EURONUR ÖZEL

Kemalizmin En Belirgin Özelliği Tesettür Düşmanlığıdır

Özel Makale / tesettür
Çok insanın zihnini meşgul eden bu soruya, ben de kendime sorar dururum. Tesadüfi değil, hakikatte düşmandırlar. Yalnız tesettüre değil, İslâmı tedai eden her sembole veya işarete düşman oldukları gibi…

Minare,

Ezan,

Kur’an,

Sarık ve cübbe gibi giysiler,

Arap harfleriyle yazılı mezar taşları,

Dini musiki,

Ve çocukların dini terbiyesine kadar, çok şeylere düşmandırlar. Bazıları başörtüsü veya dedikleri… den çok tesettüre düşman olduklarını asla gizleyemezler.

Hamurlarındaki münafıklıktan dolayı, dillerinde İslâmiyeti ikrar etseler de tesettür onların kırmızı çizgisidir. Kemalizmin hocalarından Ziya Gökalp ile Abdullah Cevdet’e sorabilseydik sebebini, belki azıcık izah edebilirlerdi. Kemalistlerin başlattıkları bu düşmanlığın bir kısım hürriyetçi geçinenlerce devam ettirilmesini, ekonomik girdilere veya tüketim politikalarına bağlayanlar olabilir. Tesettüre bürünen kadının, artık tüketim toplumu için bir aracı olamayacağını iddia edenler (giyim, kuşam, süslenmek, makyajdan yüzlerce kaleme) de var. Saygı gösteririm. Tesettüre bu denli düşmanlığının sebebi, bu saydıklarımla açıklanamaz.

Tesettür ve Kadının Yaratılışı

Tesettür kadın için yaratılışın kendisidir.

Cennette yasak meyve hikâyesinde de bu gerçeklik vardır. Bütün peygamberlerde ve geçmiş medeniyetlerde kadını erkekten ayıran önemli bir özellik olarak öne çıkıyor, tesettür. Kadını kadın olmaktan çıkarmanın ilk basamağı; onun iffetini örtüsüyle birlikte çekip almak olmalı. İffet duygusunun zafa uğraması, kadını yaratılışından uzaklaştırmaya başlar. Önce sadakatli bir eş olma rütbesinden düşüş başlar. Sonra annelik duyguları sıkıntıya girer. Güzelliğini keşfeder ve başkasına göstermek üzere evini terk eder. Zamanının çoğunu giyim-bakımına ve gezerek alışverişe ayırır. Eşini, evini, çocuklarını, kendisinden sorumlu olabileceği birinci derecedeki akrabalarını önce ihmal eder ve bir müddet sonra bu saydıklarımın bir angarya olduğuna inanır. Kadın değişmiştir, özgürleşmiştir. Evinden, mutfağından ve çocuklarından kurtulmuştur, Kemalizmin yükselttikleri kadınlar.

Kemalizm ve Tesettür Karşıtlığı

Benim düşüncem, tesettür yalnızca tüketim ekonomisinin engeli değil, insan ahlâkını bozmayı misyon edinmiş Kemalizmin topluma hakimiyetinin de engeli görülüyor. Kadın kotasını duydunuz mu? Avrupalılar bu pozitif kadın ayrımcılığını, cumhuriyetin ilk yıllarında bizde uygulanan politikalardan almışlar. Kaynaklara bakabilirsiniz. Kemalistlerin ihtilâlini incelediğinizde, sinema, gazeteler, güzellik yarışmaları, romanlar ve bizzat M. Kemal’in önderliğinde kadınlar aleminde sürdürülen dejenerasyon partileri bu tarihlerde Almanya, İngiltere ve Amerika’da henüz yaygın değildir, bizdeki kadar.

