İkiyüzlü bir zihniyetin kıskacındaki sistem hasta ediyor

İki yüzlü zihniyet ne demektir? Dosdoğru olmayıp, münafıkâne bir hareket tarzı… Lügattaki manasıyla da, yalan söyleyen, hıyanet eden..

Bu duruş, anlayış ve hareket tarzıyla alâkalı Asr-ı Saadet’te cereyan eden ilginç bir hadise mevcuttur.

Rivayet edilir ki; Bir harp esnasında babayiğidin (!) birisi cengâverlik yapar, öne çıkarak çarpışır. Tabiri caizse vurduğunu devirir bir cinsten bir şekilde savaşır. Bu duruşunu Efendimizin (asm) önünde bile göstermeye çalışır.

İşaret eder Kâinatın Efendisi (asm) “Bu adam münafıktır” diye buyurur. Hayret içindeki sahabeler:

“Nasıl olur ya Resulullah (asm)! Bu adam…” demeye kalmaz sual edilir.

“Ben Müslüman değilim, kendi mensup olduğum zihniyet adına çarpıştım” diyerek itirafta bulunur.

Yani ikiyüzlü, diğer tarifiyle münafıktır.

Günümüzde de mevcuttur bu zihniyet. Namaz kılar, hatta kıldırır ve dahası hutbe okur, dine ve mukaddesata karşı akıllı lâflar eder… Mevcut camilere ismi bile verilir…

Bu ne demektir?

Bunun adı münafıkâne bir zihniyetle var oluşun adıdır.

Sonra dine, imana, Kur’ân’a ve mukaddes değerlere dil uzatır, tahribine çalışır. Eğitimi rehber ittihaz eder, şaşaalı gelir, değerleri kullanarak asıl maksadına varmak adına tahripkâr bir zihniyetin oluşumunu hazırlar, yayar. Sonra şahsiyetle öne çıkarak malûm zihniyetini kanunla perçinleştirir, zihniyetini muhafaza adına…

Mevcut sistemleri kıskacına alarak idamesini derslere yayar ve hâkimiyetini zihniyet yoluyla devam ettirmeye kararlılık içinde çalışır.

Günümüzde bu hal ve vaziyet mevcut mudur? Yüce ve mukaddes kitabımıza, mukaddes değerlerimize düşman bu zihniyetin varlığının mahiyeti deşifre olur elbette…

Rivayetler yoluyla, kudsî hadisler bağlamında, tahripkâr zihniyetin mevcudiyeti anlatılır.

İki yüzlülüğüyle öne çıkan bu zihniyete mensup şahısları Bediüzzaman Hazretleri bu dehşetli hal ve vaziyeti te’lif ettiği eserlerinde deşifre eder, mahiyetini izhar eder ve der ki:

“Rivayetlerde dehşetli fitnesinin İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiare etmiş (La Ya’lemu ğaybe illallah). Bunun bir te’vili şudur ki: İslâmlarınki ayrıdır. Hatta bir kısım ehl-i tahkik, imam-ı Ali’nin (ra) dediği gibi demişler ki, ‘İslâmlar içinde çıkacak aldatmakla iş görecek…” (Şuâlar)

İki yüzlü bir zihniyetin yalan ve dolanlarının mahiyeti görüldüğü gibi acı ve tahriptir.

Günümüzdeki yansımalarına gelince de…

Aynen tarif edilen hususiyetleriyle mevcuttur bu zihniyet. Münafıkâne veya ikiyüzlülükle topluma ve ülke yönetimine sirayet ederek, fert ve müesseseleri hasta eder bir özelliği mevcuttur maalesef…

Aman dikkat! Bu zihniyetin önünde durmak için şuurlu bir bakış ve değerlendirme içinde olunması iktiza eder.

İki yüzlü bir zihniyetin kıskacındaki sistemin en çok olumsuz olarak vurduğu saha ise maalesef eğitimdir.

Denilmiş ya, “Eğitimi rehber edip tahribata buradan başlaması…” karşısında bu ülkenin vefaperver eğitimcilerinin daha şuurlu ve dikkatli olması gerekir, diye düşünüyoruz.

Hasta eden bu malûm zihniyetin izalesi yönünde en fazla gayret sarf etmesi gerekenlerden birisi de günübirlik siyasî mülâhazalarla menfaate yönelik çabaların ötesinde kalıp, bir neslin ve koca ülkenin mahvına daha fazla müsaade etmemesi gereken yönetimlerdir…

İki yüzlü zihniyetin tahripkârlığının mahiyetinin bilinmesi şarttır diyoruz.

**
CHP Antalya Milletvekili Sayın Gürkut Acar Bey’e notumdur

CHP Antalya Milletvekili Sn. Gürkut Acar Bey’in  26.09.2013 tarihinde yayınlanan “Bediüzzaman’ın ülkemiz ve insanına kazandırdığı eğitim anlayışı” başlıklı yazımızla alâkalı gönderilen 26.09.2013 tarihli eleştirel açıklamasını aldım ve okudum.

Said Nursî adının okullara verilmesi ile ilgili soru önergesini eleştiren ve Nursî’nin kitaplarını okumasını tavsiye eden Sayın Acar Bediüzzaman’ın hayatını ve eserlerini bir bütün olarak okuyup inceleme fırsatı bulursa, Bediüzzaman’ın ülkemiz ve insanının hayrına çok değerli fikirler izhar ettiği görülecektir. Eğitimle alâkalı ileri sürdüğü fikirler orijinal değerlendirmelere havi olup Cumhuriyetle alâkalı izhar ettiği fikirler de oldukça manidardır. Zira o ‘ben dindar bir Cumhuriyetçiyim’ diyor. Eğitimde ortak akılla hareketi esas almayı önererek ‘Vicdanın ziyası din ilimleri, aklın ışığı ise fen ilimleridir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. Sonra bizim düşmanımız cehalet, zaruret ve ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet ve ittifak ile savaşmalıyız, diyor.

Yüzyılı aşan bir süre önce ülke problemlerinin eğitim yoluyla aşılacağı vurgusu içinde olarak temelini dahi attığı Doğu üniversitesi ise bunun müşahhas bir göstergesi olsa gerektir, diye düşünüyoruz. Eski hal muhal, ya yani hal veya ilmihal diyen yine Said Nursî’dir.

Sayın Gürkut Acar’ın fikir ve değerlendirmelerini anlayışla karşılamakla birlikte Said Nursî’yi ve fikirlerini yaşadığımız şu çağdaş dünya atmosferi içinde bir bütün olarak incelemesini, gerçeklerin daha iyi anlaşılması adına tekraren tavsiye ederken kendisine biz de başarı ve esenlikler diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*