Kemalizm’in Olduğu Yere Demokrasi Girmez

Hatırladınız değil mi? Zıtların aynı mekânı paylaşamayacağını anlatan yüzlerce vecizeyi unutmuş olamayız. “Güneşin girmediği eve doktor girer” sözünü öğretmenlerimiz ezberletmişti. Bu, tersten bir bakış açısıdır: Bir yerde müsbet yoksa, menfi yerini doldurur.

Kemalizm’e Karşı Takıntı mı, Hakikat Arayışı mı?

Bazı okuyucularımız bize takıntılı olduğumuzu söylüyor: Kemalizm’e takmışız… Belki de doğru. Kim temel ihtiyaçlarına veya o ihtiyaçları engelleyenlere takıntılı olmaz ki? Benimki de öyle… Bin senelik Türk tarihinin içine sızmış bu zehre takıntılıyım.

On asır boyunca şehit veya gazi diye koşmuş bir ecdadın torunu, hâkim milletlerin peşisıra boynu bükük kalırsa siz takıntılı olmaz mısınız? Yüz yılı aşkındır, ecdadımdan miras kalan bağımsızlığımı çalanların izini takip ediyorum… Evet, takıntı! Asaletimi, zenginliğimi, cömertliğimi, misafirperverliğimi ve yardımseverliğimi elimden alıp dedemin tahtına oturanlara siz de takıntılı olmaz mıydınız?

Beni bana unutturmak, nereden geldiğimi ve ecdadımın bu coğrafyaya nasıl ve niçin geldiğini öğretmemek için, geçmişten kalan her mimari eseri yıkan, yazıyı silen ve nakşı kazıyanlara takıntılı olmayanlara sormak gerekir: Peki siz kimsiniz?

Demokrasi ve Kemalizm: Birlikte Var Olabilir mi?

Fakat konumuz bu değildi. Yaklaşık yüz elli yıldır inşa etmeye çalıştığımız demokrasimizin önündeki en büyük engelin Kemalizm olduğunu söyleyecektim. Demokrasi ile Kemalizm’in değerleri birbirine taban tabana zıttır.

Mesela;

• Demokrasi: Doğruluk ve şeffaflığı esas alır.
• Kemalizm: Yalan, hile, desise ve kapalılıkla ideolojisini inşa eder.

Yalan ve entrikanın hâkim olduğu bir yere demokrasi girmez. Rüşvet, israf, faiz, rantçılık ve kayırmacılığın yükseldiği bir piyasada, demokrasi asla yaşayamaz.

AB Normları ve Kemalizm Arasındaki Çelişki

Türkiye düşmanlarının elindeki sihirli alettir Kemalizm… Ülkemize uğramak isteyen her güzel değeri Kemalizm ile uzaklaştırırlar. Kemalistlerin dilinden düşmeyen Avrupa değerlerini neden benimsemediklerini hiç düşündünüz mü? Türkiye’nin AB normlarına uyum sağlamasına neden en çok Atatürkçüler karşı çıkıyor? Ya da onların peşinden gidenler? Çünkü dünya biliyor ki, AB prensipleri ile Kemalizm’in ilkeleri birbirine tamamen zıttır. İki zıt kutup bir araya gelemez; tıpkı iman ile küfür, gündüz ile gece gibi…

Muhalefetin İkilemi: Samimiyet mi, Çelişki mi?

Muhalefet temsilcilerinin açıklamaları genellikle iki gruba ayrılıyor:

1. Kemalizm’i Sahiplenenler:

“Sen (yani iktidar) Kemalizm’i menfaatine alet ediyorsun, çekil. Biz gelirsek Kemalizm’e olan bağlılığımızı herkes görecek,” diyen grup. Bu gruba sözümüz yok; en azından samimiler.

2. Demokrasi ve Özgürlük Vurgusu Yapanlar:

“Biz ülkede adalet ve hürriyeti herkese istiyoruz. İdeolojilerin menfaatlere alet edilmesine karşıyız,” diyen grup. Onlara tavsiyemiz: Lütfen demokrasi ve vatanperverlikten bahsederken Kemalizm’i araya karıştırmayın. Yoksa demokrasi iddianız boşa çıkar.

İkiyüzlülük ve Demokrasiye Verilen Zarar

M. Kemal ve Kemalizm’in arkasına sığınan iki tip siyasetçi vardır:

• İnancıyla Kemalizm’i benimseyip bu yolda samimi olanlar.
• Menfaat için Kemalizm’i kullanan, ikiyüzlü siyasetçiler.

İkinci grup, cehalet, korkaklık ve yeteneksizlikle demokrasiyi kirletmektedir. Bu siyasetçilerin demokrasi iddiaları samimi değildir. Demokrasiye zarar vermek yerine ya kendi doğrularını savunsunlar ya da sessiz kalsınlar.

Avrupa Hukuku ve Türkiye’de Demokrasi Arayışı

Türkiye kanunlarından çekinenlere hatırlatalım: Türkiye, AB normlarına uyum sağlamak için demokrasiyi koruma taahhüdünde bulunmuştur. Avrupa mahkemeleri, Türkiye’deki demokratik değerlerin savunulmasında kararlı bir duruş sergiler. Türkiye’deki Kemalist dayatmaların Avrupa nezdinde bir karşılığı yoktur.

Benzer konuda makaleler:

• Müflis Proje: KEMALİZM
• Mehmet Kutlular: Bir nur talebesinin siyasetteki istikameti
• Terörün çözümü Bediüzzaman’da
• İslam ve Demokrasi
• Risale-i Nur yasağı Rusya’ya yakışmıyor
• Yalanın zehiri yılanın zehirinden keskindir
• Mehmet Kutlular: Şahsa değil sisteme bağlıyız