“Hür Adam”ın hürriyeti

Öyle anlar vardır ki, tek bir kelime insanlara çok şey ifade eder. Onun için belirli zamanlarda yapılanlar adeta kilometre taşı gibi nitelendirilir. Uzun yıllar san’at adına rezilliklerin sergilendiği ve hâlâ da devam ettiği sinemada “Hür Adam” gibi hem Türkiye’nin, hem de dünyanın gündeminde olan Bediüzzaman’ın hayatının beyaz perdeye aktarılması çok önemlidir.

Filmin gösterime girdiği ilk günden bu güne sinemadaki neşriyat standımızda günde 12 saate yakın bir zaman bulunuyorum. Sinemaya gelen kitle ve izleyicilere baktığımızda görüyoruz ki, yirmi yıldır sinemanın yolunu bilmeyenler

“Hür Adam” sayesinde sinemaya gelir olmuşlar.
Ben 81 yaşındaki annemi götürdüğümde, film arasında küçük kardeşimi telefonla arattırdı ve “Oğlum, ben sinemada Bediüzzaman’ı görmeye geldim” demesi beni çok duygulandırdı. Annemin yaşına yakın başka insanlar da çocuk ve torunları ile, hatta torununun torunu ile gelenler de vardı.

Çocuklar, gençler, ihtiyarlar, hanımlar, beyler, az veya çok okuyanlar hepsi bu filmde bir araya geliyorlar. Ama başka filmlerde bu beraberliği görmek mümkün değildir. Onun için “Hür Adam” sinemaya bir “hürriyet” havası getirmiştir.
Nasıl getirmesin ki?

“Hür Adam”,  öyle bir hürriyet sevdalısını sundu ki “mahkûmken bile hükmettiğini” ifade ediyordu.

Beyinlerinde “korku senaryoları” üreten “ifsat komiteleri”, Bediüzzaman’ı yokluğa mahkûm etmek istedilerse de, Cenâb-ı Hakk’ın inayeti ile onu bütün ülke ve dünya tanıdı.

Bugün ülkenin büyük ekseriyetinde kapalı gişe oynayan “Hür Adam” filminde yönetmen çok önemli bazı noktaları nazara vermiştir:

*  Bediüzzaman “Kürt”tür, ama “Kürtçü” değildir.

* Osmanlı döneminde Kürtler dillerini çok rahat kullanmıştır.

* Bediüzzaman küçüklüğünden beri hiçbir zâlime boyun eğmemiştir. “En faziletli cihad, zalim sultana karşı hakkı söylemektir” hadis-i şerifini hayatında bihakkın yaşamıştır.

* O sadece bir “hoca” değil; gerek zulme karşı çıkan, gerekse vatan işgâle uğradığında talebeleri ile harp meydanlarına çıkan “yiğit bir komutan”dır.

* Bediüzzaman bir “dâvâ” adamıdır. Ve bu “dâvâ uğruna”  her şeyini “feda etmekten” çekinmemiştir. “Cemiyetin imanını kurtarma” dâvâsına olan sadakatinden dolayı da dünya ile ilgili hiçbir kaygısı olmamıştır. Onun için bütün maddî sermayesi “bir sepet”ten ibarettir.

* “Dindar bir cumhuriyetçi”dir, ama “isimden ibaret bir cumhuriyete” asla taraftar değildir.

* Ezan, harf ve kılık-kıyafetle ilgili “inkılâpları” doğru bulmamış; namaz konusunda Ankara’daki milletvekillerini şiddetle ikaz etmiştir.

* “Kimseden hediye almayarak” minnet altında yaşamamıştır.
Bu hususlar bence filmin ana temalarıdır. Onun için bazı “hakikatı görmek istemeyen”lerin, bu noktaları kavrayamadığı için, filmi anlamakta “terazilerinin bu ağır sıkleti çekmemesi” normaldir.

“Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam!” sadâsı sinema salonlarından yankılanarak, ülkenin her tarafında aks-i sadâ yapmıştır.

Filmin teknik özelliklerini tahlil, bizim alanımız değil; ama mânâ özelliği bunu gösterdiği için hayırlı sonuçlara vesile olacaktır diye ümit ediyoruz. Elbette Bediüzzaman gibi her ânı “ibretlik” bir insanın hayatını iki saate sığdırmak mümkün olmadığı gibi; bazı tema eksikliklerinin olması da gayet normaldir. Öte yandan filmde bazı yanlışlıklar da yok değildi. Bunları da gözardı etmiyor, tartışılmasını, konuşulmasını ve bu sayede hakikatin ortaya çıkmasını arzu ediyoruz.
Bediüzzaman’ın adını bile anmaya korkanların bu film için belirtecekleri tenkitlerin bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Aksine “ahsen”e, yani daha güzele gitmeye bir vesile olacaktır.

“Zalimler için yaşasın cehennem!” haykırışını dillendirdiği için; bu gayret müthiş şekilde alkış almıştır.

Onun için tebrikler “Mehmed gardaşım!”(*)

Bu ilk, ama son olmasın.

Bu ülke insanının, “Hür Adam”ın hayatının bütün boyutlarını öğrenmeye ihtiyacı vardır. Onun için en az üç-dört filmle bu yapılabilmelidir. Ve “Hür Adam”ın hayatına vâkıf olan bütün yazarlarla beraber senaryo hazırlamak şartı ile…

Yüreğine kuvvet, eline sağlık “Hür Adam”ın yolcusu.

Her yürek “hürriyeti” anlatmayı kaldıramaz. Çünkü “köleliğe alışanlar”, hürriyetin mahiyetini bilemezler.

“Hak ve hürriyet” mücadelesinde yolun açık olsun!

“Hür Adam”ın hürriyetinden dolayı sizi ve ekibinizi tebrik ederiz!

“Hürriyet” sevdalısı “Mehmet gardaşım!”

Dipnot:

(*) Bu hitabı filmde geçtiği için kullandım. Yoksa Mehmed Bey yaş olarak bizden büyük, saygıdeğer bir insandır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*