Milli Saadetin Temel Şartları
Milli saadetin oluşmasındaki ön şartları biliyorsunuz… Önce milli birlik ve beraberlik, ardından da bağımsızlık gerekir. Daha sonra, bir milletin temel ihtiyaçlarını temin edebilmesi, başkasına muhtaç olmadan yaşayabilmesi ve düşmanlarına karşı egemenliğine zarar vermeden kendini savunabilmesi gerekir.
Önceki yazımızda belirttiğimiz gibi, tüm bunların sağlanmasındaki en önemli şart demokrasidir. Demokrasiye kavuşamamış bir millet, bağımsızlığına da tam anlamıyla kavuşmuş değildir. Çünkü milletin iradesi henüz söz konusu olmamıştır. Yukarıda temel ihtiyaç olarak bahsettiğimiz unsurlardan bizi mahrum eden Kemalizm değil midir?
Eğitim Sistemi ve Kemalizm’in Dayatmaları
Anaokulundan üniversiteye kadar ders müfredatlarına Kemalizm işlenmiştir. İster matematik, ister din dersi olsun, tüm kitapların girişinde Kemalizm bir din ve inanç olarak öğrencilere sunuluyor. Bu inançtan sapmanın, adeta bir günah olduğu telkin ediliyor…
“O olmasaydı, vatan olmazdı.” “O olmasaydı, millet ve devlet olmazdı.” “O olmasaydı, ülke tamamen düşmanların işgalinde olurdu.”
Bu tür vurgulu ifadeler, okul kitaplarında defalarca karşımıza çıkmaktadır. Küçük çocuklara, dini ritüellerin kalıplarıyla adeta bir dogma şeklinde öğretilmektedir.
Ve sonra tüm okullarda M. Kemal köşeleri… Büstü, Nutuk’u, vecizeleri ve çeşitli resimleri… Öğrenciler belirli zamanlarda bu köşelerde bir araya getirilerek, kimi zaman yakarış, kimi zaman sevinçli sesleniş, kimi zaman ağıt, kimi zaman da şikâyet formatında dualar ettirilmiyor mu?
Kemalizm bir din midir? Eğer öyleyse, neden ritüelleri açıkça belirtilmiyor?
Kemalizm bir felsefe midir? Eğer öyleyse, neden tartışmaya açılmıyor?
Kemalizm bir diktatörlük müdür? Eğer öyleyse, yüz yıldır bu diktatörlüğü alkışlayanlara yazıklar olsun…
Dünyadaki tüm diktatörlükler yıkıldı… Komünist Sovyetler’den Küba’ya, Arnavutluk’tan Yugoslavya’ya… Hatta Çin bile değişim sürecine girdi…
Türk milleti başındaki Kemalist diktatörlüğü yıkamadığına göre, bahsettiğimiz diğer milletlerden daha mutsuz değil midir?
Çocuğunuzun gittiği okulda, cebinizde taşıdığınız paranın üzerinde, işiniz için başvurduğunuz devlet dairelerinde, adaletin tecelli yeri mahkemelerde, vatan savunmasının öğretildiği kışlalarda ve hatta milyonlarca iş yerinde Kemalizm’in sembolleri ve temel felsefesi hâkimse, bu ülkenin insanları gerçekten özgür sayılabilir mi?
Kemalizm dört bir yanımızı kuşatmış ve iradelerimizi gasp etmiş değil midir? Buna “Hayır!” diyorsanız, dünya ölçeğinde ülkemiz tam anlamıyla bir ruh hastanesine dönüşmüş ve Kemalizm’le yaşamaktan mutlu olanlara da divane denilebilir.
Onlara göre; her öğrenci bir M. Kemal’dir. Her asker bir M. Kemal’dir. Her memur bir M. Kemal’dir.
Peki, Türk milleti nerede kaldı?
Ve siz bu cinnet hâline ses çıkarmıyor, hatta itiraz edenleri susturuyorsanız, size de yazıklar olsun! Artık başka düşmana ihtiyaç kalmamış; bin yıldır Kur’an bayraktarlığı yaparak tarihe yön vermiş ecdadımızın torunları olarak bir avuç devrimbaza teslim olmuşuz demektir.
Devrimbazların rengi her zaman kızıl olmayabiliyor. Bazen turuncu, bazen sarı, bazen de yeşil görünebiliyor…
Kemalizm’in şov ve münafıklık kostümünü üzerlerine geçiren bazı dindar geçinenler var ki, küçük ve adi menfaatler uğruna Kemalistlerden daha fazla Kemalizm’e hizmet etmektedirler. Hatta hızlarını alamayıp, Kemalistlerin partisine katılarak, M. Kemal’in ihanete uğradığını söyleyecek kadar ileri gitmektedirler. Öyle ki, M. Kemal ve arkadaşlarının bugün yaşasalar, kendi partilerinde milletvekili olacaklarını iddia edecek kadar pervasızdırlar.
Milletin Geleceğini Kim Şekillendiriyor?
Kemalizm, Türk milletinin saadetini önce nifakla vurdu. Bir kısım korkak ve menfaat düşkünü hocaları yanına çekti. Günümüzde olduğu gibi… Sonra Türkiye ve İslâm düşmanlarıyla, kendi siyasi gelecekleri doğrultusunda işbirliği yaptılar. Daha sonra ise bin bir entrika ile İslam toplumunun içini boşalttılar.
Önce birlik ve beraberlik gitti, ardından hürriyet… Sonra ekonomi çöktü ve milletin malı yabancılara satıldı… Millet fakirleşti, köleleştirildi, düşünme yetisini kaybetti…
Şu gerçeği not edenlere ne mutlu: Türk milletinin iradesini, kimliğini, geleceğini, sevgisini, iç barışını, tarihini, kültürünü ve inançlarını çalan Kemalizm’e itiraz etmediğimiz sürece, sefalet içinde hamaset nutukları dinlemeye devam edeceğiz.
Benzer konuda makaleler:
- Müflis Proje: KEMALİZM
- Mehmet Kutlular: Şahsa değil sisteme bağlıyız
- “Dindar Atatürk” portresi asılsız
- Mehmet Kutlular: Bir nur talebesinin siyasetteki istikameti
- Terörün çözümü Bediüzzaman’da
- Rusya’da Komünizm Türkiye’de Kemalizm
- Milli devlet ve orduların korona ile dönüşü
Merhum Cemil Meriç, Kemalizm, “bu millete giydirilen deli gömleğidir”der. Bu deli gömleğini çıkarıp atmadan bu milletin sıkıntıdan kurtulması çok zor.