Bu paragrafın içindeki öz ve makalenin ser levhasındaki ifade Cenâb-ı Allah’ın Hz. Musaya (as) hitabıdır. Bütün beşeriyete ve bilhassa irşadcı ve hâsseten siyasetçilere bir daimî ders-i ibret olan Taha Sûresi’ndeki 44’ncü âyet, doğrudan doğruya içtimai ve siyasî hayatımıza bakar. Zalim ve hunhar Firavun’a ilzam ve irşad ve ikaz mahiyetinde Hz. Musa’yı (as), kardeşi Hz. Harun (as) ile gönderen Hz. Allah buyurur ki: “O zaman ikiniz ona yumuşak söz söyleyin (kavl-i leyyin), belki öğüt alır veya Allah’tan korkar.” Dolayısıyla “kavl-i leyyin” bir Kur’ân kavramıdır. Musâ Peygamber’e (as), kardeşi Harun’la (as) birlikte Firavun’a gitmeleri emredilirken zikredilmiştir.
Bugünkü âlemde bu âyetin neresindeyiz? Ve ne kadar muhtacız? Âyetteki ifade tarzı kışkırtıcı değildir, bilakis muhatabı düşündürücüdür ve böylece Firavun’un belki düşünüp öğüt almasının, tezekkür etmesinin mümkün olacağı belirtilmiştir. Nefsanî duygularının harekete geçmesine meydan vermeyen bir üslup seçilmelidir; nefsini tezkiye etmemiş bir insanın, nefsi en küçük bir sataşmada galeyana gelmeye hazırdır. Bu da, tebliğin başlamadan bitmesine sebep olur. Hatta günah işleyen ve günahı kendisini kuşatan kimseler bile, kendilerine seviyeli bir dille hitap edildiği takdirde, tebliğe olumlu tepki verebilmektedirler. Peygamber (asm) de olsa bir tebliğci, kimin hidayete erip, kimin eremeyeceğini bilemez. Ona düşen, uygun bir lisanla davet etmektir ve öyle olmuştur. “Çünkü hidayet Allah’tandır.”
Bu manada Kur’ân lebâleb yani baştan sona kadar en küçük âyetten en büyük sûreye kadar doludur. Uhud muharebesinde 3 bin kişilik müşrik ordusuna karşı, başta Efendimiz (asm) olmak üzere bin kişilik sahabe-i kiramdan müteşekkil mü’min ordusunun verdiği mücahedede 70 sahabe (ra) şehid olmuşlardı. Fakat çok önemli bir hadise şudur: Savaşın seyrini etkileyebilecek, kritik bir yer olan Ayneyn tepesine; Efendimiz, Seyyidimiz Hz. Muhammed (sav) Abdullah bin Cübeyr’in komutasında elli okçu yerleştirdi ve şu talimâtı verdi: “Düşmanların bizi mağlup ettiklerini, kuşların etlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi, yardımımıza koşmayınız, yerinizden ayrılmayınız.” Fakat maalesef harbin şiddetinden ve galibiyetin sevincinden o tepe terk edildi ve ardından düşmanların hunhar katliâmları oldu…
Kâinatın Serveri Efendimiz (asm) insanlık âlemine örnek olacak hareketlerle tekrar o sahabe-i güzini (ra) kucaklamıştır ve akabinde nazil olan ayette Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için duâ et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.”1
Hz. Bediüzzaman, Münazarat eserinde bugünkü meşrutiyet ve cumhuriyetin mânâ-i hakikisinde bu âyetin içinde olduğunu tefsir ve tespit etmektedir. En küçük daireden en büyük daireye kadar, eşref-i mahlukat olan insanların bundan nasiplenmesi, feyizlenmesi ve hayata geçirmesi elzem ve mülzemdir. Tabansız ve tavansız bir bina olmadığı gibi, sevgisiz ve saygısız bir insanlık âlemi de olamaz. Eğri oturup, doğrular konuşulmalıdır…
Dipnot:
1- Âl-i İmran: 159. âyet
Benzer konuda makaleler:
- Dâvette üslûp ve Kavl-i leyyin
- Kavl-i Leyyin ile
- Kardeşliğin güzel sonuçları
- İslâmiyet ırkçılığı şiddetle men eder
- Allah’tan korkmalıyız!..
- Herakliyus’un imanı
- Risale-i Nur niçin Siyasal İslam’ı reddeder?
- Kıl tevekkül Hakk’a dayan!
- Gayr-i müslimle selâmlaşma
- Resul ve nebi farkı

1951 Van-Gürpınar doğumlu. Son 40 yılda çeşitli kültürel faaliyetler içinde ve basın kuruluşlarında görev yapmış, Türkiye’nin bütün bölgelerinde yüzleri aşkın konferans ve seminerler vermiştir. Müjde Peygamberi “ASM”, Bediüzzaman’ın Kardeşi Abdülmecid Nursi “Ünlükul”, Bediüzzamandan Çağımıza Müjdeler, Şifa Yaprakları, Risale-i Nurda 40 Hadis-i Şerif ve Alem Çarşısı kitaplarının yazarıdır. Halil Uslu, 21 Temmuz 2015’de Konya’da vefat etmiş ve 23 Temmuz 2015 günü Konya’daki Üçler Mezarlığına defnedilmiştir. Ruhuna El-Fatiha.
İlk yorum yapan olun