz kardeşler .. onlar sizlerin hakkında bırakın onlar ve biz ayrımı yapmayı yanlış anlaşılmaya meydan verecek her türlü söylemden kaçınmış ve bunu ima eden yabancıları bile çok ciddi şekilde tedip etmişlerdir ..ayıptır ! yakışıksız konuşmak bırakın üstada gönül vermişilere ;sade,rehbersiz bir müslümana bile yakışmaz ..!!!
Pensilvanyalı öksürüyor haber oluyor, ağlıyor haber oluyor!.
http://www.risalehaber.com/news_detail.php?id=80761
Nâzım Hikmet Rusya’ya kaçınca vatan hâini, o Amerika’ya kaçınca kahraman oluyor?..
Bunda bir iş var ama çözemedim.. Allah râzı olsun, MLS’nin bugünkü yazısını okuyunca biraz birşeyler açılır gibi oldu ama bakalım?..
http://www.yeniasya.com.tr/2010/06/25/yazarlar/lsalihoglu.htm
Bizler Hocaefendiyi hatasız görmüyoruz..onu peygamber yerine koymuyoruz.onu herşeyin üstünde göstermiyoruz.o hata yapmaz demiyoruz..o ne derse doğrudur demiyoruz..söylediklerini anlamadığımız zaman vardır bir hikmeti demiyoruz..anlamasak bile eğip bükerek aceba şu manayamı geliyor bunumu demek istedi diye kendimizi hırpalamıyoruz..
siz ey bize laf atmaktan zevk alanlar..siz kendinize bakın..siz o zattan ayrıldınız..o zat 1960 ta kaldı siz onun çok gerisindesiniz… onu kaybettiniz haberiniz yok..
Üstat Bediüzzaman Hazretlerini çok üzüyorsunuz çok..onun adını ve eserlerini kullanarak çok hatalar yapıyorsunuz çook..
istisnalar her zaman müstesnadır..
O kadar taraflı ve haset dolu yazılar varki bu sayfalarda anlatamam..tek tek ele almaya kalksam bi sürü insanın günahına girmek tehlikesi vardır..Allahtan korkarım..o kadar günahıma bide gıybet ve kul hakkı eklemek istemem..
Hocaefendi hakkında bu kadar aşırı olmayın derim..bu kadar nefretle yazılar yazmayın..yazar kadronuzda sizden farklı değil..oda öyle bi yazı yazmışki üstü yeşil altı çamur..üstü çiçek altı diken..yumuşak ifadeler gibi görünen cümlelrin altında kin ve hasedi var..onu gizleyememiş..hatta gizlemek bi tarafa ifade etmek için atmadık takla bırakmamış..
bırakın hasetliği..siz kaybedersiniz..emin olun pişman olursunuz..Üstad böyle değildi..siz ona layık değilsiniz ve ona yakışmıyorsunuz..
dilinizde kalbinizde ona yakışmayan şeyler barındırıyor..
Ey yazar eğer senin hangi şehirde yaşadığını bilseydim ve senden bahsederken o şehrin adı ile ordaki adam deseydim rahatsız olurmuydun..
mesela seni selanikte yaşayan biri olarak kabul etsek..orda yaşıyormuşsunda sonra ülkeye gelmişsin aramıza girmişsin ve bizle birlikte görünüp yazılar yazıyorsun diyelim..selanikteki adam yazdıklarını sen okuyormusun ne amaçla yazıyorsun bu güruhu kandırmayamı çalışıyorsun veya çalışıyorsunuz desem ne dersiniz..
sizin okurlarınız ne der yazar çizerleriniz ve sevenleriniz ne der..
O bahsettiğiniz şahıs arkasında sayısını bilemeyeceğimiz kadar bir seveni var..o sevenlerine kadar giden bu eleştirileriniz kul hakkı oluyor..ve o kadar insanın hakkını yiyorsunuz..belki kaderi ilahi size bu dünyada çektirir o günahlarınızın cezasının bir kısmını..dikkat edin..
Irak cehenneme çevrilirken, Filistinliler yudlarından kovulurken, İHH yardım filosu uluslararası sularda korsan devlet İsrâilin saldırısına uğrarken.. zâlimlerden yana tavır alan.. Başörtüsü mücâdelesinde kaleyi içten yıkan, 28 Şubat’ın güçlü Paşasına temennâlar çeken, … Pensilvanyalı’nın vebâline ortak olanlar düşünsün o dediklerinizi..
Yorumları okuyunca etkilenmedim desem yalan olur. Zira yazı da hocaefendinin yaptıkları ve olası yapabileceği siyasi şeyler yazılı bunlar ne gıybet ne iftira bundan rahatsız olanlar varsa onlarda Hoca Efendinin yaptıklarından rahatsız olanlardır. Gidin derdinizi Hoca efendiye sunun derim..
Bedrettin bey, siz tedbir kılıfına uydurulmuş tavizleri mazur görenlerdensiniz. Bizi anlayamazsınız…
S.a.
Yahu gıybete girmeye gerek yok ki; tutupta şahıs bazlı yorumlar yapıyoruz.
Hoca efendi cemaatinin, hâlen ve kavlen belli değil midir dünya ve ahiret hareketleri.. Mnaevraları… Hizmet maksadları. Maksadlarına çelme olacak durumlara karşı tutumları, stratejileri; belli!
