İngilizler başaracak mı?

Doğu veya Batı

Güneşin üzerine doğup batmadığı bir coğrafyadan, öncülüğünü yaptığı dünya savaşları, sislerle kaplı bir adacığa büzülmüş ingilizlerin oyun ve desiselerine bütün mazlum coğrafyalar şahittir. Fevkalade geniş ve tarihi cinayetlerle dolu malum çerçeveyi bir kenara bırakıp, şu son çeyrek yüzyılı içindeki savaşlar, yangınlar, kriz ve kaoslardaki rolünü, kıymetli okuyucularımıza hatırlatarak, hadiseyi Mrs. May´ın son ataklarına getirmek istiyorum.

Yugoslavya´nın Tito´nun ölümünden sonra dağılması esnasında, Balkan trajedisindeki ingilizlerin rolünü bilmeyen elbette yoktur. Bilhassa Hollanda´lılara verdiği gizli destekle, dolaylı bir şekilde sebep olduğu Bosna katliamının göz yaşları henüz kurumuş değil. İngilterenin hem Türkiye´nin Güneydoğusunda inşaa ettirdiği Çekiç Güç´teki rolünü ve daha sonra Mr. Bush ile Blair´lerin Körfez ittifakları da, çok önemli hadiselerdir. Blair´in Körfez savaşlarında ve Irak´ın işgalindeki misyonlarını, inşaallah mazlum Arap çocukları detaylı bir şekilde yazıp; sanat ve edebiyat yoluyla gelecek nesillere anlatacaklardır.

Arap Alemine olan İngilizlerin düşmanlığı; bu körfez savaşları, Bağdat´ın işgali ve Kuzey Afrika´nın yağmalanmasında bir kez daha depreşmiş, fakat öne çıkmadan “Arap Baharı”çerçevesinde tahriplerdeki rolünü sessizce icra etmiştir. Öne çıkmamakla birlikte Yemen´in yerle bir edilmesinde de İngiltere´nin rolünü tarih asla unutmayacaktır. Kendisini hala Arap Yarımada´sının efendisi zanneden ingilizlerin, desiseleriyle bu coğrafyayı bir daha toptan savaşlarla yakıp yıkamayacağını önümüzdeki zamanlar göstereceğinden; hadisenin Londra-Moskova çekişmesi boyutunu birlikte inceleyelim.

Hem BOP´ta, hem Arap Baharında ve hem de Suriye savaşında önde Amerika görünse de; çatışmanın mutfağındaki İngilizleri hiç kimse inkar edemiyor. Elbette bu yazımızın çerçevesinde de Bediüzzamanın bahsettiği ikinci Amerika veya ikinci İngiltere´yi kastediyoruz. Meselâ şu Şam´a bağlı Doğu Guta´daki kimyasal saldırıların tarihçelerini ( üç defa ) incelediğimizde, mesele dönüp dolaşıyor ve yol yine Londra´ya çıkıyor. Obama´yı Şam´ı bombalamaya ikna için başlayan oyunların, birer birer Rusya tarafından açığa çıkarılmaları, savaş tetikçisi ingilizlerin morallerini fevkalede bozmuş olacakki, Rusya´yı hedefe koydular. Tüm diplomatik maharetlerini kullanarak (Nato, AB ilişkileri ve BM´deki ağırlığını) Batı´dan Rusya´ya toptan bir cephe açmaya giriştiler.

Mesele buraya gelmişken; İngiliz-Rus ilişkileri üzerinde de kısaca duralım. Biz Osmanlı´nın devamı olan Türkiye, tarihimizin en yıkıcı harplerinden olan 93 harbinin müsebbibi olarak Ruslardan önce İngilizleri biliriz. Nitekim İngilizler bu işbirliklerini Avrupa´yıda bizimle felakete sürükleyecek biçimde I. Dünya savaşıyla perçinlemişlerdir. Özünde desise, hile ve hıyanet olan bu milletin politikasına güvenen müttefik Rusya´nın idaresi´de, Londra´nın finanse ettiği Leo Troçki ve arkadaşlarınca St.-Petersburg´da yıkılacaktı. Bu defa Rothschild´lerin yerine, vitrine Georg Soros ve Michael Chowdroski´yi yerleştiren ingilizler, Wladimir Putin´in idare ettiği politika karşısında mağlup olmuşlardır. Rusya, Truva atı formatındaki tüm sivil toplumları, bankerleri, medya ve tetikçi aktivistleri kendisine has metodlarla saf dışı bırakınca; Kiev yangınını çıkarmaya kalkışmıştı, ingiltere´nin  neoliberalleri. Bildiğimiz üzere oyuna gelen Ukraina, Kırım´ı kaybetmekle kalmamış, neoliberal bir kaç tefecinin elinde oyuncak durumuna düşmüştür.

DÜNYANIN ŞARTLARI DEĞİŞTİ

Artık dünkü dünya yok. Amerika dünkü rolünden çoktan vazgeçti. Yoksa kendi ülkesini kaybedecek. Trump´ın mütemadiyen ifade ettiği hakikatler önemli: Irak´a demokrasi bahanesiyle çok yalan söylenmiş ve büyük zulümler işlenmiş. Ve fukara Amerika´nın cebinden tam dört trilyon dolar çıkmış. Ayrıca Amerika bu bölgede hiç sevilmeyen bir ülke haline gelmiş. Trump´ın son beyanıyla Amerika bu bölgeden gidici…

Dünkü Amerika´yı (Obama´yı) ikna edemeyen ingilizlerin bugün hem AB´yi hem de ABD´yi iknası sizce mümkünmü ? Neocon ve neoliberal ittifağının  boğazına saplanan Suriye kılçığını çıkaramayan ingilizler, kimleri yanına alarak Rusya ile savaşacak ki… AB´den ayrılışın getirdiği yalnızlığı ve zararı yeni yeni savaşlarla örtmek için, zamanın elverişli olmadığı kanaatindeyiz. Velevki, Rotschildlerin AB yanlısı olarak pazarladıkları ve Fransa siyasetine tayin ettikleri Macron yardım etse de, dediğimiz gibi konjoktür müsait değil.

Bu arada şu önemli hususa da değinelim. İngiltere, Türkiye´deki aletlerini 15 Temmuz kalkışmasıyla saf dışı bıraktırdı. Bölgedeki dini cemaatlerin lider ve şeyhleri  önceleri Londra ile kısmen irtibatlı oldukları halde; özelde 15 Temmuz ve genelde ise  Arap Baharı söz konusu bağlantıları berhava etti. Ortadoğu’da Ihvanın ve Hint Dünyası’nda Cemaat-i Islami’nin uğradıkları ihanetler, Ingilizlere emniyeti şimdilik sıfırlamış görünüyor. Kuzey Irak ile Kuzey Suriye’de de Kürtler aynı ihaneti yaşadıklarını söylüyorlar, Ingilizlere… Hele Fethullah Gülen meselesinden dolayı Londra ile Ankara’nın arasına  epeyce karakedi girdiğine göre, Londra geçmişteki desiselerini çok zor kullanır kanaatindeyiz. En azından 15 Temmuz’un yaraları sarılana veya o meş´um hadise unutulana kadar…

Benzer konuda makaleler:

5 Yorum

  1. Olaya bu zaviyeden hiç bakmamıştım. Apar topar Fransayı da yanına alarak Suriyeyi bombalamasını da ayrıca mı değerlendireceksiniz…

  2. Kalemine sağlık Şükrü ağabey her zaman ki gibi çok doğru yazmışsın bu yazıları daha geniş kitlelere ulaştırmamız lazım sesimizi gürleştirmemiz gerek vesselam.
    Mehmet Kösenin yeğeni, Adana´dan Ali Çağlayan

  3. Çok ilginç bilgiler içeriyor, makaleniz… Bu yazıların herkesçe okunması gerekir.

  4. Yaşanan hadiseler farklı sonuçlar almak için planlanmış gibi. Suriye’deki operasyonlar ve İngiltere’deki operasyonlar Putin’in yeniden seçilmesine destek veriyor ve verecek…

  5. Tarihin yeniden yorumlanmasının kapılarını açan bu tür yazıların çoklukla yazılması ve geniş kitlelerce okunması elzem… Hırlı muvaffakiyetlerle…

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*