İnsafsız ve yalancı

Filistin’de, Gazze’de yaşananlara ilgisiz kalamayacağımız belli. İnsanî ortak paydanın dışında, başka ortak paydalarımız da var. İsrail’in, Gazze’ye yardım götürürken “uluslar arası karasular”da seyrettiği esnada “insanî yardım” gemimize saldırması ve 9 “gönüllü”yü katletmesi hem anlaşılır değil, hem de kabul edilemez bir durum. Bu çirkin saldırı, Gazze’de yaşananları bir şekilde yeniden dünya gündemine taşımış oldu.

“Gözden ırak olanın gönülden de ırak olacağı” tesbitini doğrularcasına dünya ülkeleri Gazze’deki zulme büyük ölçüde ilgisiz kaldı. Ancak bu ilgisizliğin temelinde “bilgisizlik” yattığını görmek lâzım. Ayrıca İsrail’in zulmüne kılıf üstüne kılıf hazırladığı ve dünyayı yanıltmak için bin türlü yalana sarıldığını da hatırlamak icap eder. İsrail, hem suçlu, hem de güçlü konumunu muhafaza etmek için o kadar çok yalana sarılıyor ki, insanlığın Gazze’de yaşananları doğru dürüst bilmesi neredeyse imkânsız hale geliyor.

Çarşamba günü akşamı NTV’de yayınlanan “Canlı Gaste” programına telefonla katılan İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın danışmanı Amos Gilad, yalan üstüne yalan söyledi. Şöyle ki: Milliyet gazetesi muhabiri Murat Sabuncu, “Mavi Marmara” baskını sonrası Mısır-Gazze sınırındaki Refah Sınır Kapısının açıldığını duyunca hemen oraya gitmiş ve Gazze’ye girmek için 72 saat boyunca sınır kapısında beklemişti. Bu esnada da gördüklerini gazetesinde yazmış, kamuoyu ile paylaşmıştı. Aslında Sabuncu’nun anlattıkları herkesin bildiği gerçeklerdi. Güya sınır kapısı açılmış, ama Gazze’ye yardım girişine izin verilmiyordu. Sadece ‘insan geçişi’ne izin verilerek gözler boyanmak isteniyordu.

72 saat bekleyişten sonra Gazze’ye giren Milliyet muhabiri, orada da bildiğimiz ve duyduğumuz gerçeklerle yüzleşmiş. Hastahaneler ilâçsızlık yüzünden sıkıntı içerisinde. Gazze ‘açık hava hapishanesi’ gibi ve gıda maddeleri ancak ‘tünel’lerden Gazze’ye sokulabiliyor…

Gazze dönüşü taze taze gözlemlerini anlatan gazeteciden hemen sonra İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın danışmanı Amos Gilad “Canlı Gaste”ye bağlandı ve yalanlarını sıraladı. Konuşmayı radyodan dinlediğim için ‘yalancı’nın yüzünün kızarıp kızarmadığını görmedim, ama bu yalanlara Gazze’den dönen Milliyet muhabiri de ‘isyan’ etti.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın danışmanı Amos Gilad şu ‘yalan’ları sıralamıştı: “Gazze’de insanî krizden söz etmek de mümkün değil. Abluka söz konusu değil ve her türlü gıda maddesi giriyor. Şu açık; abluka ya da insanî yardım krizi yok. Bir takım kısıtlamalar var ama kriz söz konusu değil.” (http://www.ntvmsnbc.com/id/25104905/)

Bu ‘yalan’ları dinleyen herkes gibi, Gazze’den yeni dönmüş olan gazeteci de ‘şok’ oldu. “İyi ki siyasetçi değiliz. Biz gazeteciyiz ve gördüğümüz şeyin fotoğrafını çekiyoruz. Ben dünyada hiçbir yere, girişi serbest olduğu halde ‘tünel’lerden malzeme sokulduğunu görmedim” anlamında sözler söyledi.

Şunu anlamak lâzım: İsrail, insafsızca ‘yalan’ söyleme politikası sürdürüyor. Bu kadar ‘cesur yalan’larla insanlığın gözünü bir müddet daha boyamaya devam edebilir. Ama uzun dönemde bunu başarması mümkün değil. Çünkü zulmün ‘şahit’leri her geçen gün artıyor ve bu durum İsrail’i her geçen gün yalnızlaştıracak İnşâallah.

Yalanla ve dolanla ‘zulüm gemisi’ni yüzdürmek mümkün olmayacak vesselâm…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*