M. Kemal’in çevresinde, bilhassa 1928’lerden sonra, tek tesettürlü bir kadın göremiyorsunuz. Bu mesafe hükümetin üyeleri ve bürokraside daha hızlı açılacaktır. M. Kemal’in gençliğe armağan ettiği 19 Mayıs bayramı, okullardaki körpe gençlerin iffetlerinden uzaklaştırılarak ahlâksızlığa alıştırıldıkları bayramlardır. İnkâr etme mecalini kendinde bulanlara, arşivlerdeki rezalete göz atmalarını tavsiye ederim. Moskova ve Pekin’deki bayramlara mecburi katılan gençlikleri, onlardaki zorbalıktan dolayı bizdeki gibi gönüllüce bozulmadılar. Bu olayı, Orta Asya Müslüman Türklerine sorabilirsiniz. Uygur Müslümanlarına yapılan zulüm, onların iffet ve dindarlıklarını artırıyor.

Münafık Kemalistler, bizdeki korkak ve menfaatçi bazı hoca ve dini cemaatlerle iş birliğine giderek, kadınlarımızı tesettürden uzaklaştırdılar. Buna delil ise, son yarım asırda Kemalizm’le barış içinde yaşamak isteyen bir kısım dini cemaatlerin medyaları, cemaatlerindeki tesettürsüz kadınları ve dindar ailelerin çocuklarına, Kemalist yetkililerce tesettür aleyhinde yapılan telkinlerdir. Ve birçok dindar anne-babanın bağrını yakan ateş, çocuklarındaki tesettür düşmanlığıdır.

Tesettür | EuroNur

Tesettür Karşıtlığının Toplum Üzerindeki Etkisi

Kemalizm tesettüre o denli düşmandır ki; sınıfında tek bir tesettürlü kız çocuğundan dersi terk eden onlarca Kemalist üniversite hocasının isimlerini verebilirim. Bürokraside, halk vitrinlerinde, askeri garnizonlarda ve millet meclisinde tek bir tesettürlüye tahammül etmeyen din düşmanlarının sığındığı tapınak ise, M. Kemal’in ilkeleri ve dolayısıyla anayasamızın dokunulmaz ilk dört maddesidir.

Millete rağmen anayasa olur mu?

Millete rağmen medeniyet olur mu?

Millete rağmen insanlık olur mu?

İhtilalcilerin başı ve sonraki payandalarının fetva emini Kenan Evren’in başörtüsü hakkındaki içtihadını bilmeyenler, çevrelerine sorsunlar. Şimdi bu Kemalist cuntacılardan parti kurma müsaadesi alan adamın tesettür endişesi olur mu? İsterse şeriatçıyım desin, isterse İslamcıyım. Mustafa Kemal’i rol modeli kabul ediyorsa, gerisi yalandır. O abdestle hiçbir millet işi görülmez. Dinen fasittir. O kadar.

EURONUR.TV´den KONU İLE İLGİLİ BİR VİDEO

Benzer konuda makaleler:

M. Nureddin Kutan

Bazı isimler vardır, her cümlenin ardında bir hikâye gizler. M. Nureddin Kutan da böyle bir isim… Yazılarında ne bir unvan, ne de akademik bir geçmişten bahseder. Onu tanımlayan şey, kelimelerinin gücü ve satır aralarına sakladığı… Devamı »

2 yorum

  1. Jak Kamhi, “Gördüklerim, Yaşadıklarım” diye bir kitap yazmış, Remzi Kitabevi yayınlamış. Bu konular da işlenmiş. Çok çarpıcı şeyler var.

    1
    0
  2. Çok gerçekçi şeyleri anlatmış, sayın yazar. Bakın hiç bir yerde ve zamanda tesettürsüzlükten taviz vermiyorlar. Hastahanelerde, Yargıda, Üniversitede , memurlukta ve bürokraside tesettürlüyü gördüklerinde, neredeyse imanlarını kaybedecekler bu inancın mensupları… İşte İnanalarla inanmayanların ayrıştıkları önemli bir çizgi.

    1
    0

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu