Karşınızdaki insanın hangi kapısını çalıyorsanız, onunla karşılaşırsınız

Negatifler yıkıcı oldukları için, tahribatı fazladır. Hemen tesirini gösterir. Tabi bir de kolaydır. Onun için yıkımlar çok hızlı gerçekleşir.

Bu, bazen bir bakıştır; bazen de bir bakmayış. Bazen bir tebessüm, bazen de bir çatık kaştır. Bazen bir sözcüktür, bazen bir cümle.

Hepsi de bir hamledir.

 

**

Bu, günlük hayatta da aynıdır.

İçteki negatif kazanlarda üretilen ve ağızdan çıkan bir söz ne büyük kavgalara, kopuşlara, yıkımlara sebep olabilmektedir.

Küçücüktür, ama etkisi büyüktür.

Oysa bir yıkımı ortadan kaldırmak başlı başına ciddî bir iştir.

Hatta yıkımı ortadan kaldırıp, yerine bir yapım inşa etmek çok daha güçtür. Ve yapım ekibi de zor ve yorucu olduğu için azdır.

Kelimelerin de negatif ve pozitif olmak üzere içinde enerjileri vardır.

Negatif kelimeler yıkıcı bir enerji taşırken, pozitifler yapıcı ve etkili bir enerji taşımaktadır.

Sözdeki etki, sözün niteliğine ve söze anlam yükleyenin algılama kapasitesine göre değişmektedir. Onun için bazen bir cümle, hayattan kopma aşamasına gelmiş bir insanı hayata bağlarken, bazen de hayattan insanı koparabilmektedir.

Güzel, nezih, incitmeyen, içinde iyi niyet, sevgi, müjdeler taşıyan ve adeta okunduğunda, kurulduğunda gülücükler taşıyan kelimeler ve böyle kelimelerden oluşan cümleler; kuranı da, kurulanı da güldürüyor ve pozitif enerji katıyor.

Bazen ise keskindir pozitif cümleler.

Bu, hastalığı tedavi eden neşter gibidir.

Acıdır belki, ama tedavi edicidir. Yoksa hastalığı görmezden gelmek ve yokmuş gibi yaşamak, hastalığın büyümesine ve taşıyanı daha da beter hale getirmesine sebep olacağından, böyle bir davranış iyilik değil, kötülük içerir.

Bir mü’min kardeşin, omuzundaki veya koynundaki bir akrebi göstermesi ne kadar anlamlı ve güzeldir.

Peki böyle bir ikaza, ‘Sana ne be kardeşim’ denir mi? Denirse, buna ne denir? Bence, günün güzel geçmesi için, günlük olarak pozitif enerji kaynaklarından beslenen, pozitif insanlara uğramak akıllıca bir yaklaşımdır.

‘Pozitif insan’ tanımlaması oldukça heyecan vericidir.

Tabiî bu tanımlamanın içinde yer almak çok da kolay değil. Ama formül de yok değil. Daha dün birisiyle karşılaştım ki, pozitif adam, hayatını güzelleştirmek adına, her gün bir cüz okuyor ve yine bir başkası, günde yüz yirmi sayfaları aşan Nur sayfaları okuyor ve mütalâa ediyor. Demek, pozitiflik de kişinin alım kapasitesi oranındadır.

Yüksek enerji hatlardan geçerken, ondan istifade edememek akıllıca değil.

Hiç değilse, hatlarda olanlardan istifade etmek gerek.

Pozitif söylemler içinde olan insana elbette pozitif davranışlar yakışır.

Bir şeyin söylemi olmadan davranışa dönüştürmek mümkün değildir.

Biz de pozitif pencere ile pozitif söylemlerin odağı haline geldik. Bundan böyle bu söylemler de her alanda artarak devam edeceğe benziyor.

Diyeceğim o ki, ‘pozitif adam’ tanımlamasını ilk olarak çok uzaklardan bir telefon konuşmasıyla sevgili İsmail abim seslendirmişti. Seslendirmesi duâ hükmüne geçti ki, şimdilerde dostlar, nerede bir söz hakkı alsam, ‘pozitif adam konuşuyor’; nerede bulunsan, ‘pozitif adam geliyor’ gibi tanımlamalar yapıyorlar.

**

Doğrusu şunu hiç esirgemeden söylüyorum ki, Risâle-i Nur eserlerinden istifade edip de, negatif olan, çevresine olumsuz, ümitsiz, ön yargılı, kirli cümleler kuran bir insanın istifade etmediğine hükmedilir.

Böyle insanlar safra hastası gibidir, ne kadar tatlı cümleler okusalar da, onların gönülleri bu tattan istifade etmez. Çünkü hastadır. Bu güzelim eserlerden istifade edebilmek için, önce hastalığın tedavisi şarttır. Yoksa problem ne okuduklarındadır ne de dinlediklerinde.

Bir de tabiî kişinin halet-i ruhiyesi bozuksa, böyle bir insandan sağlıklı, istikametli, itidalli davranışlar beklemek yersizdir.

Evet, nurlar, bir elektrik akımı hattıdır. Yüksek gerilim, yüksek enerji vardır. Eğer siz ondan istifade etmek isterseniz, belli bir takım altyapı çalışmalarına ihtiyaç vardır.

Yani oluşmuş olan kirlenmelere karşı, tövbe ve istiğfar etmek; güzel sayfalarda bulunabilmek için de sürekli duâ ve tevekkül hali içerisinde olmak; ihlâs, samimiyet, uhuvvet, dürüstlük çok önemli bir alt yapı zeminidir ve bunlar tam bir kulluk halidir.

***

Âlemde duyulabilecek her türden negatif ve pozitif sesler vardır.

Siz hangisine yoğunlaşırsanız, o enerji size açılır.

İnsanlarla konuşurken de durum aynıdır; karşınızdaki insanın hangi kapısını çalarsanız, o kapının ardındakilerle karşılaşacaksınız.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*