İslâmı ciddiyetle araştırıyorlar

Risâle-i Nur’un Almanya’daki tesirine bir örnek olarak şu anekdotu da aktaralım:

“Said Nursî hakkında Alman Dışişleri Bakanlığının ‘Kültür Alış verişi’ adlı dergisinin 1/02 sayısındaki açıklama:

“Reformlar ve Reaksiyonlar

“(Geçmişte) İslâm âleminde fundamentalist akımların yanı sıra hüriyet anlayışını esas yapan ve Batı ile musalâhadan söz eden bir dizi mütefekkirler vardı ve (halen) var. Bunların düşünceleri hükümran olabilir ve İslâmiyette muhtemel bir reform (tecdid) için esas teşkil edebilir mi?

“Türkiye’de ortaya çıkmış olan Nurcu cemaati hareketi (ki Nurculuk veya Cemaatu’n-Nur diye de tanınıyor) erternasyonal alanda gittikçe artan bir öneme haizdir. 1960’da vefat etmiş olan manevî önderi Said Nursî yazılarında modern (dünyanın) ilmî ve medenî gayretlerini övmektedir. İslâmî yazılı kaynaklara ve tasavvufî esasa dayalı sade üslûbu içerisinde dinin yaşanması esasını takip ediyor. Nursî’ye göre mücerret delillerle oluşan şahsî kanaatle Müslüman olunur. Siyasî faaliyeti Said Nursî kesinlikle reddetmektedir. Muhteviyatı geniş olan eserlerinde Nübüvvet-i Ahmediye ve haşirle ilgili çok sayıda müzakerelerinin yanı sıra değeri çok yüksek iş ahlâkı da tezahür etmektedir. Çalışmak bir fazilettir. Ekonomik, sosyal ve eğitimle ilgili meselelerde ise, fundamentalist akımların totaliter esaslarının aksine toplumda çeşitlilik anlayışını benimsemiştir. Said Nursî’nin yazılarının bir hayranı da Suriyeli muteber İlahiyatçı ve televizyon vaizi Said Ramazan al-Buti’dir. (Buti) devletçi İslâmî siyasetle fundemantalist ideolojiler arasında bir yol takip etmektedir. Taassubî tavrı ve bununla beraber cihadın bir cebr vasıtası olmasını reddediyor.”

Ben Suriye’ye de gittim. Said Ramazan Al-Buti ile fazla konuşamadık. Bu zat buraya birkaç defa geldi. Suriye’de gördüğüm bazı kişiler dediler ki: “Biz Üstadı ve Risâle-i Nur’u Said Ramazan’dan dinledik.” Suriye eski devlet başkanına da çok tesir etmiş. o­nun cenaze namazını o kıldırmış. Oğlunun da Buti ile arası gayet iyi. Said Ramazan Al-Buti’yi Diyanet reisi yapmak istemiş. O demiş ki: “Eğer bana böyle bir vazife verirseniz ben Suriye’yi terk ederim.” Yani devlet işine, siyasete karışmak istemiyor. Hatta o ölen Hafız Esat demiş ki: “Hocaların içinde beni tatmin eden sadece bu Said Ramazan.”

11 Eylül’den sonra İslâmiyeti daha bir ciddiyetle araştırıyorlar

Bir sene evvel ben “Ne gibi havadis var?” diye Almanya’daki kardeşlere sormuştum. Erkan Algan isminde bir kardeşimiz şöyle yazıyor:

“Kur’ân ve diğer İslâmî kitapların satışı aniden arttı. Halk, kendisi İslâmiyet hakkında bilgi edinmeye başlıyor. Camilerin halka açık günlerinde dolup taşmaları takip ediliyor. Basın-yayın gerçi hâlâ İslâmiyet hakkında menfî yazılar çıkarıyor, fakat daha tedbirli davranıyor. Aynısı politikacılar için de geçerli. Ve bunlar İslâmiyet ve terörü ayırmaya çalışıyorlar. Böylece Müslümanları tehlikeli ve tehlikesiz sınıflara ayırıyorlar. Korktukları hissediliyor. Bu nedenle İslâmiyeti daha bir ciddiyetle araştırıyorlar…”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*