Ve çok meselede -bilhassa Nurculuk meselesinde de- tavırları, görüşleri belliyken biz yine bir gayr-i müslime hiadayet ettirecekmişiz gibi -haşa- hezeyanına neden kapılıyoruz? Bu tarz ,yanlış kanaatimce. Kanatimce, zira aynı hataları zamanında çokçayaptım.
O cemaatin kendine münhasır halleri var, özellikleri var, hiyerarşisi var. Bizler anlatmakla mükellefiz, muvazzafız Risale-i Nur’ a göre. Doğru saydığıımız manevrayı, duruşu kavl-i leyyin ile anlatırız, onlar bunu tasvib eder-etmez, bizim ısrarla duracağımız bir nokta-i nazar değildir. Şunu da dillendirmkte fayda var: Netice kelimesi, İsm-i mucib’ in şe’nidir.
Hasılı.. Bırakalım Hoca efendi istediği gibi dünya siyasetine yön versin. İstediği gibi fetva verircesine konuşsun. Fetva versin hadd-i zatında. Hayırlı ise faydalı ise ihlas ile söylemişse er ya da geç bir tecelli ile zuhur eder ya da tuba dalı semeresini intac eder bunu da bilemeyiz tabiki.
Verdiği yönlü tavırları, konuşmalarına kapıldığımız yok. Bize yön verecek Kur’an’ dır ve tereşşuhatı dediğimiz, yedi nuruna mazhar olmuş inandığımız Risale-i Nur var, biz buna göre hareket etmeliyiz.
Bakarız ona; uyarsa mehenge, alıkşlarız. Uymazsa tenkidi yine Risale-i Nur tarzında tenkid ederiz. Gıybet etmek değildir işimiz. Bunu da -malumu ilam nev’inden- herkes böyle bilir zaten 🙂
Kalın sağlıcakl biiznillah.
ahmet said akgül sıradışı yazan ,ilgiyle takip ettiğim bir yazar, yorumlar isabetli.ölçüler sağlam basıyor..tebrikler ahmet said.simir navi de veciz bir tesbitte bulunmuş.selamlar…
arkadaşlar hiç bir cemaat hiç bir cemaatı eleştirmemelidir..eleştiren büyük bir yanlışın içindedir..bence çok basit tespitler bunlar…
Yeni meşhûr olduğu yıllardaki karekteri ile şimdiki durumu tamâmen birbirine ters bir kişilik.. Gemisine binenler de öyle.. İşin içinde çok ince hesaplar görülüyor.. Sinsi, karanlık, karışık biri.. Deşifre edilmesinde fayda var..
Yazıdaki tesbitler doğrudur.. Malum güruh kendilerini dünyanın sahibi ve efendisi makamında ve başlarındakini de hatasız bildiklerinden eleştiriye tahammül edemezler. Her zaman olduğu gibi haklı tenkidlere haksız olarak itiraz edip, itiraza mahal bölgede çoğalmak taktiği ile hareketi boğmaya teşebbüs ettikleri, artık ehli imanın gözünden kaçmamaktadır. Fakat şunu bilemediler ki, “kemiyetin keyfiyete nisbeten ehemmiyeti yoktur.” Her ne kadar o kemiyetle dünyanın siyasetini ellerinde bulundurmaya ve hizmet kılıfıyla kendi nakıs görüşlerini millete yutturmaya ve ehli imanı, İslama hizmet görünümünde şimdiye kadar aldattılar ise de, ehli iman onları anlamış ve istikbalde hak ettikleri cevabları vereceklerdir.. “Bir nefer, müşir makamında oturtulsa, her hali bağıracak ki bu sahtekardır.” Ehil olmayanlar da bir işe girerse her halleri onları ifşa etmeye sebep olur.. Anlayana bu kadar yeter..
bir şahıs hakkında arkasından söylediğiniz şey doğru ise gıybet
yanlış ise iftiradır
ben cahilin bildiği
ahmed said akgül.. çizginizi çok beğeniyorum tebrikler.. isabetli bir yazı olmuş tesbitler ise çok yerinde ve manidar.. hocanın o kadar yanlışına rağmen arkasında duran ve toz kondurmayan saflara ise diyecek çok sözüm var lakin boşverdim.. siyaset ve paranın adamı olmuş biri için az bile söylenmiş ama anlayan yok.. yaptığı tahrifatla nasıl verecek o arkasındaki cemaatin hesabını allah bilir.. elhasıl hocanın sıradaki gözdesi kılıçtaroğlu.. satır aralarını ii okumak lazım.. akp ile artık ipleri kopardı bunu görmek zor değil.. baykala mesaj gönderip olumlu cvp alacak kadarda chp ye ılımlı.. hadi hayırlısı bakalım.. hoca kendi kendini bitiriyor dikkat etse ii olur..
Değerli kardeşlerim bir birimizle uğraşmayı bırakalım dinsizlerle uğraşalım lütfennn…
Ustad (ra) vehabbiler hakkinda bile, fazla ilisilmesin kendileri erir, gideerler demis. Gucumuzu haricteki dusmanlar kullanmamizi soyluyor, dahildekilere degil. Kaldi ki hizmeti Kurandaki kardeslerimiz bize dusman degildur. basimizin taci, tesellilerimizdir