İtikâfa niyet

Ramazan’ın son on gününe girdik.
Kur’ân-ı Kerîm’de “bin aydan daha faziletli” diye bildirilen Kadir Gecesi, bu günlerde bulunuyor. Bunun kıymetini iyi bilen Peygamber Efendimiz (asm), Ramazan’ın son on gününde itikâfa girerek çokça ibadet ederdi.

İtikâf, bir mescitte veya mescit hükmünde olan bir yerde ibadet niyetiyle bir müddet beklemektir. İtikâf, Allah’ın rızasını kazanmak için, âdâbına riayet ederek tefekkür, tesbih gibi ibadetlerle meşgul olmak maksadıyla bir mescitte kalmaktır. Kur’ân ve Sünnet ile sabit olan bir ibadettir.

İtikâfa giren kimse, gücü yettiği kadar namaz kılar, Kur’ân okur, istiğfâr eder, duâ ve niyazda bulunur. Dinî ve ilmî eserler okur ve tefekkür eder. Dünyevî, lüzumsuz işlerden uzak durur. Hem Peygamberimizin (asm) sünnetini de yaşatmış olur. Hayatın meşgalesinden çilesinden uzaklaşarak, huzura bir yolculuk yapar. “Kim, Allah’ın rızasını talep ederek bir gün itikâfa girerse, Allah Teâlâ onunla ateş arasını doğu ile batı arasındaki mesafeden daha büyük üç hendek ile ayırır.” 1

Bizler de ibadetlerle mescid haline getirdiğimiz hanelerimizde, bu sünneti kuvvetimiz yettiği kadar yerine getirebiliriz. Özellikle mevcut durum yüzünden camilerin ibadete kapatıldığı bu zamanlarda, rahmetin celbine vesile olacak hallere bürünmek gerekiyor. Bir nevi riyazet halinde olduğumuz yuvalarımızda, dünyadan çekilerek aslımızı bulma arayışına girebiliriz. Fazileti çok olan bu günlerin hakkını çok ibadet ederek verebiliriz. Namazla, niyazla, okumalarla, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışabiliriz. Günlük ibadetlerimizi yaparken de halis bir niyet ile itikâftan hissedar olabiliriz.

Hayatı riyazet halinde geçen Bediüzzaman Said Nursî, Ramazan’ın son on gününde itikâfa girerdi. Talebelerini uyarır, o mübarek zaman dilimini en iyi şekilde değerlendirmelerini isterdi. (Son Şahitler. 3/93) Üstadın bir başka tavsiyesi ise, “Kardeşlerimizle halisane ve tesellikârane ve samimane ve mütesanidane hakikî bir ülfet ve muhabbet ve sohbetle Ramazan-ı Şerifte hayrı birden bine çıkan evradlarımızla meşgul olup ilmî derslerimizle bu cüz’î, geçici sıkıntılara ehemmiyet vermemeye çalışmak büyük bir bahtiyarlıktır.” 2 “Ramazanda kalp ile beraber nefsi dahi hakikatlerle meşgul etmek” 3 gerekiyor. O yüzden aklı midemize hâkim olmaya çalışırken, kalbimizle de nefsimize dur demeyi bilmeliyiz.

İtikâf, dünya işlerini bırakarak Allah’a yaklaşmak için vesiledir. İnsanın uzlete çekilerek nefis muhasebesi yapması, kemale ermesi yolunda büyük bir adımdır. Mağfirete vesile olacak bu günlerde sağlam adımlar atabiliriz. Zihni toparlayarak, kalbi meşgalelerden arındırarak, halis bir niyet ile itikâfa girebiliriz. Böylece inşaallah seksen senelik bir ömre bedel Kadir Gecesi’ni yakalar, bayrama kavuşanlardan oluruz.

Dipnotlar:

1) Beyhâkî-Taberânî (İbn-i Abbâs).

2) Şuâlar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2019, s. 793.

3) Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2019, s. 1130.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*