İmtihan sırrının sırrı

Hepimizin başındaki kendi ellerimizle büyütüp besleyip taçlandırdığımız dünya meşgaleleri, eğer meşrû daire ve yollarda olmazsa başımıza belâ olur. Bunun en birinci sebebi ise zail kuru ve marifetsiz bir iman olur…

Başkaları bizim için imtihan vesilesi olabildiği gibi, bizde başkaları için bir imtihan, sınama sebebi ve vesilesi olabiliriz. Hiçbir zaman meşgalelerimiz bizi hakkı hukuku aşarak hem kendi başımızın, hem de başkalarının belâsı olmasın. Kullara karşı hak hukuk meşrû dairelerde aranmalıdır. Hiçbir zaman meşrû daireden çıkılarak, yalana dolana müracaat edilmemelidir. İmtihan sırrı da unutulmamalıdır.

İmtihan sırrının sırrı imanla başlar, imanla biter. İmanın her cephedeki esaslarını bilmek, okumak ve yazmak başka, onları idrak ederek hayata geçirmek ise çok başkadır. Tabiri caiz ise kuru kuru yalın ve basit bir iman sadeliği içinde hayatın meşgaleleri, ağır tekâlif ve yüklerine bile karşı konulamayacağı halde nefsin ve şeytanın hücum ve tuzaklarını bertaraf etmek mümkün olamaz. Bunun örneklerini bütün dünya ve özellikle de Müslüman dünyası bizatihi yaşamaktadır.

Hayatta, hayat yolculuğunda belki teker patlar, ama tamamen yolda kalma ihtimaline imanımızla müsaade etmemeliyiz. Zayıf imanımızı muhakkak bir şekilde kuvvetlendirerek imanın mertebelerinde yükselmekle hem hayat yolculuğumuzda bir kolaylık, hem de patlayan tekerlere iyi yama yapmış, tamir etmiş olabiliriz.

İmanımız hayatımıza dalgalanan bir bayrak gibi, daima yüksekte olmak hesabına mihmandarlık yapabilmelidir. Yoksa hayatın meşgaleleri, yükleri nefis ve şeytanın hücumları altında mağlûp olup ezilip gideriz. Hayatın ağır yükünü ancak kuvvetli ve tahkiki bir iman omuzlayabilir…

Yani imanımız hep hayattar olarak kalmalıdır. İmanımız muhabbetullah mertebelerinde meyve verebilmelidir. Yine imanımız marifetullah yolunda kök salabilmelidir. Aynı yolda imanımız aynelyakin ve hakkalyakin mertebelerinde derece ve ölçüsünde ağaç olabilmelidir. Ta ki hiçbir fırtına, belâ, musîbet, şer ve şerir esintilerinden etkilenmesin, dimdik ayakta kalsın…

Bütün gayretimiz ise fidanlıktan çınara kadar mertebeleri kat edebilen bu iman ağacımızı okumakla, fikir, zikir ve ibadetle ve ubudiyetle diri tutmakta, güçlendirmek de olmalıdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*