“İttihad-ı İslâm”a susamış bir coğrafya: Dünyadaki İslâm ülkeleri ve tarihçeleri

Bu haftaki yazımı; sayısını çoğu zaman kendimin de elli yedi olarak seslendirdiğim, ham bilgilere dayanan, dış haber ve yoruma dayalı olan, fakat devamlı merak ettiğim, dünyadaki İslâm ülkeleri ve sayısı hakkında yazmak istiyorum.

Bu konuya önem vermemin ana sebeplerinden bir tanesi; Üstad Bedi-üzzaman Hazretlerinin Müslümanlar ve İslâm ülkeleri arasında tahak-kukunu bütün kalbiyle istediği “İttihad-ı İslâm” fikrinin gerçekleş-mesi konusundaki fikirleri, gayreti, planı ve hülyasıdır.

Bir başka konu, yine Üstadın ifade ettiği; “Çin ve Hint’teki Mecusî ve Berâhime ve Afrika’daki zenciler gibi, Avrupa’nın tasallutu altına giren milletlerin hâli ile; Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıklarının, desi-seleriyle Müslüman ülke ve tebalarına ettikleri zulüm ve işkence, çalma ve gasp olayları”nın varlığı ve son bulmasıdır. (17. Lem’a 7. Nota)

Bir başka önemli husus ise, her konuda olduğu gibi bu konuda da büyük bir istikbal tahmini ve tesbiti yapan Bediüzzaman’ın yine haklı çıkmış olmasıdır. Çünkü Bediüzzaman Hazretlerinin 1910 yıllarında telif etmiş olduğu Münâzarât adlı eserindeki şu çok manidar tesbit, istikbale tâ o zamandan ışık tutuyor. “Elhasıl: İslâm uyandı ve uyanıyor. Haşiye: Evet, kırk beş sene sonra Pakistan, Arabistan aşâiri dahi hâkimiyet ve istiklâllerini kazandılar. Eski Said’i bu derste tasdik ediyorlar ve daha edecekler.” (Münâzarât, s. 106, Eski Said Dön. Eser: s: 275)

Mezkûr eserde geçen bu uyanma hareketlerinin başlaması bu tarihlerden çok sonradır. Osmanlı devletinin yıkılması, onun hâkim olduğu topraklarda yeni devletlerin zuhur etmesi çok zahmetli, pahalı oldu ve zaman aldı. Ama, “Avrupa zalimleri”nin ve “Asya münafıkları”nın Müslümanlar üzerindeki zındıkane plânları ve hileli oyunları ve sömürge düzeni nihayet hürriyetlere kavuşmakla gerçekleşip, neticelendi. Bu uyanış 1914-1965 yılları arasında tam otuz dört yeni İslâm devletinin kurulmasıyla gerçekleşti. Yetmişli yıllarda buna sekiz İslâm devleti daha katıldı. Doksanlı yıllarda ise bu sayıya dokuz ülkede daha ilâve oldu. Son olarak bağımsızlık mücadelesi veren iki mazlûm ve mahzun ülke daha var: Çeçenistan ve Filistin. İnşaallah istikbalde bu sayı ile birlikte “İttihad-ı İslâma” gidecek şuurlanma da Müslümanlar arasında yeni bir uyanışın zaferiyle neticelenecektir.

Bu babta “İslâm Devleti” kavramı ve tatbikatının kısa bir tarihçesine bakalım: Tarihteki ilk İslâm devleti; Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) vefatından sonra, Hz. Ebû Bekir’in (ra) halife seçilmesiyle 632-661 yılları arasında Hulefâ-i Raşîdîn (dört halife) zamanında da devam eden devlet olarak kabul edilir.

Bundan sonra Emevîler (661-750) ve Abbâsiler (750-1258) devri gelir.

Geçmiş tarihteki İslâm ülkelerinin sayısı on birdir ve şunlardır: Babürler, Delhi Sultanlıgı, Endülüs Emevîleri, Eyyubîler, Gazneliler, Memlûkiler, Murabıtlar, Osmanlılar, Özbek Hanlıkları, Selçuklular, Timurlar-Altınordu.

Son bir asrın İslâm devletlerine gelince:  Osmanlı Devleti yıkılmadan önce olan bağımsız üç İslâm ülkesi ise: Türkiye (1920), İran, Afganistan. Birinci Dünya Harbi ve sonrasında bağımsız İslâm ülkeleri sekize yükselmişti: Arnavutluk (1914), Yemen (1918), Mısır (1922), Suudi Arabistan (1924), Irak (1927).

20. Asrın ilk yarısı biterken kurulan İslâm ülkeleri: Lübnan (1944), Suriye (1944), Pakistan (1947), Ürdün (1946), Endonezya (1949) gibi ülkelerin ilâvesiyle on üçü buldu.

1950’li yıllarda kurulan İslâm ülkeleri: Libya (1951), Umman (1951), Fas (1956), Tunus (1956), Sudan (1956), Maldiv (1957), Malezya (1957), Gine (1958), Somali (1959) eklenerek sayı otuz yediyi buldu.

1960’lı yıllarda kurulan İslâm ülkeleri: 1960’ta Fransa’dan ayrılan Burkina Faso, Cezayir (1962), Çad, Gabon, Kamerun, Mali, Orta Afrika, Senegal.

İngiltere’den ayrılanlar: Gambiya (1965), Kuveyt (1961), Moritanya, Nijer, Nijerya, Sierra Leone (1961), Uganda (1962).

1970’li yıllardan sonra kurulan İslâm ülkeleri: Bahreyn (1971), Bangladeş (1971), Cibuti (1977), Emirlikler (1972), Gine-Bissau (1974), Katar (1971), Komor (1976), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (1974).

Son dönemde bağımsız olanlar ise: Azerbeycan (1991), Bosna-Hersek (1992), Brunei (1983), Eritre (1993), Kazakistan (1991), Kırgizistan (1991), Özbekistan (1991), Tacikistan (1991), Türkmenistan (1991).

Hâlen bağımsızlık için Ruslarla savaşan Çeçenistan ve ayrıca Filistin de sayılırsa elli sekiz İslâm ülkesi olur.

Genel duruma baktığımızda; Afrika’da 27, Asya’da 27, Avrupa’da 2 olmak üzere toplam 56 İslâm ülkesi vardır. Bugün dünyada mevcut olan bu 56 İslâm ülkesinin isimleri ise (alfabetik sırayla) şöyle: Afganistan, Arnavutluk, Azerbeycan, Bahreyn, Bangladeş, Bosna-Hersek, Brunei, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Çeçenistan, Emirlikler, Endonzeya, Eritre, Fas, Filistin, Gabon, Gambiya, Gine, Gine-Bissau, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Komor, Kuveyt, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Libya, Lübnan, Maldiv, Malezya, Mali, Mısır, Moritanya, Nijer, Nijerya, Orta Afrika, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Türkiye, Türk-menistan, Uganda, Umman, Ürdün, Yemen.

Bu arada İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İİT) uluslar arası kuruluşundan da bahsedelim.

Bu teşkilâtın amacı: İslâm dünyasının hak ve çıkarlarını korumak, üye devletler arasında işbirliği ve dayanışmayı güçlendirmek.

Bu teşkilâta üye ülke sayısı 52, gözlemci üye sayısı da 5’tir. Üye ülkeler: Azerbaycan, Ürdün, Afganistan, Arnavutluk, BAE, Endonezya, Özbekistan, Uganda, İran, Pakistan, Bahreyn, Brunei, Bangladeş, Benin, Burkina-Faso, Tacikistan, Türkmenistan, Çad, Togo, Tunus, Cezayir, Cibuti, Suudi Arabistan, Senegal, Sudan, Surinam, Sierra Leone, Somali, Gambiya, Guyana, Gine, Gine Biseu, Filistin, Komorlar, Kırgızistan, Katar, Kazakistan, Kamerun, Fildişi Sahili, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Yemen.

Gözlemci ülkeler: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (Kıbrıs Türk Devleti adıyla), Bosna-Hersek, Orta Afrika Cumhuriyeti, Rusya ve Tayland’dır. Ümidimiz ve duâmız odur ki, bu ülkeler ve milletleri arasındaki irtibat, birlik, beraberlik, istişare had safhaya yükselsin. “İttihad-ı İslâm”a gidecek gayret ve himmetler ve faaliyetler çoğalsın. Zalimlerin zulmünde inleyen Müslüman kardeşlerimiz, bu diktatör idareci ve hunhar sömürgeci ruhların tasallutundan kurtulsun. Başta bu Müslüman ülkelerin ileri seviyede ve her kademedeki idarecileri olmak üzere, yaşayan halkına, tüm Müslümanlara ve bizlere Cenâb-ı Hak, tahkikî bir iman, halis ameller, rızasına uygun hizmet ve faaliyetlerle ile şuur, basiret, feraset, sadakat ve istikamet nasip etsin. (Âmin).

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*