İman demek imkân demektir

Hastalık imal eden ve imal ettiği hastalığı pazarlama maharetine sahip modern(!) hayatla karşı karşıyayız. Modernitenin dayattığı hayatın bizatihi kendisi insanı hem metabolik hem de psikolojik olarak hasta etmek için yeterli. Bu anlamda günümüz insanının psikolojisinin bozulmasının alt zemininde “modern evhamlar” yatıyor dersek yanılmış olmayız herhâlde…

Peki, çağımızın salgın hastalığı olan modern evhamın tedavisi nedir? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Tedavi çok uzaklarda veya çok pahalı ilaçların kullanımında değil. Modernitenin insana dayattığı sunî sorun ve çözüm önerilerine karşı çok güçlü olan o panzehrin adı, bitimsiz imkân anlamına gelen; iman.

Mü’min’in imanı aynı zamanda bizim kültürümüzde yaşadığı sıkıntılar karşısındaki en büyük imkânıdır. Tabiî kullanabilene…

Modern insanın, özelde modern Müslümanın sorunu, hep bildik adrese çıkıyor: Yaptığı hesaba Allah’ı dâhil etmemek. Kısacası iman ettiği Allah’ı gündelik pratiğine pek karıştırmamak. Yani Allah yokmuş gibi düşünmek, Allah yokmuş gibi konuşmak, Allah yokmuş gibi hareket etmek.

Hâl böyle olunca yani eylem-söylem uyuşmazlığı başlayınca gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Önce huzursuzluk, sonra kaygı, mutsuzluk ve psikiyatrik hastalıklar. Bu tabloya yakalanan modern Müslümanın adresi ise psikiyatrist-psikolog-aile danışmanı-yaşam koçundan biri veya birkaçı ile kesişiyor.

Oysa biz biliyoruz ki; Kur’ân okumak bir terapidir. Tefekkür etmek, namaz kılmak, sohbet etmek, bir yetimin başını okşamak, ihtiyacı olan birine yardım etmek, selam vermek, kişinin eşinin elini tutması, çocuğunu öpmesi, tefsir okuması, ilim meclislerinde bulunması. Bunların hepsi birer terapidir. Kısacası iman etmek imkân kapılarını çalmaktır. Bilinen bir kuraldır; “Çalınmayan kapı açılmayacaktır.” Psikiyatri polikliniklerinin kapılarını çalmadan önce var mısınız üzerinde bin imkân yazan iman kapılarını çalmaya?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*