Devrim ve İslâm: Yanlış Tanımların Bumerang Etkisi
Tanımı doğru yapılmamış tabirler bumerang vazifesi görür; genellikle döner ve iyi niyetli sahibini vurur. DEVRİM de bu kelimelerdendir. Tanımı belli olduğu hâlde, müsbet manalarda kullanılıyor.
Devrimi değişim, inkılâp, yenilik veya tecdid ile karıştıranlar cahil değillerse devrimcidirler. Yani, bir şeyler devirmenin peşindeler. Yapılmış veya önceden inşa edilmiş bir şeyleri devirmek istiyorlar. Cisimleşmiş şeyler olabileceği gibi, manevi şeyler de olabilir. Devrim; bitirmek, yıkmak, yok etmek, sonlandırmak veya bir başka şeyle değiştirmek anlamına gelir.
Kemalistlerin, komünistlerin, sosyal Marksistlerin veya bir başka ihtilalci sol grubun DEVRİM ile kastettiği mana, mevcut nizamı, yapıyı, idareyi, devleti veya buna benzer sosyal bir yapıya son vermektir.
M. Kemal nifak ile devrimini gerçekleştirirken, Lenin ve arkadaşları açıktan ihtilâl ile devrimi tercih etmişlerdir. Ve unutmadan… Bütün devrimler, dışarıdan kuvvet alarak işi bitirirler. Bizatihi halkın kurucusu veya örgütleyicisi olduğu tarihi devrimlerin sayısı üçü geçmez. İngiltere olmasaydı, ne Bolşevikler ne de Kemalistler devrimlerinde asla başarılı olamazlardı.
Devrim daha çok ihtilâl yoluyla gelir. Kemalizm ise Londra’nın himayesinde nifak ile gelmiştir. Devrimcilerin hedefleri zirveleri ele geçirmektir. Yani, siyasete ihtilâl ile müdahale etmektir. Siyasete müdahale ise devrimciliktir ve bunun İslâm ile telifi mümkün değildir.
İslâmiyet, devrimin bütün usul ve icraatlarını itikadi olarak yasaklamıştır. Müslümanın idareyi zor kullanarak değiştirme gibi bir derdi olamaz. Kur’an’da devrimciliğin usul ve tarzını yasaklayan yüzlerce ayete rastlayabilirsiniz…
Peki, İslâmcıların DEVRİMCİLİK hastalığı nereden geliyor derseniz, kesinlikle dinden gelmediğini sıradan bir hoca da ispat edebilir.
Bir kısım Müslümanların BÜYÜK İHTİLÂL veya BOLŞEVİK İHTİLÂLİNİ kendilerine örnek almaları haramdır. Çünkü Müslümanın, Müslümana canı, malı, kanı, namusu ve hürriyetini gasp etmesi haramdır.
İşte Türkiye’mizin çıkmazı… Müslümanları demokrasi yolundan alıkoyan karanlık nokta…
Haklarını devrimcilerin usulüyle arayanların hepsi kaybettiler… Aynı zamanda Müslümanlara da kaybettirdiler.
Tarih, devrim yolu ile başarıya ulaşmış bir İslâm toplumu gösteremiyor. Fakat devrimcilere aldanıp kendilerini, sevenleriyle birlikte helâkete götürenlerin sayısı o kadar çok ki…
Selefisinden Şiasına… İhvanından Cemaat-i İslâmiyesine… Tarikatçısından dini hareketlerine kadar…
Milyonlara varan şehitler… Ve düşmanlarının eline kalan mallar ve mülkler…
Çok acıklı hikâyeler… Hafifçe bir yarım baş ile maziye bakanlar, sizden gözyaşlarını saklayamayacaklardır.
Devrimcilik, cemiyetçilik çekirdeği üzerinde büyür ve şekillenir… Cemiyetçilik ise, para ve imkâna dayanır. Bütün devrimlerin hariçten destek görmeleri bundandır.
Demokrasi dışındaki her hareketin, devrimin veya cemiyet bazındaki yapılanmanın da, hâkim güçlerin bilgileri ve müsaadeleri dışında olması imkânsız olduğuna göre… Müslümanlar devrim fikirlerini itikadi olarak reddetmelidirler.
Zulmün, adaletsizliğin, istibdadın, global hırsızlığın, küresel köleliğin ilacı ancak demokrasidir.
Kemalist devrimcidir. Komünist devrimcidir. Masonlar ve sosyal Marksistler devrimci olabilirler.
Fakat ne İslâmiyeti din ve hayat tarzı olarak kabullenen dindarlar ne de milliyetçiler asla devrimci olamazlar.
Allah korusun…
Benzer konuda makaleler:
- Komünist Devrimlerden Kemalist Devrimlere Türkiye!
- Müflis Proje: KEMALİZM
- Devrim ile demokratik siyaset arasında…
- İslam ve Demokrasi
- Mehmet Kutlular: Bir nur talebesinin siyasetteki istikameti
- Kızı ölen annenin feryadı
- Eski devrimciler yeni devrimcilere karşı
Muhteşem bir izah ve çok akıcı bir üslup.
Düşünerek… Tekrar tekrar dönerek okudum.
Kuvvetli hükümler üzerine oturtulmuş sağlam bir bina gibi.
Teşekkürler Allah razı olsun, güzel kaleme almışsınız. Olaylara bakıldıgında, bu konuyu anlamak o kadar da kolay değil herhalde?