İkinci Avrupa iş başında

Hadiselerin süratli ve dehşetli cereyanı gelenekselliğin papucunu dama atmış görünüyor. Birçok köşe yazarının “bozulmuş ezberler”den bahsetmeleri de bundan olsa gerek… Yavaş yavaş “eski halin muhal” olduğunu kavrayan dünyamızın düşünürleri “yeni hal”e dair binlerce teori üretiyorlar. Genellikle sokakların çoğu “çıkmaz sokak!”

“Yapan bilir ve bilen konuşur!” Allah’ın yaratıcı olduğuna ve Kur’ân-ı Kerim’in O’nun sözü olduğuna inananlar, mutlaka Kur’ân’ın asrımızın karanlıklarını gideren ve beyabanlardaki yollarımızı aydınlatan mesajlarını arıyorlardır. Bediüzzaman Hazretlerinin “Avrupa ile ilgili tahlillerini” nazara almayan iyi niyetli aydınlarımızın yanlış teşhis ve “hayfa!”larını gördükçe hakikaten üzülüyoruz. Kur’ân’ın “Türkçe”de yazılmış en son ve en büyük tefsirinden bir Türkiye vatandaşı olarak bîgâne kalmak size de üzüntü vermez mi?

Sefil, dinsiz ve tahribatçı Avrupa’nın coğrafî sınırlara dayalı bir tanım olmadığını elbette biliyorsunuz. Zavallı Japonya! İkinci Avrupa’nın “sefahet” dalgasına yakalanmış feryad ediyor. Önceleri “nikâhsız da olsa kadın-erkek beraberliğini” isteyen bu uzak doğu ülkesi; internetteki fuhuş sayfalarının salvolarıyla sarsılıyor. Erkekleri arasında “ne evlenmek ve ne de kadın!..” hastalığının boyutları araştırma ve istatistiklerle medyaya yansıyor. (Telepoks-2004)

Dünyayı bir köy halinde işgale kalkışan sefih ikinci Avrupa’dan Almanya da feryad ediyor. Müstehcen yayınlar ve bilhassa gayr-ı insanî internet sayfaları, erkekleri psikiyatri merkezlerine yönlendirirken, kadınlar da “chat” odalarından hareketle yuvalarını fark etmeye başlamışlar.

Psikiyatristler “internete cinsel duygularla bağlananların hastalığını” alkol ve uyuşturucu bağımlılığından daha tehlikeli buluyorlar. Zira bu insanlar hasta halleriyle toplumun arasında dolaşırlarken “zahiren tanınmıyorlar.” İkinci Avrupa’nın Amerika Devletini âlet ederek ele geçirdiği “Ukrayna”da ahlâksızlık dehşetli boyutlara ulaşıyormuş.

Sefih İkinci Avrupa’nın sözcüsü George Soros üçüncü ülkelerin medyasıyla birlikte STK’larını da satın almak üzere kesenin ağzını sonuna kadar açmış. RTÜK’ün kendi insanını koruma niyetiyle erotik kanallara getirdiği yasağın hemşehrim ve aileden sorumlu bakanımız Güldal Hanımca tenkidini fazla kişi anlayamadı. Ailenin, hemcinsi olduğu kadınların, insanlığın ve Türk gençliğinin hakkını koruyacağı yerde, fuhuşu evlere sokan bu kanalların yasaklanmasına niçin taraftar olmadığını efkâr-ı âmmede sebepleriyle izah etmelidir. Dünyayı tamamen İkinci Avrupa’nın hegomonyasında görenlerin itirazını “insanlık taraftarları” pek nazara almazlar.

Avrupa’da serbest olan her türlü fuhuşun bu memlekette de serbestiyetine çalışanlara “millet haini” nazarıyla bakmak elbette abartılı olmamalıdır. New Yorklu dinozorların sözcüsü sefih İkinci Avrupalılara karşı; insanlığın ahlâkî ve hukukî temel değerlerini müdafaa eden yüzbinlerce Avrupalı ilim adamı, siyasetçi, sanatçı, düşünür ve din adamını yok farz etmek; ya ihanetin veya hamakatin eseri olabilir.

İnternet sayfalarında “internet bağımlılığı” maddesini tıklayanların karşısına çıkaracağı manzarayı, kalbinde insanlığa zerre kadar sevgisi olan her fert mutlaka acı ve ızdırap içinde seyredecektir. İnsanlığın “kökünü kurutma!” hareketini başlatan İkinci Avrupa’nın tahriplerine karşı, pek yakında her millet “tedbir” almaya çalışacaktır. Bizim için önemli olan; bazı dinsiz ve sefih şarlatanların medyaya çıkardıkları patırtı. Gürültüye aldırmadan “milletimizi felâketlerden korumaya” biran önce başlamaktır. “Global dünyadan koruma” kelimesiyle istihza edenler, kendileriyle ilgili her türlü menfaati koruma altına alarak karşı saldırıya geçmişlerdir. Sahip oldukları servetlerini, makamlarını, karizmalarını, vizyonlarını ve belki çocuklarının ahlâklarını da… İnsanlık sloganların kıskacında epeydir acı çekiyordu… Dehşetli gelişmeler ve aile faciaları, “kör duyguların” yerine “berrak düşüncenin” geçmekte olduğunu haber veriyor.

İkinci Avrupa’nın saflarında da çarpışan “Focus” dergisi bilmecburiye bu tehlikenin boyutlarından bahsediyor. “Sefih ikinci Avrupa’nın” ahlâkı dehşetli tahribatını, başta “Focus” olmak üzere Batıda yüzlerce neşir organı mevzu edinmeye başladı. “Dert teşhis edilmişse, devası âsândır.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*