Hz. Adem ve Havva genleri

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.(Nisa Suresi, 1)

İnsan vücudunun yapı taşları hücrelerdir. Normal bir insan vücudunda ise 100 trilyon hücre olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan 38-40 trilyon arasındaki hücre esas organlarımızı teşkil eden çekirdekli hücre tipi. Ortaokul ve lisedeki biyoloji derslerinden hatırladığımız kadarıyla bir hücre ise, üç ana bölümden müteşekkildir. Hücre zarı, sitoplazma ve hücre çekirdeği. Hücre zarı bir binanın kapıları gibi, hücre içine giren ve çıkan tüm fonksiyonları idare ederken; hücre çekirdeği ise DNA, gen ve kromozom denen hücre beynini temsil eder. Sitoplazma içinde ise ribozom, lizozom, golgi cisimciği ve mitokondri denen oranaller, yani hücre için hayati öneme sahip küçük organlar bulunur.

Hücre çekirdeğinde ise kromozomlar bulunur. Bu kromozomların her biri DNA denilen molekülü bünyesinde barındırır. DNA ise insanın tüm özelliklerini ihtiva eden genleri içinde taşır. Bir insan hücresinde 46 adet kromozom bulunur. Bunlar tüm hücreler için aynı değerdedir. Yani tüm hücre çekirdeği aynı sayıda kromozom ihtiva eder. Sadece üreme hücreleri bu kurala uymaz.

Çünkü gerek annede bulunan yumurtalık hücresi, gerekse babada bulunan sperm hücresi 23 kromozom taşır. Yani normal canlı hücresinin yarısı kadar. Bu iki hücre birleştiği anda 23 kromozom sayısı 46 adede tamamlanmış olur. Bundan sonra da o canlının inşası başlar.

blank

Annede bulunan yumurtalık üreme hücresi en büyük hücre sınıfındadır. Neredeyse gözle görülebilir. Diğer hücrelerden oldukça farklı bir büyüklüktedir. Şekli ise yuvarlak ve hareket kabiliyeti oldukça kısıtlıdır. Normal bir hücrenin tüm fonksiyonları içinde bulunur. Sadece çekirdekte 23 kromozom vardır. Baba sülbünde bulunan sperm hücresi ise gözle görülemeyecek derecede küçüktür. Ve son derece hareketli bir yapıda yaratılmıştır. Üç ana bölümden en önemlisi kuyruk kısmıdır. Bu kuyruk sperm hücresinin hareketini temin eder. Tıpkı denizde yüzen bir motor gibi, spermdeki kuyruk da bir motor vazifesi görür.

Sperm hücresinin ana gövdesinde ise mitokondri bulunur. Mitokondriler bir hücresinin enerji santralleri gibidirler. Hücre için gerekli bütün enerji mitokondriler yolu ile sağlanır. Yumurta hücresinde yüz binden fazla mitokondri bulunur. İlginçtir, mitokondrilerin kendi DNA’ları vardır. Tabi ki bu DNA da çekirdekteki DNA ile irtibat halindedir.

Bir ceninin yaratılış safhasında bir sperm ile bir yumurta hücresi bir araya gelir. Buna döllenme denir. Döllenme vuku bulduktan sonra yumurtalık çekirdeğindeki 23 kromozom, sperm hücresinden gelen 23 kromozom ile birleşerek, bir insanın yaratılış süreci başlamış olur.

blank

İşte insanın yaratılış sürecindeki ilginç hadislerden birisi daha ilk anda kendini gösterir. Zira sperm hücresi yumurtalık hücresi ile birleştiği anda başlıktaki genetik kodlar hariç, her şeyi dışarıda bırakır. Yani sperm hücresi sadece 23 adet kromozomu yumurtalık hücresine taşır. İşte bu noktada diğer tüm fonksiyonlar yumurtalık hücresinde gelişmeye başlar. Bunlardan en önemli organel olan mitokondri ise sadece anne tarafından taşınır. Yani insan vücudundaki mitokondriler anneden aktarılan bir yapıdır. Sperm hücresindeki mitokondri ise yumurtalık dışında bırakılır. İşte bu mitkondriler DNA kodları da taşıdıkları için, mitkondriyelDNA (mtDNA) diye isimlendirilmiş. Bilim adamları bu gene aynı zamanda Havva geni de demekteler. Çünkü bu gen sadece dişi yumurtalık hücresinde bulunur ve yine sadece anneden anneye taşınmaya devam eder. Bu nedenle bu genin izi sürülerek soy ağacı çalışması yapılmakta. Bu günkü ilmi verilere göre, insan neslinin yaklaşık 200 bin yıl öncesinde Afrika’da başladığı tahmin edilmekte.

Peki “mtDNA” sadece anneler tarafından taşınırken, erkek tarafında taşınan özel bir gen var mı?

Evet, erkek sperm hücresi de yine sadece erkek hücreye ait Y kromozomu taşımakta. Yani Y kromozomu sadece erkek sperm hücresinde bulunmakta. Anne tarafında XX dişilik kromozomu mevcut iken baba tarafında ise XY kromozomu mevcuttur. İşte cinsiyeti belirleyen baba tarafından gelen bu XY kromozomlarıdır.

İşte sadece erkek sperm hücresi tarafından taşınan Y kromozomuna da bilim adamları “Hz. Adem geni” demişler. Bu genin de izi sürüldüğü zaman ise tek bir babaya ulaşılmaktadır. Yani bu günkü insan nesli bir baba ve anneden türemiştir. Biz bunlara Hz. Adem ve Havva diyoruz. Tüm semavi dinlerin ortak görüşü böyledir.

Bu mühim hakikat artık bilim adamları tarafından da açık ve net bir şekilde ispat ediliyor. Çünkü mtDNA ve Y kromozomu bir ilahi imzadır. Bu aynı zamanda Cenab-ı Hakkın Kuran’da beyan ettiği hakikatlerin bir tefsiri mahiyetindedir. (Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Hucurat Suresi, 13) demek ki ilim ve fen ilerledikçe ve genetik yapıdaki sırlar çözüldükçe daha açık ve net ilahi imzalar görebiliriz.

Hz. Havva geni ile ilgili ilginç bir hususu nazara vererek bu konuyu bitirelim:

Bakara Suresi 223. ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor.

“Eşleriniz sizin nesil yetiştiren tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. Kendiniz için ilerisini düşünerek hazırlık yapın. Allah’ın haram kıldığı şeylerden korunun ve O’nun huzuruna varacağınızı iyi bilin. (Ey Resulüm)! Mü’minleri müjdele!”

blank

Bu ayette kadınlar verimli bir tarlaya benzetilmiş. Tarla ise insanın ihtiyacı olan tüm enerjiyi temin eden temel gıdaları üretmek için işlev görür. İlginçtir sadece anne tarafından taşınan mitokondriler de hücrelerin enerjilerini üretir. Mitokondori olmaz ise hücrenin hayatta kalması imkansızdır. Çünkü tüm enerji kaynağının merkezi mitokondridir. Yani sadece anneden gelen bu organel bir hücre için adeta “tarla” görevi görmektedir. Bu mitokondri ise insanda bulunan kırk trilyona yakın tüm çekirdekli hücrede bulunur. İşte daha bir çok hakikate işaret etmekle birlikte, “Eşleriniz sizin tarlanızdır” ayeti bu hakikate de işaret ediyor olabilir. Elbette ki her şeyin doğrusunu bilen kainatın yaratıcısı olan Allah’tır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*