“Ben bu davaların savcısıyım” diyerek ihdas ettikleri mahkemeler eliyle bir çok askere ağırlaştırılmış cezalar verildiği süreçte iktidar medyası işin şakşakçılığını yaparken, Yeni Asya bu işlerde “bir bit yeniği var..” diyerek olup bitenlere ihtiyatla yaklaşmıştı.
Aradan geçen zaman zarfında zikzaklı yürüyüşleriyle maruf iktidarın bu defa da; “Yahu aldanmışız, kumpas kurulmuş…” diyerek mahkemeler eliyle ihanetlerle damgaladıklarını salıverdiler.
Yeni Asya yine ‘durun bakalım salıverdiğiniz hepsi terörist olamayacağı gibi, hepsi de suçsuz ve masum olmayabilir’ diyerek olup bitenlere ihtiyatlı yaklaştı.
İktidarın bu tezatlı, tutarsız uygulamalarının neticesinde beraat eden askerlerin açtıkları ve kazandıkları tazminat davalarından aldıkları ve milletin cebinden çıkan milyonlarca para var…
Yargılamalar sırasında bazı sanıkların açıkça mahkeme heyetlerine karşı; “bu günler geçecek; hesap vereceksiniz” tehditlerden sonra gerçekten o yargılamaların bir kısmı sanık sandalyelerinde oturtuldular.
Yine yargılamalar sırasında bir balyoz sanığı; “Çok uzun süreceğini sanmıyorum. Yani bizim aldığımız haberler o yönde. Bunlar sağlam kaynakar. Bunun hesabı sorulacak” dediği medyada yer almıştı.
Gerçekten suçlu suçsuz ayırımı yapmadan, kadın erkek demeden binlerce masum insanları hapishanelere doldurmak suretiyle söylediklerini yerine getirmediler mi bunlar.
“Bir iki sene içinde bu manzara tam tersine dönecek. Ve rövanşı çok farklı olacak. Çok kişinin canı yanacak. Bunun rövanşında çok canlar yanacak” diyenler olmuştu.
Gerçekten manzara tam tersine dönmedi mi? Bir çoğu soluğu dışarıda almadı mı? Çok canlar yanmadı mı?
Ve tehditlerine şöylece devam ediyorlardı, bir zamanın “balyozcu”ları: Bir sürü hesaplaşmak olacak. İki sene çok, bir sene içinde. Buradan çıkarsak, dışarıdakilerle çok ciddi bir hesaplaşma olacak. Aç kalacaklar…”
Evet söylediklerinin aynısını fazlasıyla yapmadılar mı? Adaleti, hak ve hukukları rafa kaldırmak suretiyle, yanlışa yanlış katıp, adavetle suçlu suçsuz demeden binlerce insanı işinden aşından ederek aç bırakmadılar mı? Hem de bütün bunları güya millet adına millet adına darbecilerle hesaplaşmak için “bu davaların savcısıym..” diyenlerin “ağaç kökü yesinler..” diyen devr-i iktidarlarında icra edilmesi de bu işin içler acısı bir tarafı.
Benzer konuda makaleler:
- Rusya’da Risale-i Nur’un hukuk zaferi
- Böyle lütuf olur mu?
- Yanılmalarla nereye kadar?
- Bu alkışçılar olmasa
- Her gün yürek yakan canlar ölüyor
- Atatürk diktatör değilse ne?
- 12 Eylül’de bütün sorumlular yargılansın
- Erdoğan: Atatürk’ün izinde olan, biziz
- “Yüce Divan hüllesi”
- Biraz vicdan, biraz da hakkaniyet duygusu
İlk yorum yapan olun