EURONUR ÖZEL

Huz Ma Safa

Zorluklar ve Seçimler Üzerine Bir Manevi Yolculuk

Özel Makale
Bir bahçeye girsem, iyisini intihap ederim. Koparmasından zahmet çeksem hoşlanırım. Çürüğünü, yetişmemişini görsem “Huz mâ safâ” (safa vereni al) derim. Muhataplarımı da öyle arzu ederim.

Bu söz, bir insanın hayatındaki seçimlerini, ilişkilerini ve mutluluğunu değerlendirdiği derin bir yaklaşımı ifade eder. Terapi ve dinî açıdan ele alındığında hem ruhsal hem de manevî gelişimle ilgili önemli mesajlar taşır. Şimdi, bu ifadeyi daha derinlemesine inceleyelim:

Bir bahçeye girip en iyisini seçmek, kişisel hayatın her yönünde sağlıklı ve hayırlı seçimler yapmayı simgeler. İnsan, hayatında kendisi için en uygun olanı seçmeye, sağlıklı ilişkiler kurmaya ve kendisine değer veren seçimler yapmaya gayret eder. Ancak “Koparmasından zahmet çeksem, hoşlanırım” ifadesi, bazen zorlukların ve çabaların, ruhsal gelişim yolunda önemli bir yer tuttuğunu anlatır. Kişi, istediği hedeflere ulaşırken karşılaştığı zorlukları, kendini tanıma ve güçlenme fırsatları olarak değerlendirebilir. Terapi açısından bu, bazen acı veren deneyimlerin, duygusal ve zihinsel sağlığı geliştiren birer araç olabileceğine işaret eder.

Huz Ma Safa

HUZ MA SAFA

“Huz ma safa” (safa vereni al) ifadesi ise, geçmişteki olumsuzluklardan arınmayı ve yalnızca ruhsal olarak saf olan, temiz ve iyi olan şeyleri kabul etmeyi simgeler. Bu, sağlıksız ilişkilerden ve negatif etkilerden uzak durmayı, kişisel sınırlar koymayı ifade eder. Terapi açısından, kişinin kendini koruma mekanizmalarını güçlendirmesi gerektiği anlamına gelir.

Son olarak, “Muhataplarımı da öyle arzu ederim.” ifadesi, sağlıklı ve olumlu ilişkiler kurma arzusunu dile getirir. İnsan, çevresindeki kişilerle uyumlu ve sağlıklı bağlar kurarak, huzur ve mutluluğa daha kolay ulaşabilir. Bu da kişinin sosyal sağlığını ve mutluluğunu doğrudan etkiler.

Dinî açıdan ise bu söz, Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeyi ve hayatın her anını O’nun takdiriyle kabullenmeyi ifade eder. “Bir bahçeye girsem, iyisini intihap ederim” ifadesi, kişinin, Allah’ın yarattığı güzelliklerden en iyisini arzu etmesini simgeler. Fakat bunun yanında, “Koparmasından zahmet çeksem, hoşlanırım” diyerek, zorlukların da birer nimet olduğunu ifade eden derin bir kabul ve teslimiyet vardır. Zorluklar, kişiyi olgunlaştıran, sabır ve şükür duygusunu geliştiren, insanı manevî olarak büyüten fırsatlar olarak görülmelidir.

huz ma safa
Görsel: EuroNur · SaidNursi.de

“Huz ma safa” (safa vereni al) dinî açıdan, dünya nimetlerinin geçici olduğunu ve yalnızca Allah’ın rızasını gözeterek doğru olanı seçmenin önemini vurgular. Kişi, saf ve temiz olanı kabul etmeli, her şeyin en hayırlısını seçmelidir. Bu, dinî bir tutumla Allah’a güvenmeyi ve yalnızca O’ndan gelenin en hayırlı olduğuna inanmayı ifade eder.

Bu söz, mutluluğun yalnızca dış şartlara bağlı olmadığını, kişinin iç dünyası ve seçimleriyle doğrudan ilişkili olduğunu gösterir. Terapi perspektifinden bakıldığında, sağlıklı seçimlerin, doğru ilişkilerin ve zorluklarla baş etmenin, içsel huzur ve mutluluğa giden yolu açtığını görürüz. Dinî bakış açısından ise, sabır, şükür ve Allah’a teslimiyet gerçek mutluluğun temellerini atar. Kişi, her durumda Allah’a güvenerek ve O’nun takdirine razı olarak huzuru bulabilir.

Üstadın bu sözü, günlük hayatımızda da önemli bir prensibi hatırlatır. Her an, yaşadığımız her olay ve karşılaştığımız her insan, bir seçim ve fırsat sunar. İyi seçimler yapmak, sağlıklı sınırlar koymak ve karşılaştığımız zorluklarla olgunlaşmak, gerçek huzuru ve mutluluğu elde etmenin yollarıdır. Her gün bu prensibe sadık kalarak, hem iç hem de dış mutluluğumuzu pekiştirebiliriz.

Sonuç olarak, bu söz, bir insanın hayatındaki seçimlerin, ilişkilerin ve karşılaşılan zorlukların, mutluluğa giden yolda önemli birer araç olduğunu vurgular. Hem terapik hem de dinî açıdan bakıldığında, sağlıklı seçimler yapmak, kendini geliştirmek ve sabırla Allah’a güvenmek, gerçek huzuru ve mutluluğu bulmanın anahtarlarıdır.

Benzer konuda makaleler:

Deniz Pamir

Satırlarında kainatın sırrını arayan bir kalem… Kelimeleri, hikmetin derinliklerinden süzülen bir nur gibi, zihinleri aydınlatır ve kalpleri ferahlatır. Her cümlesi, mahlukatın ince nakışlarından Halık’ın sonsuz rahmetine bir davetiye gibidir. O,… Devamı »

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu