Kabir azabı bir işkence midir?

İnsan kainat ağacının meyvesidir.

Nasıl ki bir ağacın meyvesi yine bir ağacın program ve planını taşır. Zamanı geldiğinde o meyvenin çekirdeğinden yine bir ağaç teşekkül eder.

Öyle de insan da bu kainatın meyvesi olması hasebiyle yine kainatı netice verecek bir mahiyet taşıyor. Yani insan bir kainat tohumunu bünyesinde saklamakta. Ancak diğer mahlukattan farklı olarak insan, ikinci hayatta ortaya çıkacak kainat ağacının DNA’larını ve genetik yapısını kendisi yazmakta.

Kader-i İlahi bu dünyada insana bir kader programı vermiş. Bu kader programı içinde ise iyi ve kötü her şey bulunmakta. İnsan ise seçimini hangi yönde yaparsa o yönde genetiği yazılmakta. Yani iyi seçimler yaparsa iyi bir tohum, kötü seçimler yapar ise de kötü bir çekirdek halini almakta.

İşte bu hakikate İkinci Sözde şöyle dikkat çekilmekte:

“Demek iman bir mânevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor.(Sözler, s.43)”

Yani insan iman ve İslam doğrultusunda seçimler yapar ve hayatını ona göre tanzim eder ise nihayetinde Cennet gibi bir mekanı ve ebedi bir kainatı netice verecek bir mahiyet kazanıyor. Aksi taktirde seçimlerini küfür ve inkar yönünde kullanır ve mahiyetine yazdığı yazılar zakkum meyveleri verecek şekilde düzenlenmiş ise bu sefer de Cehennem gibi dehşetli bir cezaya düçar kalacak bir vaziyete düşüyor.

Demek ki insan bu dünyadaki inanç ve amelleri ile ahiret aleminde dal budak verecek bir çekirdeğin içindeki yazıları yazmakta. İnsan bir çekirdek mahiyetindedir.

İşte bu çekirdeğin ilk dal ve budak verdiği yer kabir alemidir. Bu aleme berzah alemi de denir.

İnsan bu alemde nasıl yaşamış ise, mahiyetindeki çekirdeğe nasıl yazı yazmış ise çekirdeğin ilk neticeleri ile kabir aleminde yüz yüze gelecektir.

Şayet imanlı ve salih amelli bir yazı yazmış ise çekirdeğine, ilk dal ve yapraklar Cennete doğru uzanıp giden bir mahiyet alacak ve böylece kabir Cennet bahçelerinden bir bahçe olarak tezahür edecektir.

Aksi taktirde ise, yani küfür ve isyan ile ömrünü geçirmiş ise çekirdeğine yazdığı yazıların ilk açılımı olan dal ve budakların ve dikenlerin Cehenneme doğru bir uzantısı olacak ve böylece azabın ilk ateşi ile karşılaşmış olacaktır.

Kabir azabı Cehenneme giden yolun görülmesi ile ortaya çıkan bir azaptır. Bu azabın tek sorumlusu ise insanın bizzat kendisidir. Yani insan kötü amelinin neticesi ile ilk olarak kabirde karşılaşır.

Bazıları kabir azabını bir işkence olarak tavsif etmekte. Haşa!.. Rahmet-i İlahi işkenceden ve durduk yere azap vermekten münezzehtir.

İnsanın kabirde çektiği sıkıntı doğrudan kendi kötü ameli neticesindendir. Hatta Rahmet-i İlahi bir çok günahı affeder de azapların ve sıkıntıların derecelerini düşürür. Bu nedenle rahmet her yerde bir ölçüde tecellisini göstermiş olur.

İşte insanın bu dünyadaki en önemli vazifesi iman ve İslam doğrultusunda mahiyetine Cenneti netice verecek yazılar yazmasıdır. Bu konuda Nurlarda çok güzel izahlar vardır. Bilhassa İkinci söz müstakilen bu konudan bahseder, bakılabilir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*