LEYLE-İ REGAİBİNİZİ BÜTÜN RUHUMLA TEBRİK EDİYORUM
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evvelâ: Seksen küsur sene bir ömr-ü manevîyi sizlere kazandıracak olan Şuhur-u Selâse-i Mübarekeyi ve bilhassa bu geceki Leyle-i Regaibi tebrik ediyoruz. Sizin beraetiniz ve manen galebeniz zalimleri şaşırttı; cepheyi, burada değiştirdiler. Düşmanâne taarruzdan vazgeçip, dostâne hulûl edip, has talebeleri Risale-i Nur’un hizmetinden geri bırakmak için memuriyet gibi bir meşgale buluyorlar veya terfian işi çok diğer bir memuriyete veya diğer bir meşgaleyi buluyorlar. Burada, o neviden çok vakıalar var.
Bu taarruz, bir cihette daha zararlı görünüyor.
Kastamonu L., mektup no: 96, s. 154
Seksen küsur sene manevî ve bâkî bir ömrü kazandırmak sırrını taşıyan Şuhur-u Selâsenizi ve Leyle-i Regaibinizi bütün ruhumla tebrik ediyorum. İki üç gün evvel Yirmi İkinci Söz tashih edilirken dinledim. Gördüm ki içinde hem küllî zikir hem geniş fikir hem kesretli tehlil hem kuvvetli iman dersi hem gafletsiz huzur hem kudsî hikmet hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var. Bir kısım şakirdlerin ibadet niyetiyle risaleleri ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim, “Bârekâllah” dedim, hak verdim.
Kastamonu L., mektup no: 153, s. 260
HAZRET-İ RİSALETİN BİR DERECE, BİR CİHETTE ÂLEM-İ ŞEHADETE TEŞRİFİ
Aziz Kardeşlerim!
Size iki pusulayı Leyle-i Regaib’den altı saat evvel yazdım. Hizbü’n-Nuriye kâğıt ile teslimden sonra, kat’iyen benim kanaatimde bir nevi’ mu’cize-i Ahmediye olarak, iki aydan beri mütemadiyen kuraklık ve yağmursuzluk, her tarafta daima namazlardan sonra pek çok duâların akim kaldığı ve herkes me’yusiyetten derd-i maişet endişesiyle kalben ağlarken, birden Leyle-i Regaib –bütün ömrümde hiç mislini işitmediğim ve başkalar da işitmediği– üç saatte yüz defa, belki fazla tekrar ile melek-i ra’dın yüksek ve şiddetli tesbihatıyla öyle bir rahmet yağdı ki, en muannide dahi Leyle-i Regaib’in kudsiyetini ve Hazret-i Risaletin bir derece, bir cihette âlem-i şehadete teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda nazar-ı ehemmiyette ve rahmeten lil-âlemîn olduğunu ispat etti ve kâinat o geceyi alkışlıyor diye gösterdi. “Acaba duâlarımızda Isparta, bu memleketle beraberdi, bu yağmurda hissesi var mı?” merak ediyorum. Şimdiye kadar çok emarelerle Risale-i Nur bir vesile-i rahmet olmasından, bu rahmet îma eder ki, her halde ehemmiyetli bir fütuhatı perde altında vardır ve belki serbestiyetine bir işarettir.
Hem burada Lem’alar’ın verdiği iştiyak cihetiyle yazıcıların çoğalması, inşaallah bir nevi’ makbul duâ hükmüne geçti.
Emirdağ L., mektup no: 16, s. 65
LÛGATÇE:
âlem-i şehadet: Gözle gördüğümüz, şahit olduğumuz âlem, kâinat.
ârekallah: Allah mübarek etsin, hayırlı ve bereketli olsun.
Hizbü’n-Nuriye: İmana dair tefekkürî hakikatleri ihtiva eden Arabî risale.
hulûl etmek: Girmek, içine sokulmak.
ibadet-i tefekküriye: Tefekkür ibadeti.
kesretli: Çokluğu olan, çok fazla.
küllî: Umumî, genel, bütün olan.
melek-i ra’d: Gök gürültüsü ile vazifeli melek.
muannid: İnatçı, ayak direyen.
Leyle-i Regaib: Regaib Gecesi, Recep ayının ilk Cuma gecesi.
rahmeten li’l-âlemîn: Âlemler için rahmet.
Şuhur-u Selâse: Üç Aylar; Recep, Şaban ve Ramazan.
tehlil: Allah’tan başka ilâh olmadığını ifade etme; lâ ilâhe illallah sözünü tekrarlama, zikretme.
Benzer konuda makaleler:
- Kâinat bu geceyi alkışlıyor
- Kâinatın alkışladığı gece: Regaib
- Kâinat, Regaib Gecesini alkışlıyor
- Kainat bu geceyi alkışlıyor
- Kâinat bu geceyi alkışlıyor
- Kâinat bu geceyi alkışlıyor
- Şuhur-u selâsenizi bütün ruhumla tebrik ediyorum
- Kâinat bu geceyi alkışlıyor
- Şuhur-u Selâsenizi bütün ruhumla tebrik ediyorum
- Kâinat bu geceyi alkışlıyor
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun