Isparta mevlidi

Kendisine hayatı boyunca eza ve cefa çektiren devrin müstebitlerine yaptığı çıkışlardan birinde “Ölümüm hayatımdan çok hizmet edecek” diye meydan okuyan Üstad Bediüzzaman’ın bu sözündeki mana ve hikmeti tasdik ve teyid eden örnekler peş peşe geliyor.

Son derece ağır baskılar ve zor şartlar altında telif ettiği eserlerinin şimdi dünyanın her köşesinde birçok dile çevrilerek okunması; adına tertiplenen ilmî kongre, sempozyum, konferans, panel ve seminerler; Risale-i Nur’daki Kur’anî hakikatlerin şerh, izah, tanzim ve ilanatı manasında yapılan neşriyat bunun örneklerinden birkaçı.

Bu çerçevede yapılan her bir etkinlik, Risale-i Nur ve Said Nursî gerçeğinin farklı bir boyutunun daha iyi anlaşılıp kitlelere biraz daha mal olmasına vesile olarak müsbet izler bırakıyor.

Kur’an’ın çağımız insanına yönelik olarak Risale-i Nur’da ifadesini bulan mesajları fark edilip anlaşıldıkça, İslam âleminin ve insanlığın karşı karşıya olduğu kronik problemlerin çözüm reçetesinin adresi de daha net şekilde ortaya çıkıyor.

Bu faaliyetler içinde, Üstadın vefatından sonra başlatılan mevlidler de önemli bir yer tutuyor.

Bunlardan biri, yıllarca okutulan ve bir ara baskına uğrayıp, katılımcılarının gözaltına alınması üzerine fasıla verilen, ancak son senelerde yeniden başlatılarak devam ettirilen Van mevlidleri.

Bir diğeri her Ramazan’ın 25. gecesinde okunması gelenek haline gelen Şanlıurfa mevlidleri.

1990’da bunlara Yeni Asya’nın Ankara Kocatepe Camiinde tertiplediği mevlidler de eklendi. Ama ilki ve 1997’de okutulanı, hayatı boyunca Bediüzzaman’la uğraşmayı birinci iş edinen ceberut zihniyetin tahrik ve provokasyonları ile “olay” haline getirildi; sanki suç işlenmiş gibi üzerine gidildi; 2000 yılından sonra da Kocatepe’de Bediüzzaman mevlidi yapılmasına artık müsaade edilmedi.

Bu durum hâlâ aynı şekilde devam ediyor.

Ancak Nur Talebeleri yine boş durmuyor ve bu hizmeti farklı alternatiflerle devam ettiriyorlar.

Bir ara Ağrı’da, son dönemde Bursa’da okutulan Bediüzzaman mevlidleri bunun örnekleri.

Üstadın ilk sürgün dönemini yaşadığı ve Risale-i Nur’un büyük kısmının telif edildiği Isparta’da gelenek haline gelen mevlidler ise bu meyanda çok daha özel bir yere sahip. Ve görünen o ki, Isparta mevlidleri, 13 yıldır yapılamayan Kocatepe mevlidlerinin yerini almaya namzet.

Bu mevlidlerin en önemli özelliklerinden biri, Peygamberimiz (asm) başta olmak üzere bütün peygamberlere, âlimlere, Allah dostlarına, şehitlere ve dar-ı bekaya irtihal etmiş bütün ehl-i imana dua vesilesi olması yanında, Nur Talebeleri başta olmak üzere mü’minleri bir araya getirip kucaklaştırarak kardeşlik ve dayanışmayı pekiştirmesi, hizmet şevk ve gayretini kamçılaması.

Önümüzdeki Pazar günü yine bir Yeni Asya organizasyonu olarak gerçekleşecek olan Isparta mevlidi, bu mübarek şehrin Risale-i Nur’dan dolayı kazandığı çok özel mazhariyetin resmen de kabul edilip benimsendiği ve bu çerçevede özel projelerin Valilik eliyle hayata geçirildiği bir süreçte okunacak olması yönüyle de ayrı bir anlam taşıyor.

Bu heyecanı birlikte paylaşmak dileğiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*