Bu bakış açısıyla Kur´ân´ı Kerîmi okuduğumuzda, isyankârlarla Rabbimiz arasındaki diyalogların mahiyetini daha iyi anlıyoruz. Tarihin ilk hadiselerinden olan meleklerle Hz. Adem Babamız arasındaki imtihandan Kur´ân´ın istikbale yönelik verdiği haberlere kadar, anlatılan her kıssanın bir yönüyle de direkt bize ders verdiğine inanıyoruz.
“And olsun ki, Sebe kavmi için, yurtlarında Allah´ın kudret ve rahmetine bir delil olmak üzere, sağdan ve soldan onları kuşatan bahçeler vardı. Onlara denildi ki: Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. İşte size hoş bir belde; Rabbiniz ise çok bağışlayıcıdır.
“Fakat onlar şükürden yüz çevirdiler. Biz de onların üzerine şiddetli bir sel gönderdik ve bahçelerini, içinde acı meyveli ağaçlar, meyvesiz bitkiler, biraz da sedir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.
“Nankörlükleri yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz nankörlerden başkasını cezalandırır mıyız?” Sebe (34/15-17)
Bu hadisenin Sebe kavmiyle sınırlı olmadığını daha sonraki zamanlar göstermiş. İsyan ve nankörlükte insanlar cezaya istihkak kesbettiklerinde, Rabbimizin orduları harekete geçmiş. İnsanları ilgilendiren büyük orduları (Hava/rüzgâr, Güneş/ateş, Su ve Toprak) olduğu gibi daha alt tabakalarda da yıldızlardan sivrisinek ve atom parçacıklarına kadar askerlerinin varlığını yine Kur´ân´daki âyetlerden anlıyoruz. Tarihin kaydedebildiği büyük felâketlere (sel, deprem, tufan ve gökten ateşin yağması gibi) Allah´a isyan ve nankörlük adesesinden baktığımızda, helâket olarak görünen o celâlli hadiselerin hakikatte birer “temizlik harekâtı” olduğunu da anlayacağız. Allah´ı inkâr, Ona isyan ve dünyanın takati üzerindeki kötü işlerin kirlettiği coğrafyaların bazan su ile, bazan toprak, bazan rüzgâr ve bazan da ateşle Rabbimizce temizlendiğini kimsecikler inkâr edemez. Yukardaki dört unsurun temizleyici özelliğini zaten herkes kabul ediyor. Bu dört unsurun Allah´ın kudretini temsil eden ordular olduğunu da yine Kur´ân´dan öğreniyoruz:
“Onlar önlerinden ve arkalarından kendilerini kuşatan gökyüzüne ve yeryüzüne bakmazlar mı? Dilesek onları yerin dibine geçirir yahut üzerlerine gökten bir parça düşürürüz. Şüphesiz ki bunda, hakka yönelen her bir kul için deliller vardır.” Sebe (34/9)
Allah´ın, imtihan için yerkürede gezdirdiği insanların, yine Rabbinin ordularınca altı yönden de sarıldığını bilememeleri, belki de en büyük cehaletleridir.
Amerika´da tekniği gasbeden saldırgan dinsizler, bilhassa karadan ve denizden gelen felâketlerin asıl sebebini gizlemek için kasırgalara tufan ve hortumlara çeşitli isimler takarak, o fevkalâde büyük hadiseyi basit göstermeye çalışıyorlar: El-Nino, Rita, Patrick ve IKE… Şu isimlerle o büyük mû’cizelerin üzerini örterek tabiat putunu muhafazaya çalışanlara Rabbimizin müsaadesi de imtihan gereği sınırlı.
Zındıkanın hazırladığı senaryoyu bahane ederek fakir ve mazlûm milletleri yeniden sömüren hırsızları, Allah´ın askerleri münavebe ile yıllardır dövüyor. Amerikan idaresinin bu hırsız ve teröristlerle işbirliği yapmasının cezasını zavallı Amerikan halkı çekiyor. ABD´nin 11 Eylül´den bu yana işgal ettiği coğrafyalardaki maddî kayıplarını ve ilâveten Allah´ın ordularınca verilen zararların toplamını, dünyanın bütün petrolleri de telâfi edemez. Peki, neden Teksas? Hem üretim ve hem de yağmalanan petrollerin depolanma merkezleri orası çünkü…
Rabbimizin tarih boyunca şiddetle cezalandırdığı diğer bir grup ise zulüm ve fuhuş çemberinde isyan edenlerdir. Bilhassa Hz. Lut’un (a.s.) kavminin işlediği fiile gelen cezalar hem imhal edilmiyor ve hem de o pis fiillerle kirletilen coğrafyalar hemencecik temizlettiriliyor.
Tarihin Sodom, Pompei ve Gomore olarak şöhretlendirdiği şehirlerdeki insan ve mülk zayiatını, dinsizlerin üzerlerine attığı sebepler şalından dolayı insanlık kalın harflerle defterine yazamıyor. Amerika´yı vuran ordular, Nuh Tufanına denk tsunami ve dehşetli depremler, netice itibarıyla elbette ki o tarihî şehirleri çok geçer.
IKE ve diğer arkadaşlarının Amerika sahillerinde yaptığı temizliğin mahiyetini tamamen bilemiyoruz, ama eşcinsellerin şehri olan Boliver Yarımadasındaki Gilchist şehrinin, tıpkı tsunamice Tayland kıyılarındaki fuhuş adalarında yapıldığı gibi temizlendiğini gazetelerdeki satır aralarından öğreniyoruz. Rabbimiz bir taraftan IKE ve arkadaşlarına temizlik yaptırıyor, diğer tarftan da Kur’ân’ın mû’cizeliğini tekrar ortaya koyuyor.
Benzer konuda makaleler:
- Unsurların hücumu
- Bakteri dünyası
- Mücahid ve bahtiyar bir maymun: Moritz
- Bütün zalimlerin sonu aynıdır
- Hicrî yılbaşı ve Aşure günü
- Tufandan zelzeleye, her şeyin dizgini O’nun elinde
- Kurtuluşa doğru mu?
- Ordu imamları üzerine
- Barış kuşu
- Nuh tufanı ve Su’yun emre itaat etmesi
Almanya İslam Konseyi Din Şurası Sözcüsü / Eğitimci – Yazar
İlk yorum yapan olun