![]()
İslâm İş Birliği Teşkilâtı, 1969 yılında kurulmuş olup genel sekreterliği Suudi Arabistan’ın Cidde şehrindedir. Felsefî temelini Kur’an’daki “ümmet” kavramı ile Müslümanların birliği düşüncesi ve bunların gereği olarak bütün İslâm ülkeleri arasında her alanda iş birliği temin etme ilkesi oluşturur. İslâm ülkelerini bir çatı altında toplayan milletlerarası bir kuruluştur.
XIX. yüzyılın sonlarında İslâm dünyasının büyük bir bölümünün Batı ülkelerinin sömürge veya manda idareleri altına girmesi ve I. Dünya Savaşı’ndan sonra 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından halifeliğin kaldırılması, İslâm dünyasında yeni bir manevi toparlanmaya ve Müslümanların birliğini temin amacıyla bazı teşebbüslerde bulunulmasına yol açtı.
Kuruluş belgesine göre İslâm İş Birliği Teşkilâtı’nın amaçları şunlardır: Üye devletler arasında dayanışmayı geliştirmek; ekonomik, sosyal, kültürel, bilimsel vb. alanlarda iş birliğini pekiştirmek; ırk ayırımını, eşitsizliği ve sömürgeciliğin her çeşidini ortadan kaldırmak; milletlerarası barışa yardım etmek için gerekli ölçüleri koymak; mukaddes beldelerin korunması için ortak çaba sarf etmek; FİLİSTİN HALKININ MÜCADELESİNİ DESTEKLEMEK VE ONLARA YARDIM ETMEK; Müslüman halkların bağımsızlık ve millî haklarını elde etmeleri için mücadelelerini desteklemek. Teşkilâtın başlıca ilkeleri de üye devletler arasında tam eşitlik; birbirlerinin toprak bütünlüklerine, bağımsızlık ve egemenliklerine saygı; iç işlerine karışmama; aralarında doğabilecek anlaşmazlıkları görüşme, ara buluculuk, uzlaşma veya hakem kararıyla halletme; herhangi birinin siyasî bağımsızlığına, millî birliğine veya toprak bütünlüğüne karşı güç kullanımı veya tehditten kaçınma olarak belirlenmiştir.
Kurulduğundan bu yana fazla bir zaman geçmemesine rağmen teşkilât, üye ülkeler arasında çeşitli alanlarda iş birliğine gidilmesi, ortak faaliyetlerin koordine edilmesi, bazı dünya sorunları karşısında ortak politika belirlenmesi, karşılıklı yardımlaşma ve eğitim, kültür, ekonomi, ticaret alanlarında faaliyetlerin planlanması gibi konularda önemli başarılar kazanmıştır. Bununla beraber İslâm ülkelerinin siyasî, sosyal ve ekonomik yapılarının farklı oluşu, bazı konularda iş birliği ve dayanışmanın sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Teşkilâtın Yapısı ve Organları
Teşkilâtın dört temel organı bulunmaktadır:
-
Devlet ve Hükümet Başkanları Konferansı (İslâm Zirvesi)
-
Dışişleri Bakanları Konferansı
-
Genel Sekreterlik
-
İslâm Adalet Divanı
Devlet ve Hükümet Başkanları Konferansı ve Dışişleri Bakanları Konferansı kararlarıyla oluşturulan uzman kuruluşlar şunlardır:
-
İslâm Kalkınma Bankası
-
Uluslararası İslâm Haber Ajansı
-
İslâm Ülkeleri Yayın Teşkilâtı
-
İslâm Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilâtı
Devlet ve Hükümet Başkanları Konferansı ve Dışişleri Bakanları Konferansı kararlarıyla kurulan, teşkilâta üye ülkelerin doğrudan üye oldukları alt kuruluşlar şunlardır:
-
İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi
-
Milletlerarası İslâm Kültür Mirasını Koruma Komisyonu
-
İslâm Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi
-
İslâm Fıkıh Akademisi
-
İslâm Ticareti Geliştirme Merkezi
-
İslâm Teknik ve Meslekî Eğitim ve Araştırma Merkezi
-
İslâm Bilim, Teknoloji ve Kalkınma Vakfı
-
İslâm Dayanışma Fonu ve Vakfı
-
Kudüs Fonu ve Vakfı
Güncel Gelişmeler ve Doha Zirvesi
Son olarak İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi, 14 Eylül 2025 tarihinde Doha’da yapıldı. İsrail’in soykırımına karşı şiddetli kınama kararı çıktı. Bu karar, tam bir acziyetin ve çaresizliğin ifadesidir. Kınama şiddetli olsa ne olur, olmasa ne olur? Bu toplantı için yapılan masraf, Gazze ve Filistin halkına ulaştırılabilseydi daha makbul olurdu.
Gazze’deki İnsanlık Krizi ve Tepkiler
Gazze Savaşı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın İsrail geneline geniş çaplı saldırısı ile başladı. O günden bugüne bir ülke, içindeki insanlar ile birlikte yok ediliyor.
Vicdan sahibi insanlar bu katliamı asla kabul etmediler ve etmeyecekler. Dünyanın her tarafında geniş kitleler ile seslerini yükseltiyorlar. Bu katliama sessiz kalmak, insanlık defterinden silinmek ile aynı anlama geliyor.
İsrail, Gazze’de şimdi de kara harekâtına başladı. Ölüm makineleri olan tanklar ile silahsız sivil insanları katlediyorlar. Bütün bunlar gizli kapaklı değil, dünyanın gözleri önünde yapılıyor. İsrail’in nükleer silahları ve hava kuvveti nedeniyle Türkiye dahil hiçbir devlet bu soykırıma dur diyemiyor.
Hamasi nutuklar, yapılan toplantılar hiçbir işe yaramıyor. Zalim zulmüne devam ediyor. İnsanlık seciyelerini kaybetmemiş vicdanlı insanlar, Allah’a (c.c.) dua edip bu zalimleri hak ettikleri ceza ile cezalandırması için dua ediyorlar.
Zalimler de bu duaların farkındalar. Ancak zulümlerinden vazgeçmiyorlar. Ya insanlık tarihinden haberleri yok ya da zalim kavimlerin başlarına gelenleri bildikleri hâlde zulme devam ediyorlar. “Bize bir şey olmaz” zannındalar. Ne büyük bir gaflet!
Zulme Karşı İlahî Adalet
Evet, o inkâr edenleri ve zulmedenleri Allah ne bağışlayacak, ne de onlara bir kurtuluş yolu gösterecektir. (Nisâ Suresi, 168. Ayet)
İşte biz, kazandıkları günahlar yüzünden zâlimleri kötülük işlemede birbirine böylece dost ve yardımcı yaparız. (En’âm Suresi, 129. Ayet)
Haberiniz olsun ki, Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerine olacaktır. (Hûd Suresi, 18. Ayet)
Rabbin, halkı zâlim memleketleri yakalayıp cezalandırdığı zaman işte böyle cezalandırır. O’nun cezası, gerçekten çok acı verici ve pek şiddetlidir. (Hûd Suresi, 102. Ayet)
Benzer konuda makaleler:
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği
- Terörün çözümü Bediüzzaman’da
- Müflis Proje: KEMALİZM
- Ezanı aslına çevirmek, demokratların ilk icraatı oldu