Kadına yönelik en ağır şiddet: başörtüsü yasağı

EĞİTİM Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu, kadınlara uygulanan en ağır şiddetin başörtüsü yasağı olduğunu söyledi.

Kadına en ağır şiddet; BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI

EĞİTİM Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu, kadınlara uygulanan en ağır şiddetin başörtüsü yasağı olduğunu söyledi. Başörtüsünün, kanunlarla yasaklanamayacağı gibi kanunlarla serbest de bırakılamayacağını ifade etti. Son günlerin tartışılan yeni eğitim sisteminde ailelere inisiyatif ve yetki verileceğine dikkat çeken Sofuoğlu, devletin çocukların geleceğini belirleme yetkisinden daha çok, anne ve babanın çocuğunun geleceğine yönelik karar alma ve uygulama hakkına sahip olduğunu, kız çocuklarının eve kapatılmasının da söz konusu olmadığını vurguladı.

“KESİNTİSİZ EĞİTİM VESAYETİN KENDİSİDİR”

“Kızların okullaşma oranı düşer, çocuk gelin sayısı artar, kızlar okumalı” gibi iddiaları dile getirenlerle bu ülkede yıllarca üniversite kapılarında kızların başına dünyayı yıkanların aynı kişiler olduğunu söyleyen Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Sofuoğlu, “Haydi kızlar okula!” derken üniversite kapılarında kızlara başörtüsünden dolayı “Haydi kızlar başka kapıya!” diyenlerin ikiyüzlülükleri ve samimiyetsizliklerinin yüzlerinden aktığını söyledi. Sofuoğlu, şöyle devam etti: “Meslekî eğitime zarar veren sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ve katsayı uygulamasıyla ilgili olarak ‘Meslek Lisesi Memleket Meselesi’ diye gazetelere ilan veren ve feryat edenler, meslekî eğitimin önünü açacak kesintili eğitime çekince koyarak yalpa yapıyor. Kesintisiz eğitim dayatılırken dilini yutan, kabuğuna çekilen TÜSİAD, ne hikmettir bilinmez, ama şimdi dile geliyor. Bunun adı, tek kelimeyle samimiyetsizliktir. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, 28 Şubat bakiyesidir. Eğitimde vesayetin kendisidir. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde uygulaması yok. Bu garabet, bir an önce ortadan kaldırılmalıdır.”

“DEVLET ÖZÜR BORCUNU YERİNE GETİRSİN”

Mehmet Emin Sofuoğlu, 28 Şubat ve diğer askerî darbelerin mağdur ettiği bütün kesimlerden özür dilenmesi ve haklarının iade edilmesi gerektiğini de belirterek, “Devlet, özür borcunu yerine getirmeli. Bununla da yetinmemeli, açıkta geçirdikleri sürelere ilişkin hak kayıplarını telafi etmeli ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini onlar adına yerine getirmelidir. Hakları iade edilmeyen hiçbir mağdur kalmamalıdır.” diye konuştu. 28 Şubat sürecinde yaşananların laiklik kisvesi altında yapıldığını dile getiren Sofuoğlu, “Tanımsız laiklik, gücü yetenin gözüne kestirdiğini dövmesi için sopa haline getirilmiştir. Anayasa yeniden yapılmalı, laiklik tanımlanmalıdır. İnananın inandığının ve inandığı gibi yaşamasının garantisi olmalıdır” dedi. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*