“Ekmeksiz yaşarım; hürriyetsiz yaşayamam.”, “İstibdad ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım!”, Şeriat âleme gelmiş; tâ istibdadı ve zalimâne tahakkümü mahvetsin.” buyuran böyle bir Üstad’dan ders alan bir talebe, 1980’deki darbecilere destek verir mi? Ne yazık ki bazı dostlarımız o hatayı irtikap ettiler.
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, artık bütün düğmeler yanlış iliklenmeye başlanmıştı. Darbecilerin talimatlarıyla hazırlanan ve halen yürürlükte olan anayasanın kabul edilmesinde de bu dostlarımızın önemli katkıları olduğuna şahit olduk.
Kıl payı da olsa siyasi yasaklar kalktığı halde yapılan seçimlerde bazı dostlar bu defa da darbecilerle anlaşmalı olarak siyaset arenasına sürülen Turgut Özal’ın partisine destek verdiler.
Aradan geçen bunca zamandan sonra geçmişte bilerek veya bilmeyerek Nurlardaki ölçü ve prensiplerle örtüşmeyen yanlışların farkına varıp, pişman olmak bir tarafa; bugün de halen aynı veya benzeri siyasi tavırlarda bulunuyorlar.
Gelin görün ki geçmişten bu zamana kadar siyasi tercihlerinde yaptıkları yanlışlardan değil nedamet edip pişmanlık göstermek, yirmi bir yıldır tek başına iktidarda olan ‘Siyasal İslam’cı geleneğinin temsilcisi konumunda olan AKP’ye destek vermektedirler. Her tür suistimale açık olan ucube tek adam sistemiyle hak-hukuk ihlalleriyle binlerce mağduriyetlere sebep olan; ‘ya bendensin, ya düşmansın’ anlayışıyla gerginlik ve kavga üzerinden siyaseti meslek haline getiren, dinî değerleri suistimal etmek suretiyle dine ve samimi dindarlara zarar veren bu anlayışa hiç değilse bundan sonra itiraz etmeleri, zulümlere ortak olmamak için bir durum değerlendirmesi yapmaları icap etmez miydi?
Her şey bir tarafa dostlarımızın bize göre yanlış olan bu siyasi tavır tercihleri yalnız ve yalnız kendilerini ilgilendiren şahsi düşünce ve tercihleri olsaydı, saygı duyulurdu. Velâkin Bediüzzaman’ın bedihî bir şekilde nazarlara verdiği ölçü ve prensiplere uymayan bu tavırlarını da Risale-i Nurlara mal etmek gibi yanlışlara kapı açtıkları için konuyu gündeme getirmek istedik.
Nurlardaki hak ve hakikatler ile, ölçü ve prensiplerle örtüşmeyen siyasi tavırlarına ve tercihlerine rağmen bu dostlarımız zaman zaman dönüp Yeni Asya’nın; Risale-i Nurlardaki ölçü ve düsturlar çerçevesindeki siyasi tercihlerini görmezden gelerek bizi siyaset yapmakla suçlamaları başka bir hata değil mi?
Benzer konuda makaleler:
- İlk düğme yanlış iliklenince
- Bediüzzaman’dan ders alan hadimler
- Bediüzzaman’ın siyasi prensiplerine sırt çevirmenin cezası
- Siyasi kargaşadan çıkış yolu
- Kardeşlerinizi tenkit etmeyiniz
- Meşvereti tanımamak fitnedir
- Yeni Asya’nın davası
- Yeni Asya, Demokratlar ve Millet İttifakı
- Demokratların son durumu ve yapılması gerekenler
- Kutsal ‘biz’ ve düşman ‘siz’ anlayışı
İlk yorum yapan olun