Keşke bu teşhisler ciddiye alınsaydı

Müslümanların yoğun yaşadığı ülkelerde; ekonomik, siyasî, adalet, gelir dağılımı, insan hakları… hiç de iyi değildir. Ya ülkemizin durumu?

Yer üstü ve yer altı kaynakları, üç tarafı denizlerle çevrili olması, Avrupa ve Asya arasında köprü konumu, Ortadoğudaki dindaşlarımız… ülkemiz de diğer ülkelerden pek farklı değildir. Bu cendereden çıkmanın bir yolu yok mu?

Nedenler bilinip, teşhisler doğru yapılır ve doğru tedavi edilirse sahili selâmete rahatlıkla çıkılabilir. Bediüzzaman’ın 1911’de Şam’ da verdiği hutbede şöyle der: “Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı ictmaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki:

Ecnebiler, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber bizi maddî cihette kurûn-u vustâda durduran ve tevkif eden altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır:

1- Ye’sin, ümidsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi.

2- Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyaside ölmesi.

3- Adavete muhabbet.

4- Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları bilmemek.

5- Çeşit çeşit sâri hastalıklar gibi intisar eden istibdad.

6- Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasetmek. (Hutbe-i Şamiye)

1- Yeis en dehşetli bir hastalıktır ki, Âlem-i İslâm’ın kalbine girmiş. İşte o yeistir ki bizi öldürmüş gibi, garbda bir-iki milyonluk küçük bir devlet, şarkta yirmi milyon Müslümanları kendine hizmetkâr ve vatanlarını müstemleke hükmüne getirmiş…

Madem bu derece bu hastalık bize bu zulmü etmiş, bizi öldürüyor; biz de o katilimizden kısâsımızı alıp öldüreceğiz. (…)

2- Evet sıdk ve doğruluk, İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Riyakârlık, fiilî bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk ve tasannu, alçakça bir yalancılıktır. Nifak ve münafıklık, muzır bir yalancılıktır… (…)

3- Muhabbet, uhuvvet, sevmek İslâmiyetin mizacıdır, rabıtasıdır.

4- Hürriyet-i şer’iye ile meşveret-i meşrûa, hakikî milliyetimizin hâkimiyetini gösterdi. Hakikî milliyetimizin esası, ruhu ise İslâmdır…

Hakikat-i İslâmiye bütün siyasâtın fevkindedir. Bütün siyasetler ona hizmetkâr olabilir. Hiçbir siyasetin haddi değil ki, İslâmiyeti kendine âlet etsin.

5- Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyedeki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şer’iyedir. (…)

Keşke bu teşhisler ciddiye alınsaydı. Tavsiye edilen tedaviler uygulansaydı. Nice yıllar heba oldu. İnşaallah Üstadın bu tavsiyeleri dikkate alınır da nice yıllar heba edilmez.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*