EURONUR ÖZEL

Kenan Neden Hiç Mutlu Olamadı?

Özel Makale / kenan

Bir ömür daha lazım ölümden sonra
Çünkü bu ömrümüzü sadece umutlarla geçirdik.
Şifa da Sensin Merhem de Sen

“Evet, ehl-i şuhudun, ehl-i vukufun tasdik ve şehadetleriyle sabittir ki, iman yümnüyle yürüyen, emn ü eman içindedir.”
Mesnevi-i Nuriye / Onuncu Risale

Kenan’ın Bitmeyen Arayışı

Kenan acılar içindeydi. Ruhu alev aldı kıvrandı ve yandı. Ne tattıklarından haz aldı, ne umduklarını buldu. Ne endişeleri bitti ne huzur buldu. Hayat denen tuzlu sudan içti, içtikçe susadı, susadıkça içti. Canı sıkıldı, sıkıldıkça sıkıntısı sefahatin muallimi oldu. Eğlenceye kaçtı olmadı. Film izledi olmadı. İnternette gezdi olmadı. Sarhoş oldu olmadı. Ruhu huzur bulmadı, yüzü bir an gülmedi.

“Evet küfrün divaneliğiyle, dalâletin sekriyle, gafletin şaşkınlığıyla, fıtraten ebedî ve ebed müşterisi olan bir lâtife-i insaniye sukut eder; ebedî şeyler yerine fâni şeyler alır, yüksek fiyat verir.”Barla Lahikası

Paralar harcadı olmadı, zamanlar harcadı olmadı. Latife-i Rabbaniye ağladı, yalvardı, yakardı. Ama Kenan anlamadı. Anlamadığı şey “… iman yümnüyle yürüyen emn ü eman içindedir.” Mesnevi-i Nuriye / Onuncu Risale. Yani imanla yürüyen güvenlik ve huzur içinde yaşayacaktı. Bu dünyası da cennet olacaktı. Ama o anlamadı, anlamak istemedi. Ve Kenan gibi yaşayan herkesin hakikati şu olacaktı:

“Kur’an-ı Hakîm’in sırr-ı i’cazıyla hakikî bir tefsiri olan Risale-i Nur; bu dünyada bir manevî cehennemi dalalette gösterdiği gibi, imanda dahi bu dünyada manevî bir cennet bulunduğunu isbat ediyor. Ve günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde manevî elîm elemleri gösterip, hasenat ve güzel hasletlerde ve hakaik-i şeriatın amelinde cennet lezaizi gibi manevî lezzetler bulunduğunu isbat ediyor. Sefahet ehlini ve dalalete düşenleri o cihetle, aklı başında olanlarını kurtarıyor.”
İman ve Küfür Muvazeneleri

Bir Musibetle Gelen Uyanış ve İmana Açılan Kapı

Kenan sonunda umutsuzluğa kapıldı. Ama Allah merhametlidir. Bir musibet ona isabet ettirildi. Başına çarpan o acı tokat, onun gözünü açtı.

“O dar dünyada, bir musibetin tahrikiyle kımıldansan, başını, çok uzak zannettiğin duvara çarparsın. Başındaki hayali uçurur, uykunu kaçırır. O vakit görürsün ki, o geniş dünyan kabirden daha dar, köprüden daha müsaadesiz. Senin zamanın ve ömrün, berkten daha çabuk geçer; hayatın, çaydan daha sür’atli akar.”Lemalar-17.Lema

Kenan anladı ki madem dünya hayatı böyledir, hayvaniyet perdelerini bırakmalı, kalb ve ruhunun derecesine yükselmeliydi. İşte o zaman genişlik bulacak, asıl hayatı keşfedecekti.

Ama sen, musibet sana dokunmadan önce uyan. Farkına var.

“Madem dünya hayatı ve cismânî yaşayış ve hayvânî hayat böyledir. Hayvâniyetten çık, cismâniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir. Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir daire-i hayat, bir âlem-i nur bulursun. İşte o âlemin anahtarı, marifetullah ve vahdâniyet sırlarını ifade eden لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ kelime-i kudsiyesiyle kalbi söylettirmek, ruhu işlettirmektir.”
Lem’alar – 17. Lem’a

Kenan gözünü açtı farkına vardı. İmana geldi. Kalbinde büyük bir güven doğdu. Artık eğlenceler, paralar, sahte mutluluklar ona cazip gelmiyordu. Çünkü asıl saadet, imanla gelen huzurdu. Ve imanla yaşanan bir gençlik, ömrü nurla dolduruyordu.

Dostum, belki sen de Kenan gibisin. Çünkü ben de öyleydim. Emin ol çoğu insan öyleydi. Belki ekranların, müziklerin, sahte mutlulukların arasında kalbinin boşluğunu doldurmaya çalıştın. Ama olmadı. Çünkü ruhun ve ruhumuz sonsuzluğu istiyor. Latife-i Rabbaniyen, seni her gün uyarıyor. Ağlıyor, susmuyor, seni hakikate çağırıyor. Ama sesini kısıyorsun. Aslında o senin gerçek dostun.  Bil ki  anlamak ve kavramak olmadan huzur yok, başarı yok ,gerçek gülüş yok. Yok ve bil ki bu bizzat sayısız insan tarafından denendi.

Sen de düşün. Ölümden sonra bir ömür daha lazım. Peki o ömrü kazanmak için bu ömrü nasıl yaşıyorsun? Kenan gibi yanılıp vakit mi kaybedeceksin, yoksa imanla huzura kavuşacak mısın? Gerçekten kalbin ne istiyor? Bir ömür daha verilse aynı yanlışları mı tekrar edeceksin, yoksa bu fırsatı değerlendirip Allah’a yönelerek gerçek özgürlüğü mü bulacaksın?

Kenan bu soruyla yürüyüşe başladı: “Latife-i Rabbaniye nedir, benimle alakası nedir?” Onun yürüyüşü kutlu oldu. Seninki de kutlu olsun . Çünkü imanla geçen bir ömür, hem buradaki hem  ölümden sonraki ebedi gülümsemenin anahtarıdır.

Benzer konuda makaleler:

Deniz Pamir

Satırlarında kainatın sırrını arayan bir kalem… Kelimeleri, hikmetin derinliklerinden süzülen bir nur gibi, zihinleri aydınlatır ve kalpleri ferahlatır. Her cümlesi, mahlukatın ince nakışlarından Halık’ın sonsuz rahmetine bir davetiye gibidir. O, fani sözcüklerle baki hakikatlere köprü… Devamı »

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu