İnternet bağımlılığı mı, özgürlük mü?

Yeşilay sadece alkol-uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili uyarıda bulunmuyor.

Modern zamanın en etkili “uyuşturucusu” olan “internet bağımlılığı” için de ciddi ikazlarda bulunuyor.

Dikkate almak gerektiğine inanıyorum.

Ne diyordu Yeşilay Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman:

“İnternete bağlanın, ama bağımlı olmayın.”

Devamında:

-Bir çocuk teknolojiye bağımlı hale gelirse, çevresinden kopar. Asosyal olur, çevresinden izole edilir. Giderek hem bedensel, hem de ruhsal hem de toplumsal felaketler olur.

-İnternet başında çok fazla vakit geçiren, televizyon karşısında çok kalan insanların gözlerinde, beyinlerinde, omurgalarında sağlık sorunlarından artışlar olur…

En ciddi sağlık sorunu zaten bedende değil, beyinde başlar.

Beyinden kastettiğimiz düşünce merkezi… Zira, düşüncesini bilgisayara ihale eden bir internet bağımlısı, onun dışındaki dünyayı yok sayar.

“İnternet bağımlılığı” kavramını ilk ortaya atan isim “ruhbilimci” Ivan Goldberg’tir.

Goldberg, bu bağımlılık teorisini yarı şaka yarı ciddi ortaya attığı zaman tehlikenin bu boyutlara varacağını tahmin bile edemezdi.

Bu teoriyi de “sebepsiz kumar rahatsızlığı”ndan mülhem türetmişti ve  “İnternet bağımlılığı”nın çeşitli temel gruplara ayırıyordu:

-Pornografi,

-Fantezi ve mantık dışı oyun tutkusu,

-Sosyal iletişim siteleri yahut web güncelerinde aşırı zaman tüketimi,

-İnternet üzerinden alışveriş takıntısı.

Gerçi, “bağımlılık” tanımı ucu açık bir kavram… Zira, herhangi bir dengeleyici davranışın bağımlılık olarak tanımlanması ihtimaline açık kapı bırakıyor.

Mesela, hoş olmayan bir durumun oluşmasını engellemek isteyen bir kişinin yaptığı uzun süreli telefon konuşması için “telefon bağımlısı” demek doğru bir tanım olabilir.

Bunun yanı sıra, sebepsiz bilgisayar kullanımı günlük yaşama etki eden “aşırı bilgisayar kullanımına” örnek teşkil edebilir. Bu terimlerin “bağımlılık” tabirini özellikle içermekte olduğunu düşünüyorum.

FACEBOOK’A YASAK

Ayrıca, Almanya’nın Rheinland-Pfalz eyalet yönetimi, öğretmenlerin en önemli internet bağımlılığı sayılan Facebook’u kullanmasına sınırlama getirmiş olması yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi.

Bu detayı özellikle hatırlattık. Zira, Facebook gibi kullanıma açık siteler, öğretmen/öğrenci mesafesini ortadan kaldırıyor. Otomatik olarak “suistimal”i beraberinde getiriyor.

Zaten Eyalet Eğitim Bakanlığı “Facebook”un eğitim modeline uygun olmadığını ve sık sık suistimallere neden olduğunu belirtiyor… Facebook üzerinden taciz ve mobbing sistemi gibi.

Gerçi, Baden-Wüttemberg eyaleti öğretmenlerin Facebook kullanımına çoktan sınır getirmiş. Tıpkı Holstein ve Bavyera eyaletlerindeki gibi. Bu eyaletler çoktan “sınırlama” getirerek radikal çözümlere gitmiş bile… Ki, uzun süredir bu yasak yürürlükte. Geri kalan Hassen ve Kuzey Ren Westfalya eyaletleri konuyu şimdilik okul yönetimlerine bırakmış durumda.

Avrupa kendi ürettiği sınırsız özgürlük kavramlarına yeni yasaklarla çözüm üretmeye çalışırken, biz de henüz denetim mekanizması bile üretilemedi.

Haydi hayırlısı!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*