Hürriyet yolcusu

Ben hürriyete gidiyorum.

İstersen gel!

Aradığın her bi’ güzellik orda…

 

Oh be, dünya varmış, diyeceksin.

Gökyüzünü göreceksin orda.

Orda kuşlara âşık olacaksın.

 

Orda her şey pırıl pırıl…

Ne zaman baksan aynalara…

Aynalar kalbin gibi…

Kalbin gibi her şey yumşacık…

 

Ekmekler yalan söylemez orda.

Orda sular “su” sesinde…

Kelebekler kartal heybetinde…

 

İşinde gücünde herkes…

Dedikodunun işine son verilmiş.

Kimse kimseye karışmıyor.

 

Her işe hakikat müdahil…

Orda kelepçeler zincire vurulmuş.

Cehalet gebermiş orda.

Orda fukaralık tatile çıkmış;

Bir daha zor gelir, diyorlar.

 

Orda kutuplaşma yok!

Kitaplaşma her ağaç altında…

Her bulut sayfasında…

Gökyüzünün kenarında…

Kitap… yemek, içmek gibi orda…

Her nefes alış verişte…

 

Ben hürriyete gidiyorum.

İstersen gel!

Belki tanımazsın ilk görüşte!

Alıştıysan esarete…

 

O, en yakışıklısı gördüklerin içinde…

(Ben de görmedim; öyle diyorlar.)

En iyisi, en güzeli… (de bir tuhaf baktın gözlerime!)

Hıım; paslı zincirlerini çok sevmişsin!

Memnun gibisin hâlinden…

(Ah, şu alışkanlık!)

Korkuyorsun hattâ buradan çıkmaktan.

Korkma; bütün kapıları tuttuk, nöbetçileri uyuttuk.

 

Seni bilmem; ben hürriyete gidiyorum.

Gökyüzü gibi bir şey diyorlar.

Kimse kimseye bağırmazmış orda.

Kaş yıkıp parmak sallamazmış.

Her şeye herkes karar veriyormuş.

Orda herkesin kalbi pır pırmış.

Gözleri ateş saçıyormuş herkesin.

Bilenler diyor; ne bileyim!

Dedim ya… ben öyle bir şey görmedim ki…

Otur, otur; kalk, kalk dediler.

Anadan, atadan öyle gördük.

Birilerini alkışladık durmadan.

 

Baktık ki uzaya, aya gidenler var.

Bizse yüzlerce yıldır yatmışız.

Hürriyeti yok fiyatına satmışız.

Kuşlara imrendiğim ondan…

Ondan işte bir gemiye, bir trene atlayıp…

Kaçıp gitmek istediğim ondan…

 

Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi…

Hürriyete Hitap… diyen Said Nursî…

Hürriyeti göremeden çekip gitti.

 

Bari biz gidelim; gel!

Nursî’yi, Kemal’i yad edelim.

Bari mezarlarında sevinsinler.

 

Sana sonra anlatırım; gel!

Hürriyet anlat anlat bitmez.

Cennetin anahtarı o…

İnsan olmanın baş şartı…

Daha çok şey var içimde…

İçimde deprenip durur.

Karac’oğlan âşığının bayıldığım beyti gibi:

“Yâre gizli sözlerim var;

Diyemiyom ele karşı!”

 

Hürriyet o sevgili işte!

Plân, tuzak kurarlar diye şifreli gittim.

Anladın zaten; bu hâller hâl değil…

Hürriyetsiz insan… insan değil…

Hürriyet seni görünce çok sevinecek.

İkinizin de gözlerinin içi gülecek.

 

Orada kendini bulacaksın; oyalanma; gel!

Niye bu kadar beklemişim, diyeceksin.

Hem çok yakın Hürriyet Ülkesi…

Haydi, kır artık şu zincirleri!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*